Son terör saldırılarının şifreleri

POSTA.COM.TR - ÖZEL / Yaşar CAN

Türkiye yeni haftaya kanlı saldırılarla uyandı. Bir taraftan Doğu ve Güneydoğu'daki PKK saldırıları sonrası şehit haberleri gelirken dün gece İstanbul'da polis karakoluna bomba yüklü araçla intihar saldırısı düzenlendi.

Karakola düzenlenen saldırıda ilk bulgular PKK'yı işaret ediyor. İstanbul'daki ABD konsolosluğuna yapılan silahlı saldırıda ise terör örgütü DHKP-C'nin bir numaralı şüpheli olduğu tahmin ediliyor.

Uluslararası Güvenlik ve Ortadoğu uzmanı Prof. Dr. Sedat Laçiner, Türkiye'yi sarsan son terör saldırılarını posta.com.tr'ye değerlendirdi. Türkiye'nin 3 terör örgütüne aynı anda operasyon yaparak meydan okuduğuna dikkat çeken Sedat Laçiner, Türkiye'nin bütün şer örgütlerin içinde yer aldığı arı kovanına çomak soktuğunu söyledi.

Terör ve Güvenlik Uzmanı Mete Yarar ise PKK'nın Suriye'de öğrendiği şehirlere saldırı taktiğini Türkiye'de hayata geçirdiğine işaret etti.

Mete Yarar, "Türkiye'deki eylemlere baktığımızda Suriye'de eğitim görmüş herkesin yapabileceği eylemlerden söz ediyoruz şu anda. Tatbikat alanı Suriye'ydi icra alanı Türkiye oldu" diye konuştu.

Güvenlik ve Ortadoğu uzmanı Prof. Dr. Sedat Laçiner, son saldırılarla ilgili şu dikkat çeken analizlerde bulundu:

'3 TERÖR ÖRGÜTÜ DE TÜRKİYE'NİN RESTİNİ GÖRDÜ'

"Örgütler bize meydan okuyor biz de onlara meydan okuyoruz. Bir tür arı kovanına bütün şer örgütlerin olduğu kovana adeta çomak soktuk karıştırdık. Şimdi 3 tane terör örgütüne; IŞİD, PKK ve DHKP-C ve onların bütün bağlantılarıyla birlikte adeta meydan okudu Türkiye. Ve onlar da bu meydan okumayı görüyorlar. Tırmandırma siyaseti güdüyorlar ve bu tür olayların başlangıcında çok fazla kan akar, çok fazla saldırı olur.

'ÖNÜMÜZDEKİ BİRKAÇ HAFTANIN DAHA KANLI EYLEMLERLE GEÇME İHTİMALİ YÜKSEK'

Örgütler kendilerini göstermeye ve Türkiye'nin restini gördüklerini ve buna karşılık vermeye çalışırlar. Dolayısıyla bu olayların sayısına ve maliyetinde artış olacaktır. Önümüzdeki bir kaç haftanın daha sakin değil daha kanlı eylemlerle geçme ihtimali yüksektir.

"TÜRKİYE NE Mİ YAPMALI?"

1. Türkiye'nin tansiyonu düşürmesi
2. Hedefleri küçültmesi
3. Sorunu küçük dilimler halinde çözmeye çalışması lazım

Son 3 yıl içinde Türkiye Cumhuriyeti devleti PKK'ya karşı doğru dürüst operasyon yapmadı. Aynı şekilde IŞİD'e karşı son 3 yılda hiç bir varlık gösterilmedi. Son 3 yılda ne IŞİD'e, ne PKK'ya karşı doğru düzgün bir operasyon yapılmadı. Buna DHKP-C'yi de kısmen ekleyebiliriz. Bu gruplar İstanbul'da çatıştı ama siz bunlara karşı etkili bir mücadele yapamadınız. 3 yılın birikmiş operasyonlarını ben 1 gecede 1 haftada yaparım derseniz yapamazsınız. Yapmaya çalışırsanız tüm ülke savaş alanına döner. Bir yumuşatma gerekiyor, zamana yayma gerekiyor. Söylem bazında kitleleri olayların içinden çıkarmanız gerekiyor. Ve mücadele sahasını daha az zarar verecek şekilde daraltmanız gerekiyor.

'ÖRGÜTE KATILIM ARTAR'

Bugün 3 örgüte aynı anda meydan okumanın anlamı yok. Kürsülerden o kadar meydan okuyucu konuşmalara gerek yok. Bu bir strateji değil bir taktik değil. Anlamakta zorlanıyorum. Bu yöntem siyaseten mi uygun bulunuyor onu bilmiyorum ama kürsüden PKK'ya, IŞİD'e ve diğer terör örgütlerine karşı kışkırtıcı ve aşırı dozda yüklemeler örgütlerin işine yarar. Ve örgütlerin yaptığı her eylem onlara pozitif bir katkı olarak katılım olarak geri döner. 3 yıl boyunca kendi içerisinde anlamı olan bir politika izlendi. 'Biz 3 yıl boyunca PKK ile çatışmayacağız, anlaşacağız' dediler. O sayede olay olmadı. O politika bir gecede 180 derece değişince bütün birikmişlik patlamaya döndü. 3 yılın sonunda tam tersi bir noktaya geliyorsunuz. Bu politikayı, savaşçı politika izleyecekseniz son 3 yıl içinde operasyon yapmış olmanız gerekirdi. Eğer yapmadıysanız felaket olur.

'İZLENEN POLİTİKA DEĞİŞİKLİĞİ TAYİN VE TERFİ DÖNEMİNE DENK GELDİ'

Hükümetin kurulamaması büyük bir sıkıntı. Toplumda da bürokraside de bir belirsizlik hissi var. Tabii ki kimse elini taşın altına koymak istemez. Bu politika değişikliği tayin terfi dönemine geldi. Özellikle askerlerin yer değiştirdiği, tayinin çıktığı, gittikleri yerleri çok iyi tanımadıkları döneme geldi.

EMNİYETTEKİ TASFİYELER

Emniyet diye de bir şey kalmadı. Cemaat bahanesiyle kadrolar tasfiye oldu ama onun yerine kadrolar getirilemedi. Dolayısıyla şu anda acemi, bilgi birikimi çok düşük kadrolar ile emniyet hareket ediliyor. Öte yandan emniyetin içindeki çatışma ve kadro kavgaları ne yazık ki devam ediyor."

Terör ve Güvenlik Uzmanı Mete Yarar son terör saldırılarını şu sözlerle yorumladı:

"Biz aylardan beri Suriye'deki savaşın Türkiye'ye olacak etkilerini konuşurken şunu söylüyorduk: Türkiye'den giden kişilerin öğrendikleri en önemli şey şehir muharebelerini öğreniyorlar. Nasıl çatışacağını öğreniyorlar. PKK bunu bilerek ve isteyerek yapıyor. Yani elemanlarını Suriye'ye gönderiyor ve orada şehirde nasıl çatışacağını, bombayı nasıl kullanacağını intihar bombasının nasıl yapılacağını bombalı aracın nasıl hazırlanacağını şehirde nasıl suikast yapılacağını öğretiyor.

'ASIL SORUN BUNDAN SONRA ŞEHİRDE BAŞLAYACAK'

Asıl sorun bundan sonra şehirde başlayacak. Türkiye'deki eylemlere baktığımızda Suriye'de eğitim görmüş herkesin yapabileceği eylemlerden söz ediyoruz şu anda. Tatbikat alanı Suriye'ydi icra alanı Türkiye oldu. Şu anda en büyük problem hala ne yapılacağına karar verilemedi. Bu konular yanlızca askeri noktalarla ele alıp çözebileceğiniz konular değil.

Türkiye'nin Kuzey Irak politikası ne olacak? Kandil'in durumu ne olacak? Suriye politikası ne olacak? Bundan sonra KCK'lılarla ilgili izlenecek yol ne olacak? Hepsini aynı anda değerlendirmek zorunda. Yarın sabah itibariyle Türkiye'de hiç bir terör saldırı olmadığını farz edelim. Ellerinde bombalar, doçkalar olan insanlar bitmedikçe terör sarmalı olmasa ne olacak?

BU KADAR SİLAH ŞEHİRLERE NASIL GELDİ?

Mesele bu kadar çok silahın şehirlerin içerisinde bulunması. Sorun bu. Şu yaşananların hiç biri sürpriz değil. Mesele elin tetikten çekilmesi değil. O kolun ortadan kaldırılması ve o silahın ortadan kaldırılması."