Giriş
Başbakan Yardımcısı Doç. Dr. Yalçın Akdoğan ile dün Ankara’da Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü’nde bir araya geldik. Akdoğan, Ahmet Davutoğlu kabinesinin en kritik isimlerinden. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile uzun yol arkadaşlığı, AK Parti ideolojisini şekillendiren siyasetçilerden biri olması ve yeni kabinenin oluşumundaki katkıları Akdoğan’ı hükümetin ağır toplarından biri haline getiriyor. Yeni dönemde Akdoğan çözüm sürecinin geliştirilmesinde etkili olacak. Hükümetin medya iletişimi, Anadolu Ajansı ve TRT de onun sorumluluğunda. Dünkü konuşmamızdaki kapsamlı tespitleri son derece yerinde. Akdoğan yeni döneme dair vizyonunu, beklentilerini anlattı ve hangi çalışmalara öncelik vereceklerini paylaştı. Farklı konulardaki açıklamalarını aktarıyorum.
Kutuplaşma:
Bu bir şehir efsanesine dönüştü. Kendimiz bunu üretiyor ve abartıyoruz bence. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve Başbakan Davutoğlu’nun konuşmalarına bakın; toplumu gerecek bir unsur var mı? Bir de muhalefete bakın; sanki Türkiye’de bir savaş hali var. Muhalefet feveran ve cinnet halinde konuşuyor. 2023 hedeflerine ulaşmamız için siyasi muhataplarımızın da yapıcı katkı sağlaması önem taşıyor. Türkiye hakkında çıkan iddialar: İşi sonunda “teröre destek” iddiasına kadar getirdiler. Uluslararası basına baktığımızda gazetecilik faaliyetinin ötesinde psikolojik harekat yürütüldüğünü görüyoruz. Türkiye’yi baskılamak için yapıyorlar. IŞİD üzerinden bu biraz daha köpürtülmeye çalışılıyor.
Paralel yapı:
Bunların bir takım alanlarda bulunmaları, devlet kurumlarında olmaları ya da etkisizleştirilmesinden ziyade şunu önemsiyorum: Bu konuda bir farkındalık oluştu, yapı deşifre oldu, bunlarla ilgili bir güven sarsılması yaşandı. Bu işin ruhudur ve ben başarılı olduğumuz kanaatindeyim. Devletin gücünü kullanarak devlete operasyon çeken, siyasi iktidarı düşürmeye çalışan, siyaset mühendisliğine soyunan, ‘ülkeyi biz yönetiriz’ şeklinde vesayetçi yapı oluşturmak isteyen anlayışın deşifre olmasını önemsiyorum.
Kürtçe okul:
Çalkantılı bir dönemde Türkiye’de mezhep çatışması ve etnik kaos çıkmasını arzu edenler var. Böyle bir ortamda Türkiye’nin çözüm sürecinde bu kadar yol almasını ben çok önemsiyorum. Okul konusu işi tamamen şova çevirmeye yönelik bir girişim. Siz kafanıza göre “Ben burada hastane açtım” diyebilir misiniz? İşin özü şu, orada imam hatip okulu da olsa izin verilmeyecekti, meslek okulu da olsa izin verilmeyecekti. Her şeyin usulüne uygun yapılması gerekiyor, mesele Kürtçe değil. Üzüm mü yemeye, bağcıyı mı dövmeye çalışıyorsunuz?
Çözüm süreci nasıl gidiyor:
Bölgede son dönemde yol kesme, haraç alma, mahkeme kurma, iş makinesi yakma gibi eylemler var. Bunlar kırılganlık üretiyor, bölgedeki normalleşmeyi zayıflatıyor. Eylemsizlik kararının içine mutlaka bunların da alınması gerekir.
AK Parti’nin geleceği:
Kabine değişecek ve hiçbir sıkıntı yaşanmadan, en ufak bir çatlama, patlama, bölünme, kırgınlık vesaire olmadan süreci bu noktaya getirebilmek gerçekten büyük bir maharettir. Bu, Tayyip Erdoğan’ın başarısıdır. Öncesinde farklı görüşler olabilir, herkes başka birinin olmasını isteyebilir, destekleyebilir. Davutoğlu’nun seçilmesiyle geçmişteki tartışmalar tarih olmuş, silinmiştir.
Davutoğlu’nun performansı:
Ahmet Bey’in hitabeti ve entelektüel donanımı belliydi. Yönetim tarzı ve siyasi performansı merak ediliyordu. Kongre konuşması, grup konuşması, daha sonraki konuşmalarda siyasi performansının da muhalefet liderlerinin çok çok üzerinde olduğunu gördük. Tabii biz Tayyip Erdoğan’dan çok şey öğrendik. Yani Davutoğlu ilk atanan başmüşavirdi. Ondan sonra gelen danışman bendim. Daha sonra Nabi Bey geldi. 12 yıldır bütün bu sürecin içinde olduk. Tayyip Erdoğan’ın yanında bulunmak, ondan bir şekilde bu eğitimi almış olmak, bence çok önemli bir özellik. Bu yüzden yani, ustabaşımız Tayyip Erdoğan’dı. Ve birçok usta ortaya çıktı.
