Sağlık Türk anneler bebeklerini doğru besleyemiyor

Türk anneler bebeklerini doğru besleyemiyor

Paylaş
Türk anneler bebeklerini doğru besleyemiyor

Annelerin en büyük kaygısı, bebeğini sağlıklı bir şekilde büyütmek. Ancak bu süreçte yapılan çok önemli hatalar, bebeğe büyük hasar veriyor. Türkiye'de ilk 6 ayda doğru beslenen bebeklerin sayısı sadece yüzde 10. Bu tabloya göre Türk anneleri dünya ortalamasının çok gerisinde yer alıyor. İşte araştırma sonuçlarına göre anne sütünün önemi ve en sık yapılan hatalar...

Senim TANAY KARAKUŞ
senim.tanay@posta.com.tr


Anne sütü
, hiç şüphesiz bebeğin beslenmesinde oldukça önemli bir rol oynuyor. Bu nedenle pek çok sağlık otoritesi, bebeğe ilk 6 ayda sadece anne sütü verilmesini, 6. aydan itibaren ek gıdalara geçilmekle birlikte 2 yaşa kadar anne sütüne devam edilmesini tavsiye ediyor. Ancak buna rağmen birçok anne, bebeklerini "daha sağlıklı" büyütmek için hatalı yöntemlere başvurmayı tercih ediyor. Bunlar arasında anne sütünü erken kesmek, ek gıdaya çok erken başlamak gibi bebeğin metabolizmasında olufte yedirenler bile var.

Geçen günlerde, 40 yıldan bu yana anne sütünün özelliklerini araştıran Nutricia Anne Sütü Araştırma Merkezi’nin Hollanda'da bulunan merkezinde anne sütü ve emzirme üzerine oldukça önemli bilgiler paylaşıldı. Biz de toplantı sonrası Danone Türkiye Entegrasyonu Genel Sekreteri Dr. Yalım Üner ile buluşup araştırmanın detaylarıyla ilgili konuştuk...

İLK 1000 GÜN ÇOK ÖNEMLİ

Anne sütü bebekler için neden bir mucize?

Her bir damla anne sütü içerisindeki binlerce farklı molekül, bir orkestranın müzisyenleri gibi uyum içinde birlikte hareket ederek bebeğin gelişimi için en uygun beslenmeyi sağlar. Anne sütündeki temel bileşenler; laktoz, yağ, protein, prebiyotikler, LCP'ler, nükleotitler, vitamin ve minerallerdir. Bu bileşenler de özellikle bebek dünyaya geldikten sonra gelişmeye devam eden bağışıklık sistemi ve beyin gelişimi için çok önemlidir. Doğum esnasında bu sistemler henüz olgunlaşmamıştır. Beyin ilk 3 yıl içinde olması gereken yapının yüzde 80'ine ulaşır. Bununla beraber bağışıklık sistemi de ancak yıllar içinde savunma işlevini yerine getirebilecek yapıya kavuşur. İlk 1000 gündeki gelişim düzeyleri, hayatın devamında birey için çok çok önemli. Bu dönemdeki bir sorun, daha sonra telafi edilemeyebilir.

Anne sütü bebeğin özellikle bağışıklığına ne gibi katkılar sunuyor?

Anne sütü; bebeğin bağışıklık sistemini güçlendiriyor, daha az hasta olmasını sağlıyor, fiziksel ve beyinsel gelişimine katkı sunuyor, ilerleyen dönemlerde kronik hastalıklara daha az yakalanması için savaş veriyor. Ayrıca anne sütü alan bebekte solunum yolu, mide-bağırsak ve alerji gibi hastalıklar daha az görülüyor. Dış faktörlere duyarlı olan bebekler, anne sütünden aldıkları koruyucu antikorlar sayesinde hastalıklarla daha kolay mücadele edebiliyor. Anne sütünün prebiyotik içeriği, bağışıklık sistemini geliştiren temel içeriklerdendir. Doğru prebiyotiklerin bağışıklık sisteminin gelişmesinde büyük payları olur. Dolayısıyla anne sütü, formül mama ile desteklenmek istenildiğinde mamada da benzer prebiyotiklerin olup olmadığı kontrol edilmelidir.

TÜRK ANNELER DÜNYANIN GERİSİNDE

Türkiye'de anne sütüne gerekli önem veriliyor mu? Araştırmalar ne diyor?

Anne sütünün sayısız faydalarına karşın ülkemizde ilk 6 ayda yalnızca anne sütü ile beslenen bebeklerin sayısı giderek azalıyor. İlk 6 ayda çoğu annemiz, sadece anne sütü vermek yerine bebeklerin midelerinin yüzde 23'ünü katı gıda ile doldurmayı tercih ediyor. 6. aydan sonra da öğünlerin çoğunda katı gıda değil, anne sütü yer alması gerekirken maalesef durumun tam tersi olduğunu görüyoruz. Oysa anne sütü eşsiz bir besin ve tüm bebeklerin 2 yaşına kadar yeterli miktarda alması öneriliyor. Türkiye'de ilk 6 ayda doğru beslenen bebeklerin sayısı sadece yüzde 10, dünya ortalaması ise yüzde 38. Maalesef çok gerilerdeyiz. Biz, bebeğe anne sütünü az veriyoruz. 6-12 aylık bebeklerin midesinin yüzde 70'ini katı besinle dolduruyoruz. Bu çok yanlış! Ek besin miktarı 6.-9.aylar arasında 200 ml'i geçmemelidir. Yoksa yeterli miktarda alınması gerekli olan süte yer kalmaz.

Çoğu anne, bebeği kilo almadığı için "Sütüm yaramıyor" endişesine yapılıyor. Gerçekten böyle bir durum söz konusu mu?

Annenin sütünün yaramaması söz konusu olamaz. Miktarı az olabilir ama burada anne asla kendisini kötü hissetmemeli ve süt vermeye devam etmeli.

ANNE SÜTÜNÜN YERİNİ HİÇBİR ŞEY TUTMUYOR

Ek gıdaya erken başlama bebekte ne gibi sorunlara yol açar?

Anne sütü ve ek besinlerle alınan besin bileşenleri birbirinden farklıdır. Anne sütü, sadece besin bileşeni de değildir. Bu nedenle ülkemizde yaygın olarak yapılan hata, anne sütünün yerini ek besinin tutacağını düşünmek oluyor. Bu mümkün değil. Basitçe düşünüldüğünde sütü ıspanakla telafi edemeyeceğini herkes bilir ama bebek beslerken bunu genellikle unutuyoruz.

Emzirmenin bebeğe olan faydasının yanı sıra anneye sağladığı yararlar ne?

Emziren anne, sütünün içeriğinde günlük diyeti ile aldıkları dışında vücudundaki stoğundan da bebeğine besin aktarır. Dolayısıyla daha hızlı kilo verir. Kilo verebilmek için sert diyetlerin yapılmaması gereken bu dönemde, sağlıklı beslenmek ve emzirmek annenin doğum öncesi ölçülerine dönmesi için kolaylaştırıcıdır. Ayrıca emziren annenin bazı kanser türlerine daha az yakalandığı ile ilgili çalışmalar var.

HER ANNENİN SÜTÜ BEBEĞİNE ÖZEL

Emzirme-süt- bebek arasındaki ilişki nasıl işliyor? Her annenin sütü sadece kendi bebeğine mi özel?

Anne sütü bebeğin gelişimi için en uygun beslenmeyi sağlar. Örneğin prematüre bebeği olan annenin sütü, zamanında doğan bir bebeğe sahip anneye göre farklıdır. Buna bakılıp erken ve zamanında doğan bebekler için üretilen mamalar da farklılaştırılmıştır. Her annenin sütünde kendi bebeğine özel canlı hücreler olduğu da biliniyor. Eğer mümkünse bu nedenle her annenin kendi bebeğini emzirebilmesi istenir. Ancak bu olamıyorsa annelerin suçluluk duymasına gerek yok. Hekiminden alternatif besleme yollarını öğrenebilir.

GEREĞİNDEN FAZLA VERİLEN KATI GIDA ANNE SÜTÜNÜ KESEBİLİR

Ülkemizde özellikle 3. aydan sonra, bir nedenle anne sütü azaldığında, annelerin suçluluk duygusuna kapılarak olduğu kadar anne sütünü vermeye devam ettiklerini ve kalan besin ihtiyacını katı besini artırarak karşıladıklarını görüyoruz. Ülkemizde yaygın olarak görülen bu uygulama, hem Sağlık Bakanlığımız hem de Dünya Sağlık Örgütü önerilerine göre yanlıştır. Süt eksikliği varsa bu sadece bebeğe uygun bir sütle tamamlanmalı, yerine sebze çorbası, mevye püresi verilmeye çalışılmamalıdır. Gereğinden çok verilmeye başlanan katı gıda anne sütünün daha da azalmasına neden olur ve kısır bir döngü sonucunda sütün bir süre sonra tamamen kesilmesine yol açar.

Haberin Devamı