Tuğçe Erçetin "Kart Kurt Sesleri" Zihniyeti
HABERİ PAYLAŞ

"Kart Kurt Sesleri" Zihniyeti

Önyargı ile veya "uydurma" hikayelerle tanımladı birçok kişi Kürtleri, kendinden olmayanı ama aslında bizden olanı seçerek ayırdılar. Dilan'a sorduğumda, kendisi de hemen hemen benim de kulaklarımın şahit olduklarını söyledi:

"Aslında Kürt diye bir şey yoktur, dağlarda karda yürürken 'kart kurt' seslerini çıkaran Türklerdir"

"Kürtlerin kuyrukları var"

"Elektriğimizi çalıyorlar"

"Pistir Kürtler, haindir, teröristtir"

Yani ya yoklar ya da varlarsa kötüler, çünkü onlardan değiller. Bundan çok yakınıyor Dilan, sonrasında ise ninesinin Türkçe bilmemesi sebebiyle İstanbul'a geldiğinde ne kadar çaresiz kaldığını anlatıyor. "Biz konuşuyorduk doktorla, o anlamıyordu, sürekli ceketimi çekiştirip kendisinin neyi olup olmadığını anlatmamı istiyordu. Zaten anlatacaktım ama aynı anda doktor ile konuşurken ne yapsaydım, sabredemiyordu. O gün kızdım ona, bıraksaydın inadı nine, Türkçe öğrenseydin bu kadar yıldır dedim". Akşam eve gittiklerinde nine hiç konuşmamış Dilan ile, yemeğe bile oturmamış onlarla. Böyle olunca Dilan kafasını ninesinin dizine koymuş, derdini sormuş. Nine açılmış dayanamayıp: "(Kürtçe) Bu yaştan sonra dil öğrenmek zordur, bana zor geldi, kalsaydım kendi evimde, hastanede bakarlardı bana. Ne size muhtaç olurdum ne de yabancı dile. Anladık, mecburuz, ama bilmiyoruz, öğrenemedik diye azar mı işitelim bu yaştan sonra. Konuşmuyor değilim ki, kendi dilimi konuşuyorum ben. Getirmeseydiniz o zaman"

Haberin Devamı

Kürtçe Konuşunca Bakışları Hissediyorum

Dilan ninesine hak vermiş, sonuçta yaşlı kadın. Kendisi İstanbul'da yaşıyor senelerdir, dolayısıyla Türkçesi gayet iyi durumda, ama Kürtçe bilen arkadaşları ile aralarında Kürtçe konuşuyorlar, çünkü daha rahat. Ben bunun güzel olduğunu ifade ettim, bir şekilde kendi dilini yaşatabiliyor çünkü, "bilinmeyen dil" değil ya bu... Öyle değil diyor ama, otobüse bindiklerinde başkalarının bakışını hissediyormuş, bazen "cık cık" yapıp kafasını çevirenler de oluyormuş. Tahammülsüzlük bu diyor, ama onun kimliğinin bir parçası olduğu için de vazgeçmiyor. Neden vazgeçsin ki zaten? Kendi çocuğuna da ara ara öğretmeye çalışıyor.

Haberin Devamı

Birbirimizi Kabul Etmezsek Barışı Nasıl Kabul Ederiz

"Anadil sebebiyle terörist olunmuyor, esas terör düşmanca bakmakla gelir. Barış istiyoruz, ama karşılıklı olmalı. Birini güçsüz bırakınca nasıl inanırız birbirimize. Birbirimizi kabul etmezsek barışı nasıl kabul ederiz" diye de tepkisini ortaya koyuyor Dilan. Kötü olan bir etnik köken veya mezhep değil; insanlardır. İçimizde veya dışımızda; ama bizden farklı veya nereye ait olduğu onu kötü yapmaz. Bu yüzden kimseyi suçlu göremeyiz, en azından görmemeliyiz. "Ben eşimden boşandım, evlenirken de 'Kürt kızıydım', ayrılınca da öyle kaldım. Eşim beni aldattı, ama boşanma sebebi yine eski eşimin ailesine göre benim ona iyi bakmamammış; 'Kürt kızı' ne anlarmış. Valla öyle dediler, bir hayatı paylaşmayı seçmişiz zamanında bunu bile göremediler"

Daha anlatacakları vardı, ama en son "iyi düşünelim de iyi olalım" diyerek sohbeti bitirmeye karar verdik. Sonuçta yarın'lar bize bağlı, "bizden" gelecek her adım, güzele varmamızı sağlayacak...

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder