ABD medyası niye Türkiye'ye saldırıyor - Analiz ABD medyasında son bir haftadır Türkiye aleyhine haber ve yazılar arttı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bugün “edepsizliktir” diye nitelendirdiği New York Times gazetesinin yazısının hikayesi aslında 2 yıl öncesine kadar uzanıyor. Kronolojiye göre medya üzerinden devam eden savaşı anlatalım. Bu savaş biraz “Başkan'ın Adamları”nın filmine benziyor. Filmde Amerika'da, bir kriz çıkarılıp, bir ülkeye sanal savaş ilan ediliyor. Bu savaşın karargahı medya. İki ülke de mesajlarını medya üzerinden yayıyor. 2 yıl önce Türkiye – İsrail ilişkilerinin en gergin olduğu dönemde yapılan bir açıklama Türkiye-ABD ilişkilerinin iyiye gitmediğinin ilk somut işaretiydi. Erdoğan başbakan iken, Filistin'e gideceğini açıklamıştı. Tam da bu sırada ABD dışişleri bakanı John Kerry Türkiye'ye geldi. Görüşmelerden sonra, diplomatik teamüllere aykırı olmasına rağmen bir açıklama yaptı ve Erdoğan'a “Filistin'e gitme” dedi. ABD medyası nezaketten uzak bu açıklamayı şöyle yorumladı: Biz Erdoğan'a özel görüşmelerde gitme demiştik. O ısrar etti. Israr edince bu açıklamayı yapmak zorunda kaldık” Erdoğan, bunu unutmadı. Gazze'deki saldırılar sırasında sürekli ABD'yi de hedef gösterdi. Medyada ABD eleştirildi. ABD basını da, Türkiye, Hamas'ı destekliyor diye savunma yaptı. Medya üzerinden devam eden Filistin savaşında ABD galip çıktı. Ankara-Washington arasındaki gerginliğin en büyük nedenlerinden biri de, 17 Aralık'tan 4 gün sonra söylenen bir cümlede aslında. O kritik cümleye geçmeden önce bir hatırlatmada bulunalım. ABD Ankara'daki büyükelçisi Francis Ricciardone sonrası ülkesini maslahatgüzar seviyesinde temsil ediyor. Yeni büyükelçi John Bass. Kongredeki sınavdan geçti. Kongredeki mülakatta Türkiye ile arası iyi olmayan Cumhuriyetçi senatör John McCain şunu sordu yeni büyükelçi adayına; “Erdoğan otoriter mi değil mi?” Bass önce diplomatik yanıt verdi. McCain yanıttan memnun kalmadı. “Evet veya hayır de” dedi. Bass evet dedi. Washington binlerce kilometre uzaktan ve aylar önce Erdoğan'a yine medya aracılığıyla mesajını iletti. “Benim ABD olarak görüşüm bu. Otoritersin” Yeni ABD büyükelçisi John Bass'ın Kasım ayında Türkiye'ye gelmesi bekleniyor. Elçinin rötarlı gelmesinin nedeni, “görünen” Amerikan kongresinden alması gereken onay. Ancak asıl neden o değil. 21 Aralık 2013. Recep Tayyip Erdoğan, Samsun'dan Ordu'ya geçerken ABD büyükelçisi Ricciardone'ye işaret ederek şunları dedi. “Son günlerde büyükelçiler bazı provokatif eylemlerin içine giriyorlar, işinizi yapın. Görev alanı dışına çıkarsanız o hükümetlerimizin yetki alanına kadar gider sizleri ülkemizde tutmaya mecburi değiliz. Sizin ülkelerinizde de bizim büyükelçilerimiz böyle davranışlar içine giriyorsa haber verin biz alırız.” Erdoğan o elçiye “git” dedi İşte medya üzerinden büyüyerek devam eden savaşın asıl nedeni bu. Washington, elçisine “git” diyen Erdoğan'ı ve bu cümleyi unutmadı. Bunu hatırlatmak ve krizi derinleştirmek için de her gün ABD medyasında aleyhte haberler çıkıyor. çıkacak da. Yeni Şafak gazetesi yazarı Yaşar Taşkın Koç'un 16 Eylül 2014 tarihle yazısında ABD medyasının neden aynı anda ve benzer cümlelerle Türkiye'yi hedef gösterdiğini anlatan bir yazısı var. Bu yazıyı da okuduktan sonra bu savaşın büyüyeceğini tahmin edersiniz. çankaya-Beyaz Saray arasında medya üzerinden bu savaşın bir diğer cephesi de atanmayan yeni ABD büyükelçisi üzerinden gidiyor. ABD elçiyi hemen göndermek istemiyor. Velev ki yeni büyükelçinin onayını ABD kongresi verdi. John Bass Ankara'ya geldi. Güven mektubunu alacağı isim “Otoriter” dediği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Diğer cephede Erdoğan. Erdoğan güven mektubunu verecek mi? twitter.com/SerkutBozkurt