Giriş
Tıpkı Hürriyet, Posta, Sabah, Star, Milliyet, Vatan gibi Cumhuriyet, Yeni Akit ve Zaman da bu ülkenin gazeteleri. Çoğu noktada birbirimizden 180 derece ayrılan fikirlerimiz var. Bugüne kadar verdiğimiz haberlerin ne kadarı doğru, itibarımız ne seviyede, dünyadaki algımız nasıl, bunları bir kenara bırakıyorum.
Burada okurun ve kamuoyunun takdiri önemlidir. Birbirinden bütünüyle farklı görüşteki gazetecilerin kendilerini ifade etme imkanı buldukları yayın organlarının yaşamasını, ayakta kalmasını çok önemsiyorum. Çünkü özgür basın, hava ve su kadar önemli.
Zıt görüşte olanların “Sen gazetecisin, sen değilsin” söylemleri bugünlerde çok büyük bir kolaycılıkla sarfediliyor. Basın iş kolunda görev yapan -gazetecilik maskesi altında yasadışı işlere girişmeyen- herkes benim için ilkesel olarak medya mensubudur.
[[HAFTAYA]]
Haklarına saygı duyulması ve korunması gereken insanlardır. Gazetecilerin birbirlerini hedef göstermesini de bir o kadar tehlikeli buluyorum.
Sebebi ne olursa olsun polislerin gazete binalarını basması endişe vericidir. Bu hareket, düşüncenin potansiyel suç gibi görüldüğü anlamına gelir ki, hukukumuza da altına imza attığımız uluslararası sözleşmelere de aykırıdır.
* * *
Asıl tartışma konusundaki görüşüm de şudur: Benim önüme Hazreti Muhammed’le ilgili olduğu ileri sürülen o çizimler gelseydi bunları kesinlikle yayınlamazdım. Dini değerler ve kutsal sembollerle ilgili hassasiyet gösterilmesi gerektiğine inanıyorum.
Fakat böyle düşünmekle birlikte farklı tercih kullanan gazetecilerin veya medya kuruluşlarının hedef haline getirilmesine de karşı çıkıyorum.
Türkiye’deki gazeteler Charlie Hebdo’nun son sayısındaki kapak görüntüsünü yayınlamadı. Sadece Cumhuriyet Gazetesi’nde iki yazar, açıkladıkları birtakım gerekçelerle bunları köşesine taşıdı.
Bu tercih de milyonlarca kişiyi üzmüş olabilir. İncitici fiillere karşı kalıcı sonuç almanın yolu akılcı ve sağduyulu tepki vermektir. Ortada bir kışkırtma olduğuna inanıyorsanız en iyi yol bu kışkırtma tuzağına düşmemektir.
Duygusal ve anlık tepkinin sonuçları ağır, geri dönüşü zordur. Türkiye, bugüne kadar onlarca gazeteci ve aydının katledildiği bir ülke. Bir çok cinayetin failleri bulunamadı bile. Fox televizyonuna yapılan saldırıları da endişeyle izledim.
Bu kanalın sahibi Rupert Murdoch’un yaptığı rahatsız edici açıklamalar, bizzat Fatih Portakal ve Esra Erol gibi ekran yüzleri tarafından sert şekilde eleştirildi.
Demokratik tepkinizi koyun, ses getirmenin doğru yolu şiddet değildir. Zaten yükselmiş olan tansiyonu daha da yükseltmemek için bu aşamadan sonra hepimiz biraz daha sorumlu davranalım. Kitleler üzerinde büyük etkisi olan siyasetçiler de açıklamalarının nereye gideceğini iki kere düşünerek konuşsunlar.
