Kültür - Sanat Şövalyeliğin Kuralları
Paylaş
Şövalyeliğin Kuralları

‘Bana nasıl yaşayacağımı söyle’... Ünlü oyuncu Ethan Hawke’ın ‘Şövalyeliğin Kuralları’ adlı kitabı, nasıl yaşayacağını bilemeyenlere hayat tarafından yazılmış bir mektup gibi.

Tolga MERİÇ

Hayatın nasıl yaşanacağını bilemediğiniz oldu mu hiç?

Ünlü oyuncu ve senarist Ethan Hawke, “Şövalyeliğin Kuralları” adlı kitabında, belki de en çok hayatın nasıl yaşanabileceğinin yanıtını arıyor.

Kitap uzun bir mektup formunda kaleme alınmış. Şövalye Thomas Hawke, 1483’te, çıkacağı savaşın bir gece öncesinde, çocuklarına hayat rehberi olmasını umduğu bir mektup bırakmaya karar veriyor. Hem kendi şövalyelik hikâyesini hem de gerçek bir şövalye olabilmenin sırlarını aktaracağı bu uzun mektubunun başlarında şöyle yazıyor: “Henüz bir delikanlıyken nasıl yaşayacağımı bilmiyordum.”

İnsanı afallatan yalınlıktaki ve güzellikteki bu cümlenin devamında, nasıl yaşanacağını bilmediğini fark edene kadar, akşamları arkadaşlarıyla buluştuğunu, içki içtiğini, kavga ettiğini, gece yarılarına kadar ortalığı kırıp geçirdiğini öğreniyoruz.

Çoğu zaman, saldırganlığını, ruhunun vahşiliğini annesinin onu doğururken ölmüş olmasına bağlamış ama insanlara çektirdiği acılar yüzünden de vicdan azabı duymuş hep.

Hayata neden geldik?

Gayesizlik onu kurşun gibi ağırlaştırıp dibe batırırken, bunun yarattığı başıboşluk da kendini uçup gidecekmişçesine hafif ve önemsiz hissettirmiş. İşin aslı, hayata hangi nedenle geldiğini bir türlü kavrayamıyormuş.

Sonunda, babasıyla arasındaki husumetten dolayı daha önce ancak birkaç kere görebildiği büyükbabasının kapısını çalmaya karar vermiş. Kral V. Henry’nin okçuları arasındayken şövalyeliğe yükselen büyükbabasına “Herkes senin buraların en bilge adamı olduğunu söylüyor. Lütfen bana nasıl yaşamam gerektiğini söyle,” demiş.

Şövalye Thomas’ın ertesi gün katılacağı savaştan sağ çıkamama endişesiyle çocuklarına yazdığı bu mektup, dünyaya gelme nedenini henüz kavrayamamış ve nasıl yaşayacağını bilmeyen herkese bırakılmış bir miras gibi. Çünkü bu girizgâhtan sonra yazdıkları, yani kitabın tamamı, Sir Thomas’ın kendi deneyimlerinden oluşmuş bir mirastan ibaret değil. Mektup, var olduğundan bu yana varoluşa anlam bulmaya çalışmış insan türünün hayata dair damıttıklarından oluşuyor daha çok.

Bir anlamda, Şövalye Thomas’ın mirasından çok, hayat dediğimiz şeyin kendi mirasının aktarıldığı bir mektup bu. Şövalye Thomas, hayatın bunu yapmasına, yazarak aracılık etmiş gibi duruyor.

Hayatı yeniden diriltiyor

Tabii, hayatın kendi mirasını bırakmasından söz ediyorsak, hayatın ölmeye başladığından da söz ediyoruz demektir. Kitapta böyle bir tez savunuluyor mu peki?

Açık açık savunulmuyor, hayır.

Fakat kitap hayatı yalnızlık, tevazu, şükran, gurur, yardımlaşma, dostluk, bağışlayıcılık, dürüstlük, cesaret, zarafet, sabır, adalet, cömertlik, disiplin, adanmışlık, inanç ve sevgi temaları üzerinden hatırlatarak yeniden diriltiyor. Niçin ve nasıl yaşayacağımızı bilemediğimiz hayatı, bir kere daha, yaşanası bir şeye dönüştürüyor.




Şövalyeliğin Kuralları
Ethan Hawke
Çeviri: Sevi Sönmez
Doğan Novus
148 sayfa

Haberin Devamı