Şirin Sever Türkçesi bozuk kamu spotu mu olur?
HABERİ PAYLAŞ

Türkçesi bozuk kamu spotu mu olur?

Haberin Devamı

Sağlık Bakanlığı, geçtiğimiz aylarda ‘kalp masajı’ konulu bir kamu spotu filmi hazırlamış, TV’de ücretsiz yayınlanması amacıyla RTÜK’e göndermiş, 47 saniyelik spot filmde ünlü oyuncu Wilma Elles de rol almıştı…

Elles filmde, kalp masajı gereken kişiye ilk yardımın nasıl yapılacağıyla ilgili bilgileri uygulamalı olarak anlatıyordu. Ancak RTÜK Üst Kurulu, “Yere her düşenin kalbinin durduğu” şeklinde bir algıya neden olacağı gerekçesiyle filmi veto etmişti.

AKSANI ANLAMAK ZOR

Ne olduysa oldu, geçtiğimiz günlerde televizyon karşısında zap yaparken ilk kez izledim bu spot filmi ve şunu fark ettim: Filmin algısından daha önemli bir sorun var: Dili anlaşılmıyor! Zira Alman kökenli oyuncu Wilma Elles, yere düşen kişiye kalp masajı uygularken yapılması gerekenleri tarif ediyor ama aksanı yüzünden hiçbir şey anlamak mümkün olamıyor maalesef!

Bu aksan dizilerde sevimli durabilir, iş görüyor olabilir ama bu kadar önemli bir kamu spotunda yarım yamalak Türkçe ile verilen mesajı kim anlayacak merak ettim doğrusu.

Şunu da eklemek lazım… Kamu spotu çekmek zor iştir... Genelde kamu hizmeti denilir ünlülere ücret verilmez (bu iş için verildi mi bilmiyorum), rica edilir, kim kabul ederse de o oynatılır.

Fakat hiç değilse hayat kurtarmaya çalışırken daha anlaşılır birini bulsaydınız!

Plajda kadın ‘soyarak’ huzur geTirmek Fransa’nın Nice sahillerinde, tesettür mayo giyen bir kadının zorla haşemasının çıkarıldığı görüntüler, tüm dünyada olay oldu... Gerçekten insanlık dışı bir durumdu. Düşünsenize, herkese açık bir sahilde kumların üzerinde uyuyorsun, gözünü bir açıyorsun etrafını, beli silahlı timler sarmış ve üzerindekileri zorla çıkarttıyor.

TAM BİR GADDARLIK

Üstelik etraftakilerden yardım değil, tersine ‘evine git’ bağırışları geliyor. Ben olsam kafayı yerdim! Bunun adı tam anlamıyla barbarlıktır.

Çok büyük gaddarlıktır. İnsanlıktan sınıfta kalmaktır. Irkçılığa kadar varan bir saçmalıktır. Ama olay mahkemeye taşındığı halde, geri adım atılmadı, tesettür mayoyla denize girmenin yasaklandığı’ tekrarlandı, Gerekçe ne? Güvenlik! Ne yazık ki bu fotoğrafı yaratan da aşırı dinci terör.

Bu yüzden Müslümanlık karşıtı kampanyalar artıyor, Amerika başkanlığı için yarışan Donald Trump’ın İslam düşmanı söylemleri bu kadar destek buluyor. Peki güvenlik gerekçesi, insanların üstünün başının zorla açılmasını haklı gösterir mi? Terörle mücadele böyle mi olmalı?

Birilerini senin istediğin gibi giymeye zorlayarak, dini inancından ötürü itip kakarak huzursuzluğu önleyemezsin. Bunu on yıl önce deneyimledik biz...

NEYSE Kİ ANLADILAR

Hadi biz demokratik, özgür bir ülke değildik, tamam. Peki özgürlükler ülkesi Fransa’nın bu yaptığı iş mi şimdi? Neyse ki sonunda bir tatil beldesinde tepkilere kulak verildi ve tesettür yasağı kaldırıldı. Bu emsal karar başka tatil yerlerine de sıçrar mı, izlemeye devam.

“Duyar kasan”lar bi’ bakabilir mi?

Geçen gün samimi bir arkadaşımın ağzından “Sen kim köpek?” diye bir laf çıktı. “O ne ya” diye bakakaldık. Meğer Seda Sayan ekranda kullanmış, herkesin dilindeymiş. “Sen kimsin ki köpek” cümlesinin Seda versiyonu!

Dalga geçmek için söyleyip dururken, baktık ki bu işler böyle başlıyor, ağza fena yapışıyor, yol yakınken dönelim dedik.

*

Şimdilerde çok kullanılan bir laf da “duyar kasmak”... O kadar çok rastlıyorum ki, geçenlerde Twitter’a sordum “Nerden çıkarıyorsunuz bu lafları” diye! Delirdim sandılar, cevap vermediler. Sonra baktım Yekta Kopan da aynı dertten muzdarip. “Duyar kasmak tanımının mucidi buralarda mı?” diye yana yakıla soruyor geçen gün. Sanırım o da bulamadı!

Numara yapan, samimi değilken duyarlı olduğunu göstermeye çalışanlar için kullanılıyormuş. Sosyal medyada bolca var bunlardan. Bir de “kurulmak” kelimesi var; duyanlar kalakalıyor. ‘Sana kuruldum’ dediğin zaman, ‘sana alındım, kızdım’ manasında kullanılıyor.

*

“Atar yapmak”, “gider yapmak” tamlamaları var ki, “trip yapmak”la eş anlamlı. Yani sinirlenmek, arıza çıkarmak anlamına geliyor. Bu yeni sokak dili iyi, güzel de bazen duyduklarım karşısında bana “kal geliyor”.

Pardon. Yani şaşırmak ve kalakalmak manasında! Hamile sorusu Magazin geleneği bu. Biriyle sevgili olursun “Evlilik ne zaman?” diye sorusu başlar. Ancak ayrılır ya da evlenirsen biter bu sorular.

Evlenirsin, bu kez “Çocuk ne zaman?” sorusu gelir, doğurana kadar da sürer. Doğurursan, bu kez ikinci çocuk sorulur. O da olmazsa “Ayrılacağınız doğru mu?” sorusu gelir ısrarla.

Yani huzur yok! Şimdi Sinem Kobal bu soruların merkezinde. Bakalım “Hamile misiniz?” sorusuna ne kadar direnecek?

Sıradaki haber yükleniyor...
holder