Deniz değil insanlık gidiyor

Oyunun kendinden çok etrafında dönen hikayelerle ilgileniyoruz. Sahaya odaklanmak, sistem, teknik, taktik ve altyapı yerine yalnızca güce taptığımız için "Kim soyunma odasını daha iyi basar?" soslu tartışmalarla geçiyor ömrümüz. Bu kaos ortamı içerisinde başarı umuyor ve anlık sonuçlara takılıp kalıyoruz. Ankara gibi bir yerde kolundaki ‘Dersim 62’ dövmesi nedeniyle eleştirilen Deniz Naki'nin çığlığını duymadık mesela.

DÖVME İLE BAŞLADI HİKAYE

Karakızıl taraftar grubunun Facebook sayfasında şu açıklamaya zamanında ses verseydik biraz sonra okuyacağınız cümleleri duymazdık belki de: "Ben Dersim doğumluyum, Tunceli değil. Bunu politikacılar gibi çıkar elde etmek için söylemiyorum, bunu söylemekten başka bir seçenek göremiyorum önümde. Bu aynı zamanda yaptırdığım dövmenin nedenidir. Aleviyim. Bunu ırkçı bir anlamda söylemiyorum, sadece birçok insan sorduğu için yanıtlıyorum. Ve bunun yüzde 100 arkasındayım. Kimsenin beni yanlış anlamasını istemem. Diğer milletlere karşı herhangi bir önyargım yok ve tüm dinleri saygıyla karşılıyorum. Bu konu hakkında artık daha fazla aptalca yorumlar görmeyeceğimi umuyorum."

IŞİD'İ NASIL ELEŞTİRİRSİN!

Elbette Deniz Naki'nin düşündüğü gibi olmadı. Deniz Naki, Ankara’da 3 kişinin saldırısına uğradı. 3 saldırganın yolunu kestiklerini belirten Deniz Naki, olayı Birgün'e şöyle anlattı: "Takımın tesislerinden çıkmıştım. Üç kişi peşimden “Kürt Alevi Naki sen misin “lan Naki!” diye bağırarak bana yaklaştı. Etrafımı sardılar, bu esnada sürekli küfürler ettiler. Aleviliğimle, Kürt olmamla ilgili küfürler ettiler. Kobane ile ilgili bağırıp çağırdılar. Kolumda neden Tunceli değil de Dersim yazdığını sordular. Ben onları sakinleştirmeye çalışırken aniden solumda duran adam bir yumruk attı yüzüme. Ben şok oldum. Kendimi korumak için bir karşılık verip oradan kaçtım. Üç kişiydiler ve silahlı, bıçaklı olmalarından korktum. Peşimden küfür etmeye devam ettiler, 'IŞİD sizi bilmem ne yapsın' diyerek bağırdılar. Bunun sadece bir uyarı olduğunu söylediler.”

KENTİ TERK EDİYOR

Deniz Naki tüm alacaklarından feragat ederek, ailesinin de endişelerini de gidermek için Ankara’yı bugün terk ediyor. Gençlerbirliği Kulübü yaptığı açıklama da ayrımcılığı kınıyor fakat "Ancak bu olay adli makamlara yansımadığı gibi, futbolcumuz da bu hadiseyi olay yaşandıktan iki gün sonra bize bildirmiştir" gibi ilginç bir savunma örneği veriyor. Bu aslında artık yalnızca kırmızı siyahlıların bir sorunu değil. Ankara'da bir futbolcu kolundaki dövme ve sosyal paylaşım sitelerinde vahşi terör örgütü IŞİD hakkındaki görüşlerini paylaştığı görüşleri nedeniyle dayak yiyor, tehdit ediliyorsa bu hepimizin sorunudur. Belki futbolcu arkadaşları, teknik direktörler, futbolun tüm paydaşları Deniz Naki'ye sahip çıkar. Yarına umutlu bakabilmek adına bu birliktelik şart!