Gündem Soçi'de 9 günde ikinci randevu

Soçi'de 9 günde ikinci randevu

Paylaş
Soçi'de 9 günde ikinci randevu

13 Kasım’da Soçi’de Rusya Devlet Başkanı Putin ile bir araya gelen Erdoğan, 22 Kasım’da yine Rusya’ya gidecek. Putin, Erdoğan ve İran lideri Ruhani, üçlü zirvede Suriye krizinin siyasi çözümünü görüşecek. Erdoğan yılbaşından bu yana 4’üncü kez Rusya’ya gitmiş olacak

Hakan Çelik

RUSYA BİZE AFRİN’DEN ÇEKİLME SÖZÜ VERDİ


Rusya ziyaretimizde sayın Putin ile Suriye’de savaşın sona erdirilmesi ve siyasi geçiş konusunu etraflıca ele aldık. Türkiye, Rusya ve İran olarak Astana sürecini devam ettirmek istiyoruz. Ayın 22’sinde liderler düzeyinde ben, Putin ve Ruhani Rusya Soçi’de bir araya geleceğiz. Bir gün önce dışişleri bakanları ve genelkurmay başkanlarımız bir araya gelerek hazırlık yapacak. Başta İdlib, Afrin olmak üzere son gelişmeleri ele alma imkanımız olacak. Afrin’den çekilme konusunda Rusya Hamburg’taki G-20 zirvesinde bize söz verdi. Astana ve Cenevre süreçlerinin eşgüdümlü biçimde devamı konusunda mutabık kaldık. PYD konusundaki tavrımız çok açık ve net. Bundan taviz veremeyiz.


SURİYE’DE SİYASİ ÇÖZÜM İÇİN GEREKENİ YAPARIZ


DEAŞ’lı militanların Rakka’dan çıkarılması çok tartışma yarattı. İki terör örgütünün anlaşmasını ve bunun ABD’nin gözetiminde olmasını nasıl karşılıyorsunuz?

Amerikalı albay 3500 sivil, 300 potansiyel teröristin tahliye edildiğini söyledi. Bunların Türkiye’ye sızma tehlikesi var mı? Rutin asker mantığı ile yapılmış bir açıklama gibi görünüyor. Önemli olan onları oralarda görevlendiren siyasetçinin ne dediği. Orada kaç DEAŞ’lı olduğunu, kaçının çıktığını bildiğini de zannetmiyorum. Rakka, DEAŞ’ın Suriye’deki ana merkeziydi. ‘Biz oralarda yokuz; havadan müdahale ediyoruz, sadece lojistik destek sağlıyoruz’ diyorlar ama gerçek öyle değil. Amerikalı komandolardan tutun, değişik güvenlik güçlerine varıncaya kadar YPG ile bizzat o mücadelenin içinde yer alanlar var. YPG elemanlarına para verdiklerine dair duyumlar var. ABD’nin Suriye’de 5 hava üssü, 8 de diğer üssü var. Şimdi bir de Rakka’da üs kuruluyor. TIR’larla sevk edilen silah, mühimmat oralara serpiştiriliyor. Yaşananlar, ABD’nin oralarda kara planlamasında da yer aldığını çok net ortaya koyuyor.

Putin ile görüşmenizde PYD-YPG’nin masaya davet edilmeyeceği konusunda güvence aldınız mı?

Biz terör örgütlerinin olduğu masada kesinlikle olmayız. Bu, Cenevre için de geçerli, Astana için de. Siyasetin namusundan taviz veremeyiz. Ben bu hususu Putin’e de söyledim. 22 Kasım’da liderler görüşmesinde nereye varılabileceğini çok daha net göreceğiz. Siyasi çıkış yolu deniliyorsa o zaman hadi tüm silahlar araziden çekilsin; o zaman BM, AGİT bunları devreye sokalım, siyasi çıkış yolunu arayalım. Biz de siyasi çözüm için üzerimize düşen ne varsa yapalım.


YUKARI KARABAĞ SORUNU KONUSUNDA PUTİN ÜMİTSİZ


Sayın Putin ile Yukarı Karabağ konusunu da görüştük. Bu meselenin Rusya tarafından ele alınması gerektiğini ifade ettik. Çünkü Rusya’nın bölgede Ermenistan üzerinde ağırlığı var. 7 reyondan 5’i ile ilgili daha önce çıkan karar var. Bu kararlara uyulması gerekliliği üzerinde durduk.

Bu hususta Putin acaba Astana süreci tarzında bir adım atar mı?

Kendisi olumlu bakıyor ama gördüğüm kadarıyla çok umutlu değil. 5 reyondan çıkılacağına dair BM’nin kararı var ama buna rağmen Ermeniler buraları boşaltmadı. Buraların işgal altında olduğunu BM Güvenlik Konseyi kabul etti. Buralar boşaltılmış olsa, o zaman gerçek sahipleri gelip topraklarına yerleşebilirler


İSLAM'IN ILIMLISI ILIMSIZI OLMAZ


Lübnan Başbakanı Saad Hariri’nin istifa etmesinin yankıları sürüyor. Suudi Arabistan içindeki güç kavgası, ‘ılımlı İslam’ açıklaması için ne diyorsunuz? Hariri ile ilgili süreci takip ediyoruz. Birkaç gün içinde Lübnan’a döneceğini açıklamış. Dolayısıyla birkaç gün beklemekte fayda var. ‘Ilımlı İslam’ tartışmasıyla alakalı olarak ben öteden beri aynı şeyi söylüyorum: İslam, İslam’dır. ‘Ilımlı Hıristiyanlık, ılımsız Hıristiyanlık’ gibi ifadeler kullanıyor muyuz? İslam için de bu tarz ifadeler kullanılması; dinimizin şiddetle özdeşleştirilmeye kalkışılması yanlıştır. Bu açıdan, ılımlı İslam, ılımsız İslam tarzındaki ifadeleri doğru bulmuyoruz.


S-400'DE BÜROKRATLAR İLE YAKLAŞIM FARKI VAR


S - 400 füze savunma sisteminin Rusya’dan alımı konusunda gelişme var mı?

Anlaşma imzalandı, detaylar üzerinde görüşmeler sürüyor. Avanslar meselesi var, kredi meselesi var. Ödemelerdeki faiz noktasında bu görüşmemizde Putin ile mutabakat sağladık. Hatta bakanlar olarak da mutabık kalındı, teyit ettik. Alttaki bürokratların yaklaşımı ile ikimizin ortaya koyduğu yaklaşımın farklı olduğu ortaya çıktı. Arkadaşların yoğun çalışmaları olursa, 22’sinde bir araya geldiğimizde önemli mesafe katetmiş oluruz.

Yeniden vize muafiyeti konusunda bir gelişme var mı?

Vize meselesinde ciddi anlamda bir yumuşama söz konusu.


CHP'Lİ İKİ VEKİLE DAVA


Başbakan Binali Yıldırım, çocuklarının şirketlerine dair açıklamalarında, kendisine iftirada bulundukları gerekçesiyle CHP’li vekiller Selin Sayek Böke ve Barış Yarkadaş’a manevi tazminat davası açtı. Yıldırım, iki vekilden 20’şer bin TL talep etti. Cumhuriyet Gazetesi, Başbakan’ın çocuklarının ‘vergi cenneti’ Malta’da şirketleri bulunduğuna dair belgeleri yayınlamıştı. Yıldırım, siyasete girdikten sonra tüm şirketlerini çocuklarına devrettiğini açıklamıştı.


MHP İLE HER ADIMA VARIZ



Devlet Bahçeli’nin ‘MHP, AK Parti ile sonuna kadar birlikte mücadele etmeye kararlıdır’ açıklaması oldu. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?

Ben sayın Bahçeli’nin cumhurbaşkanlığım dönemi içinde yerli ve milli olarak vatanseverlik konusundaki tüm yaklaşımlarını aynen paylaşıyorum. Bundan sonraki süreçte de vatanseverlik noktasında, ülkemizin değerleri noktasında; hele hele terör örgütleriyle dayanışma içinde olan ana muhalefet partisi karşısında, vatanımızın çıkarları için MHP ile her türlü adımı atmaya varız. Bu konuda tereddüdümüz dahi yok.

SEÇİM İTTİFAKI DÜŞÜNÜLEBİLİR


Seçim sistemi, ittifak, seçim barajı tartışılıyor. Bu konuda bir çalışma var mı?

Bu konuda çalışma yok. Bana göre şu an için bu erken sayılabilecek bir tartışma. Olaya ekonomik ve mali istikrar olarak bakmamız lazım. Yüzde 50+1 ile siyasi istikrar geliyor. Bunları göz önüne aldığımızda belki bir seçim öncesi ittifak düşünülebilir. Bu da yetkili kurullarımızın çalışması, gerekli değerlendirmeleri yapması gereken bir iş.


'ATATÜRK'Ü SEVMEK BAŞKA ATATÜRKÇÜLÜK YAPMAK BAŞKA...'


10 Kasım itibariyle başlayan bir gündem var. Partinizin Atatürk başlığında yeni bir hassasiyeti mi var?

Konuşmamda, bu ülkede tabular oluşturulmaması gerektiğini vurguladım. Atatürk’ü sevmek başka bir şey, Atatürkçülük yapmak başka bir şey. Anlatmak istediğimiz budur. Ülkemizde maalesef böyle bir durum yaşanıyor. Efendim ben Atatürk ifadesini kullanmıyormuşum! Yok öyle bir şey. Kullandığım yerler var, kullanmadığım yerler var. Atatürk’ün imzasına bakarsınız, bazı yerlerde ‘K. Atatürk’ diye imzası var, bazı yerlerde ‘Gazi Mustafa Kemal’ diye. Ben Gazi Mustafa Kemal de diyorum, Atatürk de diyorum. Ama adamın derdi bağcı ile olduğu için, ne deseniz kusur buluyor. Düşünün artık, kimlerin eline diline düştü. Marksistlerin, afedersin PKK’lıların, HDP’lilerin, şunların bunların eline düştü. Onlarla birlikte yürüyen kim? Sözde Atatürkçü Kılıçdaroğlu. Kaldı ki Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, kendisini putlaştırmaya çalışanlara yönelik aleyhte çok veciz ifadeleri var. Al biraz da onları oku.