Yaşam Survivor'ı yaratan bir Türk'müş

Survivor'ı yaratan bir Türk'müş

Paylaş
Survivor'ı yaratan bir Türk'müş

Bugün kitleleri ekran başına çeken Survivor oyunlarının ilham kaynağı aslında bir Türk'müş...

Türkiye’de sol görüşleri sebebiyle hapse giren hatta işkence gören genç psikolog Muzaffer Şerif, sonunda ülkeyi terk ederek ABD’ye gitti. Orada toplumsal psikolojinin önde gelen temsilcilerinden biri oldu ve 1954’te, yani bundan tam 57 yıl önce yüzyılın psikoloji alanındaki en önemli deneylerinden birini gerçekleştirdi. Robbers Cave Experiment adını taşıyan bu deney, Survivor yarışmasının da ilham kaynağı sayılıyor.

Haberin Devamı

HABERTÜRK'ten Gülenay BÖREKÇİ'nin haberi şöyle:

Muzaffer Şerif’in Oklahoma’daki Robbers Cave Milli Parkı’nın tam ortasındaki 200 dönümlük kuş uçmaz, kervan geçmez bir yaz kampında gerçekleştirdiği Robbers Cave Experiment üzerinde çok konuşuldu, sonuçları çok tartışıldı. Bugün bile üniversitelerin psikoloji, medya ve siyaset bölümlerinin müfredat programlarında yeri var. Medya teorisyenlerine göre Survivor gibi tabiatın ortasında geçen ve grup rekabeti üzerine kurulu reality show’ların ilham kaynağı. Genel olarak bir toplumdaki ötekileştirme ve ayrımcılık gibi sorunlar konusunda da son derece yaratıcı çözümler içerdiğini düşünenler de yok değil.

Robbers Cave Experiment’ın içeriğine gelince... 24 genç öğrencinin, ıssız bir yaz kampında birkaç ay geçirmesi planlanmıştı. Hepsinin benzer geçmişleri ve ilgi alanları olmasına dikkat edilmişti, ders notları da aşağı yukarı aynı seviyedeydi. Tıpkı Survivor’da olduğu gibi kampa 2 otobüsle, 12’şer kişilik gruplar halinde getirildiler. İki grup da kendini tek zannediyordu, yani herkes ikinci bir grubun varlığından habersizdi. Kaldıkları yerler birbirine epey uzak olduğu için kimse başlangıçta öteki gruptaki deneklerle karşılaşmadı. Yaz kampının bekçisi rolünü üstlenen Muzaffer Şerif, bilim uğruna “daha haince” planlar da yapmış, mesela normal hayatta arkadaş oldukları bilinen öğrencileri bilhassa ayrı gruplara yerleştirmişti.

Haberin Devamı



Ayrıntıları kâğıt üstünde son derece titizlikle tasarlanan deneyin ilk sonuçları çok geçmeden alındı, iki grubun üyeleri de kendi içlerinde bir hiyerarşi oluşturmuş ve doğal bir şekilde astlar ve üstler belirlenmişti. Astlar üstlere koşulsuz itaat ederken, üstler onlara emir vermekten hatta zaman zaman sert davranmaktan çekinmez olmuştu.

“Ortama uyumlanma” adı verilen bu ilk aşamanın sonunda artık herkes öteki gruptakilerle tanışmaya hazırdı. Sonrasında “Çatışmanın doğuşu” adını taşıyan ikinci aşama başlayacaktı, yani öğrenciler tıpkı sıradan izci kamplarında olduğu gibi, çeşitli spor ve eğlence dallarında yarışacaktı.

Haberin Devamı

Şaşırtıcı olan şey, istisnasız bütün öğrencilerin öteki grubun mensuplarına düşmanca davranmaya başlaması oldu. Yarışmalar sırasında durum iyice kötüleşti. Bir kere herkes normal hayattakinden çok daha iyi performans gösteriyordu, sanki bu yaz kampında başarılı olmak bir ölüm kalım meselesiymiş gibi... İkincisi, karşı gruptakilere zarar vermek için hiçbir fırsatı kaçırmıyorlardı. O kadar ileri gittiler ve tehlikel sinyalleri vermeye başladılar ki, ikinci aşama hemen iptal edildi ve son aşamaya geçildi.

ORTAK ÇIKARLAR REKABETİ SİLDİ

Bu aşama, Muzaffer Şerif’in planlarına göre sakinleşme ve barışın sağlanması aşaması olacaktı. Zira 24 kişilik bir insan topluluğunu, sadece 2 gruba ayırmak bile aralarında düşmanlığa yol açıyorsa, bunu düzeltmenin ve o insanları aynı noktada buluşturmanın da bir yolu olmalıydı. Şerif bu amaçla 2 grubun çıkarlarını da ilgilendiren ortak hedefler belirledi. Öğrencilere gene birtakım görevler veriliyordu, ama rekabet ortadan kaldırılmıştı. Bir grup için başarı olan şey öteki için başarısızlık halini almadığında huzur nihayet sağlandı. Şerif ve yanında görev yapanlar kampın yegâne su kaynağını kullanılmaz hale getirdiler. Bu, iki tarafın da sorunuydu. Öğrenciler bu sorunu kafa kafaya vererek çözmeyi bir süre sonra başardı. Hatta işler o derece yoluna girdi ki, dönüş yolunda aynı otobüse binmekte ısrar bile ettiler.

Haberin Devamı

Ayrımcılık başlatıldığı hızla sonlandırılabilir mi?

Robbers Cave Experiment toplumsal psikolojinin en tartışılan meselelerinden biri olan ayrımcılık ve ötekileştirme sorunlarının bir toplumda ne kadar kolayca tetiklenebileceğini, farklı gruplar arasında düşmanlığın nasıl büyük bir hızla büyütülüp savaşa dönüştürülebileceğini ortaya koyduğu için bilim tarihinde çok önemli kabul ediliyor. Dahası çözümü de kendi içinde taşıyan bir deney bu, zira Şerif’in de pekâlâ kanıtladığı gibi, ayrımcılık başlatıldığı kadar kolayca ortadan kaldırılabiliyor, düşmanlık etkisiz hale getiriliyor.

William Golding Şerif’ten mi etkilendi?

Tamamen tesadüf olabilir elbette ama William Golding’in çok benzer bir temayı daha karanlık bir şekilde ele aldığı ünlü romanı Sineklerin Tanrısı, Muzafer Şerif’in deneyinin kitap olarak yayınlanmasından sonra okur karşısına çıktı.

HABERTÜRK

Haberin Devamı