Yazgülü Aldoğan Size de kimseyi beğendiremiyor muyuz, yoksa karıştırıyorlar mı?
HABERİ PAYLAŞ

Size de kimseyi beğendiremiyor muyuz, yoksa karıştırıyorlar mı?

Haberin Devamı

Sadun Deniz Özyılmaz yazmış, twitter’da: “İnönü sağırdı, Ecevit sağcıydı, E.İnönü pasifti, Kılıçdaroğlu aleviydi, size bir türlü beğendiremedik, enteller!”

Özyılmaz Baykal’ı da beğenmezmiş ama unutmuş!

Ayrıca diğer CHP’lilerle bir atıştırıyor ki üslup AKP trollerini aratmıyor.

CHP’de hafta sonu kopan fırtınada sular durulmadı, daha ne kadar dalgalanacak, bekliyoruz! Ama çok üzülüyoruz. CHP’nin birbirine düşmesini değil, tam tersine, bölük pörçük ve rengarenk olan yüzde 51 HAYIR’ı toparlamasını bekliyorduk. Ki saç saça baş başa bir kavga çıktı, Baykal, Sağlar ve hiç beklenmedik bir Selin Sayek Böke olayı patladı.

Böke’ye atılan iftiraya görsem inanmam. Üstelik haberin kaynağı faul, yandaş medya, belli ki karıştırma görevi ABD Büyükelçiliği’nden değil, bir parti genel merkezinden! Fikri Sağlar’ı Akşam’a demeç verdiği için eleştirmiştim, beni eleştirenler açığa düştü, Sağlar, kendisi de yanlış olduğunu kabul etti.

O yaşta o ferasete bunun masumane bir seçim olduğuna ise kimse inanmıyor tabii!

Ne ki mal bu. Başka sığınak yok. CHP yoktu, yeniden kurulması gerekti.

Ya da varsa kendine güvenen, kursun bir MARCHE hareketi, hem bizim marşımız da var, Güneş ufuktan şimdi doğar, Yürüyelim arkadaşlar!

Bakarsın hiç kimsenin tanımadığı, bilmediği bir genç insan, iki yıl sonra başkan!

En az nefret edilen seçimi kazandı!

Fransa seçimlerinin sonucu, bizim çok alışık olduğumuz bir durum. Fransız seçmeni aslında Macron’a bayılmıyordu. Ama diğerlerinden o kadar nefret ediyordu ki en az nefret ettikleri Macron, ikinci turda ipi göğüsledi!

Siyaset bilimcilerin ölçtüğü bir durumdur bu. Seçmenin oy verme davranışlarında negatif seçim. En çok beğendiğine değil, yok çünkü böyle biri, en az nefret ettiğine oy vermek! İki turlu seçimde, seçmenin önünde iki seçenek vardı: ya aşırı sağcı, ırkçı Marine Le Pen’e oy verecek, ya da birden bire ortaya çıkmış Macron’a.

Seçimlere katılım her zamankinden az oldu, bu duruma kızanlar sandığa gitmedi. Geçersiz oy sayısı da her zamankinden fazlaydı, giden seçmenlerin bir kısmı, ikinizi de istemiyoruz yazmıştı! İki yıl sonra aynısı gelebilir başımıza. Aman en son yapacağımız şey sandığa gitmemektir.

Hadi Fransızın kaybedeceği laiklik gibi hayati meseleleri yok. Ama bizim bundan da çok!

İktidarın Osmanlı hayranlığı

Zaten bitmişti

Sanki Atatürk ve silah arkadaşları geldi de Osmanlı’yı bitirdi. Yahu zaten bitmiş, İngiliz’e, Fransız’a, hatta Yunan’a teslim olmuştu; padişah, Mustafa Kemal’i de azletmiş, hakkında da idam fermanı çıkarmıştı! “Gavura teslim olmamak için” başlayan milliyetçi hareket, önce askeri başarıyı, ardından yıkılmış gitmiş enkazın üzerine misak-ı milli sınırlarını ve yeni bir siyasi sistemi getirdi.

Ok atmalar

Onun için bu askere Osmanlı kıyafetleri giydirmeler, spor deyince ok atmalar, yetmedi bitmedi. Osmanlı hayranlığından hareketle Mustafa Kemal’e sövüp saydırmalar da yerini bulmuyor. Geçen yüzyılın en büyük siyasi lideri olduğunu bütün bir dünya kabul etmiş. Yerine onun kadar muazzam bir insan gelmemiş.

Hep ters tepti

Sevgi saygı, sadece askeri değil, siyasi dehasına, insanlığına. O insanı karalamak için yapılan bütün gayretler ters tepiyor. Ayyaş dediler, içiyordu, size ne? Şimdi belden altı vurmalar, cinsel içerikli olmuş. Siz önce hayır amacıyla kurulmuş vakıflardaki çocuk istismarlarının hesabını verin! Atatürk’ün kime aşık olduğu, kiminle birlikte olduğu gizli saklı değil. Hayatının dörtte üçü cephede geçmiş bir erkek için haliyle çok az. Üstelik de o çok yakışıklıydı, çok karizmatikti.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder