Bamtelimiz koptu. İzmir’in Konak İlçesinde, fenalaşarak hastaneye kaldırılan Tayfun Talipoğlu hayatını kaybetti. Ölüm haberi sonrası sevenleri sosyal medyadan şu duygusal mesajları paylaştı Gazeteci Tayfun Talipoğlu bugün saat 01.00 sıralarında Göztepe Mahallesi 76 Sokak’taki evinde fenalaşarak yere yığıldı. Evde bulunan arkadaşının haber vermesi üzerine gelen sağlık ekipleri Talipoğlu’na ilk müdahaleyi yaptı. Tedavi altına alınan Talipoğlu, yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Kalp krizi sonucu yaşama veda ettiği değerlendirilen Tayfun Talipoğlu’nun kesin ölüm nedeni otopsi sonucu belli olacak. Tayfun Talipoğlu'nun ölümünden sonra sosyal medyadan şu duygusal mesajlar paylaşıldı: On gün oldu olmadı.Yeşilköy'de kitap fuarında imzayı bitirdim, kalktım.Arkamdan müzikli,tanıdık,yumuşak bi ses.-Kerim.Döndüm baktım sen.-Tayfun abi,nasılsın?Güldün yine küçücük,müstehzi.Biraz öyledir onlar.Hem bam telidir hem de Tayfun abi ya,o buğulu ses ekrandan mı geldi yoksa burada mı diye saniyenin onda birinde gidip gelirsin.Var mı çayın,dedin.-Olmaz mı,abi buyur.Hayat,üzerine ben hayatı biliyorum diye ahkâm kesilmeyecek kadar sert esprilerle tokat olup vuruyor yüzüne insanın.Hem bilene kulak verişim hem de yaşayacağımı kabullenişim ondan.Öyle olur zaten.Çok biliyorum derken takla attırırsın arabaya.Sadmeli gidişimiz kibrimizin vurgunudur.Kıdemi biri büyük,biri küçük iki gasteci ne yapar?Memleketten bahsettik,korkularımızı,başımıza gelenleri anlattık.Ah dedik,ah.Yine de umudunu hiç yitirmemiştin.Bana da umut oldun.Şu instagramı bir göster bakayım bana,dedin.Gösterdim.Hoşuna gitti.Albüm çıkarıyorum dedin,nasıl sevindim.Programa çağıracağım seni kıvırma,dedin, sözleştik,sarıldık,gittin.Bu son gülüşümüzmüş.Umarım daha iyi bir yerdesin.Ya da daha da güzel gelecek,bam telimizi bambaşka titreteceksin.Bir kez daha ders verdin bana giderken.An bu andır dem bu dem.Tüm derde tasaya gülüp,geçeceksin.“Celâliyle zâhir olsa bu da geçer be yâ hû,cemâliyle ayan olsa bu da geçer de yâ hûRahmetle,hasretle,saygıyla sevgili ağabeyim.Nur içinde yat. Yıldızlar kadar uzak günlerde Ankara'da aynı kaderi paylaşan genç muhabirlerdik. Çok yakındı binalarımız ben meclisin köşesinde kanal d'den sen Karum'un içindeki Atv'den fırladığında ilk biz ulaşırdık olay yerine aynı zamanlarda. Başbakanlığın kapısında, beraber dayak yediğimiz toplumsal olaylarda ya da Tunalı'da. Rakiptik, yarışırdık ama kardeştik çünkü muhabirdik tam hayatın ortasında. Ankara Hilton ilk açıldığında seni atlatmak için Swiss Trophy yapan dağcılarla çatıdan halatla inmiştim senin yükseklik korkunu bildiğim için . kardeşim zaten bir tek yükseklik korkun vardı canım benim cesur kardeşim, eğer bu satırları sen benim için yazsan kim bilir nasıl anlatırdın ama gözyaşlarıyla yazmak bana kaldı. Söz vermiştik daha çok ve güzel yaşayacağız yeni aşklar kavgaları bırakmayacağız diye Ankara günlerinden beri ilk kez sözünü tutmuyorsun farkında mısın . Bültenlere sığamamıştık sonunda benim gülmece haberlerim senin şiirsel anlatımın bizi Ankara'dan kopardı İstanbulda, yollarda programcı yaptı ama dostluğumuzu koparamadı. Çok zor günler yaşıyorduk ama az kalmıştı Tayfun damarlarımız ve stentdlerimize iyi bakacaktık hani, niye yarı yolda bıraktın beni ben nasıl silicem şimdi o anıları, sesini, dostlukları nasıl silicem rehberimdeki kardeşim Tayfunum Taliboğlum yazan numaranı. Yaşlandığımızı ama eskimediğimizi, köşeye itilsek de saygınlığımızı kaybetmediğimiz böyle aniden yüzümüze vurmasaydın aslan kardeşim ne yapacağım şimdi bu gözyaşlarımı bir de onu diyiverseydin. arkandan klasik hiçbir şey söyleyemeyeceğim seni hep yaşamak için. Yiğit kardeşim can arkadaşım zor günlerimin desteği adam gibi meslektaşım