Magazin Tavla kelimesinin kökeninin anlamı nedir?

Tavla kelimesinin kökeninin anlamı nedir?

Paylaş
Tavla kelimesinin kökeninin anlamı nedir?

Selçuk Yöntem’in sunduğu ‘Kim Milyoner Olmak İster’ adlı yarışmada tavla ile ilgili bir soru, sosyal medyanın en çok merak edilen konularından biri haline geldi

Sunuculuğunu Selçuk Yöntem'in üstlendiği ve ATV’de ekrana gelen Kim Milyoner Olmak İster yarışma programının dünkü bölümüne “tavla” sorusu damga vurdu. Soru şöyleydi: İtalyancadan Türkçeye geçen “tavla” kelimesinin kökeninin anlamı nedir?

Yarışmacı; şans, pul, tahta ve zar şıkları arasında kararsız kalınca telefonla joker hakkını kullandı. Telefonda soruya yanıt alamayınca yarı yarıya joker hakkını kullananmak istedi.

Cevaptan emin olamayınca son joker hakkı olan çift cevap hakkını da kullanan yarışmacı “tahta” doğru yanıtını vererek 30 bin TL’ye yükseldi.


TAVLANIN TARİHÇESİ


Tavla iki kişi ile oynanan en eski masa oyunlarından bir tanesidir. Tavlanın tarihçesi bundan 5000 yıl öncesini işaret eder. Satrança karşılık olarak icat edildiği iddia edilir. Tavla, özel bir platform üzerinde 15 siyah, 15 beyaz taşla oynanan bu oyunu kimin icat ettiğine dair çeşitli kaynaklar farklı şeyler anlatır.


ESKİ ÇAĞLARDA TAVLA ÖRNEKLERİ


Pers İmparatorluğu'na ait Shahr-e Sokhteh (Yanmış Şehir) adlı yerde yapılan kazılarda M.Ö. 3000 yıllarına ait tavlaya benzer, 2 zar ve 60 taş ile oynanan bir oyun bulunmuştur. Ur'da yapılan kazılarda ise üzerinde yılan resmedilmiş ve bu oyuna ait tahta bulunmuştur. Bu bulgu, ilk buluntulardan 200 yıl daha eskidir.

M.Ö. 7. ve 8. yüzyıla ait Hintlilere ait kalıntılarda zar ve taşlarla, kumar oynamak için oynanan benzer bir oyuna rastlanmıştır.

Mısır'da da tavlaya benzer bazı oyunların oynandığına dair tabletler üzerine resmedilmiş kalıtlar bulunmaktadır.


TAVLANIN İCADI


Bilindiği kadarı ile, 1400 yıl önce İran Şahı (Pers İmparatoru) Nevşiyan ’ın baş veziri Büzur Mehir tarafından geliştirilmiştir. Zaman kavramından alınan ilhamla tasarlanan oyunun tüm zamanların en çok oynanan oyunları arasında olması son derece etkileyicidir.

Tavlada esinlenilen zaman kavramı şu şekilde açıklanmaktadır. Senenin birliği olarak tavla bir tanedir. 4 köşesi 4 mevsimi, tavlanın içindeki karşılıklı 6 ’ş ar hane 12 ayı, pulların toplamı ayın 30 gününü, siyah taşlar geceyi beyaz taşlar gündüzü, karşılıklı 12 ’şer hane günün 24 saatini simgeler.


TAVLA İLE İLGİLİ RİVAYET


Rivayete göre eski zamanlarda Hint İmparatoru, satranç oyununu Pers İmparatoruna, yanında bir mektup ile hediye olarak göndermiştir.

Mektubunda oyunla ilgili hiç bir açıklama yapmazken şöyle bir mesaj yazmıştır.

Pers imparatoruna:
Kim daha çok düşünüyor,
Kim daha iyi biliyor,
Kim daha ileriyi görüyorsa
O kazanır.
İşte hayat budur...


Pers İmparatoru dönemin en âlim veziri olan Buzur Mehir ile bu mesajı paylaşarak, ondan oyunu çözmesi ve kendisinin de karşılık olarak Hint İmparatoruna hediye edilmek üzere başka bir oyun icat etmesini ister. Vezir haftalarca çalıştıktan sonra gönderilen satrancın her taş hareketini ve oyunu çözer daha sonra da on günde tavlayı icad eder ve imparatora sunar.

Hint İmparatoruna tavla oyunuyla birlikte gönderilmek üzere şöyle bir mesaj hazırlanır

Hint imparatoruna:
Evet, kim daha çok düşünüyor,
Kim daha iyi biliyor,
Kim daha ileriyi görüyorsa
O kazanır.
Ama biraz da şanstır.
İşte hayat budur...


Tavlada, 4500'den fazla hamle ihtimali bulunduğundan oyunda ustalaşmak zamanla ve oyunun çok oynanması ile sağlanmaktadır. Ancak zarın şansı simgelemesinden dolayı şans faktörü de kendisini hissettirmektedir.

AVRUPA'YA YAYILIŞI


Tavla oyununa, Galliler "küçük savaş", İspanyollar ise "gerçeklerin masası" derdi.



Romalılar ise şarap eşliğinde 12 yollu oyun adı verdikleri tavlanın bir başka versiyonunu oynadılar.

Oyun, 480 ile 1000 yılları arasında büyük ilgi görüyordu.

Uzun bir süre Japonya'da illegal olarak oynanan tavla Arapların 902'de Sicilya'yı işgaliyle birlikte İtalya'ya da yayıldı.

Oyun adını da İtalya'da aldı. İtalyanca "Tavla", tahta anlamına geliyor. Oyun, tahta bir zemin içinde oynandığı için tavla adıyla anılmaya başlandı.

Haçlı Seferleri'yle birlikte İngilizlerin de tanıştığı tavla 15. yüzyıldan itibaren satrancın yerini almaya başladı.

Kraliçe I. Elizabeth'in tahta çıkışına kadar illegal olan tavladan kraliçenin strateji geliştirmekte yararlandığı söylenir.



17. yüzyıldan I. Dünya Savaşı'na kadar popülaritesini artıran oyun iki savaş arasında etkisini yitirdiyse de 1970'lerle birlikte yeniden yükselişe geçti.

TÜRKLERDE TAVLA


Osmanlı Devleti ’nde 1400’lü yıllarda tavla oyunu yaygınlaşmıştır. Osmanlı’nın yükseliş döneminde tavla çok büyük bir önem taşımaya başlamıştır. Günümüzde tavla geleneği Türklerde devam etmektedir. Türkiye ’de çok yaygın bir oyun olan tavlada usta oyuncular bir gelenek biçiminde zar kombinasyonlarının Farsça ’dan Türkçe’ye geçen isimlerini kullanırlar.
Yek (1), Dü (2), Se (3), Cehar (4), Penç (5), Şeş (6).



Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Yalova'da yaveri Salih Bozok'la tavla oynarken. (21 Temmuz 1935)


İŞTE TAVLADA ZAR İSİMLERİ

Tavlayı çok iyi bilen ustalar, attıkları her zara bir isim verir. İşte tavla oynayanların mutlaka bilmesi gereken zarlar ve isimleri…
1-1: Hep Yek Dü Yek
2-2: Dü Bara (günümüz türkçesiyle:dubara)
2-1: Dü yek
3-3: Dü Se
3-2: Seba-i Dü
3-1: Se Yek
4-4: Dört Cihar ("Caar" gibi de okunur)
4-3: Cihar-ü Se
4-2: Cihar-i Dü
4-1: Cihar-ı Yek
5-5: Dü Beş
5-4: Beş Dört (penc-i caar)
5-3: Penc-ü Se
5-2: Penc i Dü
5-1: Penc-ü Yek
6-6: Dü Şeş
6-5: Şeş Beş
6-4: Şeş Cehar
6-3: Şeş-ü Se
6-2: Şeş-i Dü
6-1: Şeş-ü Yek


Haberin Devamı