Giriş
Gelecek pazar İstanbul’da
taksiciler ‘korsana hayır’ diye
bir miting düzenliyor. İstanbul’da
oturmayanlar için ‘korsan taksi’
nedir, kısaca açıklayayım. Bazı
kişiler, bir araya geliyor. Bir
durak oluşturuyor. ‘Süreli araç
kiralama’ adı altında yasa dışı
olarak taksi hizmeti veriyor.
Tabii ki vergi vermiyorlar. Millet
neden korsanı tercih ediyor?
Çünkü mesafeler arası ücret,
normal taksiye göre daha ucuz.
Ben korsan taksi kullanan biri
değilim. Ama yasal taksi
kullanmaktan da kaçınıyorum.
Çünkü taksicilere öfke doluyum.
Bundan 12 yıl önce, Yeşilköy’deki
İstanbul Atatürk Havalimanı’nda
uçaktan neredeyse koma halinde
inip taksiciye Yeşilköy’deki bir
hastanenin adını verdiğimde,
“Neredeki hastane?” diye
sorduğundan beri öfkeliyim
(O taksicinin o hastaneyi
bilmemesine imkan yoktu.
Sadece mesafe yakındı ve eğer ben yerini
bilmeseydim o hasta halimle beni
dolaştıracak ve alacağı üç kuruşun
uğruna belki ömür boyu sakat
kalmama neden olacaktı). Daha
bu yılın başında, eşimi, gideceği
yere normal yoldan götürmeyip
yine üç kuruş fazla almak için
gecenin bir yarısı sokak sokak
dolaştırdıklarından beri öfkeliyim
taksicilere (Eşimi taksinin içinde
ağlarken bulmuştum).
‘Korsana hayır’ diyeceklermiş... Desinler.
Ama bilsinler ki biz de, bu kentin
insanları olarak taksilerle ilgili
bir sürü şeye ‘Hayır’ diyoruz.
Onlar korsan taksici istemiyor,
biz de aşağıda okuyacağınız
türde taksici istemiyoruz...
***
* Kısa mesafe gideceğinizi
öğrendikleri zaman sizi
almaktan vazgeçen, almışsa da
indiren, en olmadı yol boyu
surat yapan taksicileri...
* Yolu bilmediğinizi anladıkları
zaman, sizi dolaştırıp, 10 lira
tutacak yere 50 lira taksimetre
yazdıran taksicileri...
* Yolu bildiğinizi
anladıkları zaman da
‘Şimdi orası çok tıkalıdır’
deyip yine de kendi bildiğini
okuyan taksicileri...
* Leş gibi ter kokan, kendisine
ve müşterisine saygı duymayan,
hizmet sektöründe çalıştığının
farkında olmayan taksicileri...
* Üstü başı pejmurde,
beş karış sakallı, kaba,
her müşteriyle samimiyet
kurmaya kalkan taksicileri...
* Gideceğiniz yeri bilmeyince
‘Ben karşının taksisiyim’ diyen
ya da ‘Abi ben daha dün
başladım’ diyen taksicileri... (Yahu
taksicilik bu kadar kolay mı?
Memlekettten dün gelip de bugün
taksiye nasıl oturuyor bu insanlar?
Hiç mi denetimi yok bu işin?)
* Para üstü vermemek
için kıvranan, cüzdanında
sakladığı sahte paralarla
müşterisini dolandırmaya
kalkan taksicileri...
* Gündüz yol aldığınız halde
gece tarifesi açan (Neyse ki kalktı
gece tarifesi), bunu fark edince de
‘Abi yanlışlık olmuş’ diyerek
işi pişkinliğe vuran taksicileri...
* Neredeyse hurdaya
çıkacak kadar eski taksilerle
çalışan, klimasını açmayıp
vatandaşı taksinin içinde
ter içinde bırakan, içi dışı
pis taksilerle işe çıkan
taksicileri...
* Dikiz aynasının yanına
koyduğu küçük aynalarla, arkaya
oturan kadınların bacaklarına
bakan, yalnız binen kadınlara
‘götürmek’ amacıyla olta atan,
daha da ileri gidip sözle, bakışla
ve elle taciz eden, hatta tecavüze
teşebbüs eden taksicileri...
* Uydurduğu dramatik
hikayelerle kendini acındırıp
müşteriden dilenci gibi
fazla para almaya kalkan
taksicileri...
* Ya tamamen arabesk çalan
radyo istasyonlarını dinleyen,
ya da sürekli dini yayın yapan
radyoları açarak aklı sıra
‘tebliğ’ görevini yerine getirdiğini
sanan taksicileri...
* İstanbul yollarını ralli
alanı sanıp makas atarak
yol alan, ‘Biraz yavaş şoför
bey’ dediğinizde de bozulup,
saatte 20 km. ile yol alan
taksicileri...
* Gece-gündüz çalışıp uykusuz
olarak direksiyon başına geçen,
sadece kendinin değil müşterisinin
ve tabii ki trafikteki diğer şoförlerin
hayatını tehlikeye atan taksicileri...
İstemiyoruz. Şimdi bu yazıyı
okuyup da, “Bunlar
azınlıktadır. Taksici esnafı
şöyle iyidir, böyle iyidir,
hödö, bödö” diye mailler
atmayın, ben taksicilerin ciğerini
biliyorum. Aksine, taksiciler
arasında ‘Adam gibi adam’
olan esnaf sayısı çok azdır.
O yüzden ‘Korsana hayır’
mitinginizi desteklerken,
bu gerçekleri de göz ardı
etmemenizi istiyorum.
Önce siz kendinizi temizleyin
olur mu taksici kardeşlerim?
