Giriş
Kürt edebiyatının önde gelen isimlerinden Feqiye (Fekiye) Teyran adını hiç duydunuz mu? İtiraf edeyim, ben yeni öğrendim. Ancak biraz araştırınca Doğu Anadolu’da 300 yıl kadar önce yaşamış olan bu halk ozanının Kürtler arasında bile az tanındığını fark ettim. Bu durum Anadolu’da yazılı Kürt edebiyatının varlığının çok uzun süre kısıtlanmış olmasına bağlanıyor. Kürt aydınları Teyran’ın kulaktan kulağa aktarılarak günümüze kadar ulaşan eserlerinin de yeterince bilinmediğini söylüyorlar.
Hakkâri doğumlu Teyran 1590-1660 yılları arasında yaşamış. Şiirlerin yanı sıra masallara da imza atmış olan Teyran’ın dini bir yönü de var... Medrese eğitimi görmüş ve tasavvufa ilgi duymuş...
Feqiye Teyran, Van’da dün başlayan kültür etkinlikleriyle anılacak. Bu belki de Kürtçe yayın yapan TRT Şeş’in açılmasından bu yana devlet tarafından organize edilen en önemli faaliyet olarak kayıtlara geçecek.
Etkinliklerin ev sahipliğini AK Parti Van milletvekili Gülşen Orhan’ın öncülük ettiği Bahçesaraylılar yapıyor. Türkiye’deki en tanınmış Vanlı siyasetçilerden AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in de desteklediği festivalin konukları arasında Devlet Bakanı Egemen Bağış da var. Bağış, Ankara’daki Avrupa Birliği büyükelçilerinin çoğunu Van’a götürdü. İçinde rafting yarışlarının da bulunduğu geniş kapsamlı programın destekçileri arasında Van Valiliği de var.
“Demokratik açılım sona erdi” değerlendirmesinin yapıldığı bir ortamda, devlet eliyle Van’da Kürt edebiyatının ünlü ismi Feqiye Teyran’ı anmak için festival düzenlenebilmesi -doğrusu-cesaret gerektiren bir durum.
Bir zamanlar, Kürt adının karın üzerine basılması neticesinde çıkan “kart kurt” sesinden türediğini ileri süren devletin yıllar sonra böyle bir festival düzenleyebilmesi dikkat çekici...
Bölgede kültürel, sosyal ve ekonomik yaşamı canlandırmaya yönelik atılan adımlara rağmen silah bırakmayan PKK’nın dün 10 askeri öldürerek yeniden şiddet dalgasına yönelmiş olması sanılanın aksine bölge halkının geleceğini hiç umursamadığını gösteriyor.
Davutoğlu ve Şahenk
Amerikan Başkanlarından Woodrow Wilson adına verilen ödüllerin bu yılki sahipleri Türkiye’den Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu ve Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk oldu. İstanbul’daki törene bende davetliydim.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun performansını birkaç gündür sürdürülen tartışmaların ötesinde değerlendirmek gerekir. Davutoğlu’nun son yıllarda attığı adımlar sadece Türkiye’de değil dünyada da yakından izleniyor. Örneğin Davutoğlu’nun aktif çabaları olmasaydı bugün Sırplar ve Boşnaklar yeniden silaha sarılmış olabilirdi.
Ödülün diğer sahibi Ferit Şahenk birçok alanda dünyaya örnek olan başarılı bir Türk işadamı. Uluslararası ölçekte projelere imza atıyor. Türk ticaret hayatının daha rekabetçi ve üretken olabilmesi için uğraşıyor. Bunu yaparken modern ve sıra dışı yöntemler kullanıyor, toplumun farklı kesimleriyle iyi ilişki kuruyor ve stratejik düzeydeki sosyal sorumluluk projelerine destek veriyor. Şahenk’in sahibi olduğu Garanti Bankası, NTV ve Volkswagen gibi şirketlerin performans çizgisini izlemek bile gurubun gidişatını görmek için yeterli fikir verebilir. Bunların da ötesinde Şahenk, arkadaşlarını çok iyi motive ediyor, çalıştığı insanları mutlu etmesini biliyor ve bunun sonucunda ekibinden iyi performans alıyor. Hem Davutoğlu hem de Şahenk, Wilson ödülü için çok doğru isimler.
