Toshack'ın acı dersi

Dünyadaki bazı topluluklara özel sempatim var. Bunun da sebebi tarihlerinden ve kökenlerinden geliyor. Örneğin Büyük Britanya Adası’nda Galler’e sempatim var. Sebebi de, bizdendirler. Anadolu üzerinden yüzyıllarca önce Avrupa ve Britanya’ya göçen, bugün bile köklerini kaybetmeyen ‘Kelt’lerden geliyorlar.
Yıllar önce Göztepe-Cardiff, Fuar Şehirleri Kupası için (1969-70) Cardiff’e gidince onları yakından tanıdım. Beşiktaş’a 97-98 yıllarında teknik direktör olan John Benjamin Toshack da onlardan birisi idi. Toprağını seven, özü sözü doğru bir adamdı. Toshack geçen haftalarda başta Futbol Federasyonu ve kulüp başkanları olmak üzere bize çok acı bir ders
verdi. Beşiktaş iki maçta Kiev’e rekor gol yiyip elenince; Toshack sordu “Bu Türk takımı mı? Türk futbolcular nerede? 9 yabancı gördüm Beşiktaş’ta. Ben başarımı genç takımdan alıp yetiştirdiğim Türk çocukları ile kazandım” dedi.
Bu, bugün görevde olan Futbol Federasyonu’na ve kulüpleri yöneten başkanlara gerçekte çok acı bir dost uyarısı idi. Toshack bizden biri gibi konuşmuştu. Şimdi ben soruyorum; gurbette doğup yine de Ay-Yıldızlı formayı seçen çocuklarımız olmazsa milli takımımızda kim oynayacak?
Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak da, haziranda değişecek ülkemizi teslim ettiğimiz Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki temsilcilerimiz de tribün seyircisi gibi belki onlar kadar bile ilgili olmadan bu dramı seyrediyorlar.
Ben bizim çocuklardan kurulu bir Milli Takım’ın 10-0 yenildiği bir maçı yabancı ve devşirmelerden kurulu bir takımın 10-0 galibiyetine değişmem. Bir sirke benzeyen, yürekten değil, banka hesapları ve menajerlerin talimatı ile oynayanlarla dolu bir ligi istemiyorum. Bu sporda olduğu gibi, hayatımızda da böyle olmalı.
Yabancı da olsa öğretmenlere her zaman evet, amma sınıfa yabancı öğrenci istemiyoruz. Bizim sıralarımızda beyaz yakalarında Ay-Yıldız olan çocuklarımız otursunlar..