Giriş
Bir hafta önce biri çıkıp “Türkiye’de birileri askeri darbe yapacak” dese çoğumuz ciddiye almazdık. “Burası Mısır mı kardeşim? Aklını mı kaçırdın? 2016 yılında Türkiye’de askeri darbe mi olur?” derdik.
Ne yazık ki 15 Temmuz gecesi şunu gördük: Halkın sergilediği milli dayanışma olmasaydı 2016 Türkiye’sinde öyle postmodern filan da değil bildiğin kanlı bir askeri darbe yapılacaktı.
Çengelköy’de darbeci bir subayın askerlere verdiği emir aklımızdan hiçbir zaman çıkmasın: “Direnen halka doğrudan ateş edilsin!” Buna darbe girişimi, yapanlara da darbeci demek yeterli değil. Bunun adı katliam, yapanların adı da sadece katil değil halk düşmanıdır, halk! Ve şunu da aklınızdan çıkarmayın, bütün bu kabus 2016 Türkiye’sinde yaşanmıştır.
Düşünsenize bu milletin yıllarca en güvendiği kurum sayılan, gözbebeğimiz Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bir şekilde sızmışlar. Hayali bu şerefli üniformayı giyip, yükselmek olan gencecik vatan evlatlarını türlü tezgahlarla elemine etmişler. Ardından TSK içinde sinsice örgütlemiş ve beklemeye geçmişler. “Darbeci” iftirasıyla yüzlerce Atatürkçü generali, subayı hapse yollamışlar. Ve son noktada TSK içindeki militan kadrolarını kullanarak ülkeyi kana bulayan bir askeri darbe girişiminde bulunmuşlar.
“Türkiye Cumhuriyeti İstiklal Savaşı’ndan beri belki de en büyük ulusal güvenlik tehdidiyle karşı karşıyadır” derken kastettiğimiz tam olarak budur. Askeri darbeler de gördük, dahili ve harici düşmanlarımız da oldu. Ama idealleriyle fantezileri birbirine girince kendi halkını katledecek kadar canileşebilen, sadece devletine değil, milletine karşı da bu denli gözü dönmüşçesine nefret besleyen bir düşmanımız hiç olmadı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, darbecilerin 15 Temmuz gecesi Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ı Fethullah Gülen’le konuşturmak istediklerini açıkladı. Milli iradeyi temsil eden Meclis’teki dört parti birden 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili FETÖ’yü sorumlu tutuyor. Hal böyleyken devletin her kademesine sızmış bu ihanet şebekesini temizlemek artık milli bir davadır. Ama şuna dikkat! 2 yıldır devletimiz “Paralel Yapıyla Mücadele” adı altında basketbolcu, gazeteci, şarkıcı, sunucu... fişlerken, adamlar Cumhurbaşkanı’nın, Genelkurmay Başkanı’nın kulağının arkasına silahlı militanını yerleştirmiş. FETÖ’nün ana damarı başta asker, polis, yargı ve eğitim olmak üzere devletin içindeki yapılanmasını bırakıp, karikatür dergileriyle, Bolu Dağı’ndaki köfteciyle meşgul olmak yanlıştır. Umut edelim de, 2 yıldır yapılan bu yanlışta ısrar edilmesin.
