Elif Yılmaz Başkanlık için formül bulundu
HABERİ PAYLAŞ

Başkanlık için formül bulundu

- Cumhurbaşkanı Erdoğan’a uçakta ‘Olası bir erken seçimde sandık güvenliği’ ile ilgili soru soruldu. Yanıta dikkat: “Yüksek Seçim Kurulu bunları değerlendirir diye düşünüyorum. Taşımalı sistem, sandık güvenliği için önem arz ediyor. Yüz binlerce öğrenciyi okullara taşıyan bir ülkede bizim bunu başaramamak gibi bir durumumuz olamaz.”

- ‘Huzur’ adı verilen operasyonla huzurun zerresinin kalmadığı Türkiye’de taşımalı sistem için ortam da hazır.” Kısaca; Doğu’da taşınacak sandıklarla AKP’den giden Kürt oyları için formül, HDP’ye gidecek oyları kesmek için de yöntem çoktan bulunmuş. Üstelik tamamen ‘yasal.’ Eee Erdoğan boşuna ‘erken’ değil, ‘tekrar seçim’ demiyor.

Baş döndürüyor


28 Şubat 2015’te Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan Dolmabahçe’deki Başbakanlık Ofisi’nde İmralı Heyeti’yle görüşüp el sıkıştı, 10 maddelik adına mutabakat dedikleri barış bildirisi okundu. Şimdi diyor ki o mutabakat değil...

* * *
Sonra devam etti; zaten o görüşme önemli bir buluşma da değilmiş. Heyet normalde hep onu ziyarete gidermiş. Anlaşılan o ki, tüm Türkiye toptan kendisini yanlış anlamış. Hadi biz, size göre; fitneci, lobici, art niyetli malum medyayız. Peki, sizin emir erleri niye havuza topluca daldı o gün? Niye tam sayfa ‘Tarihi gün- Silahlara veda- Barış Baharı’ manşetleri attı? Hadi tamam ‘Onlar şuursuz’ deyip kenara çekilebilirsiniz. Kimse de bu gerekçeye itiraz edemez. Peki siz o gün niye, “Süreci katkıda bulunan, elini taşın altına koyan herkese teşekkür ederiz” yazıp, heyet ile tokalaşırken fotoğrafınızı tivitinize eklediniz? Yoksa o tiviti de kuzeniniz mi attı?

* * *

Haberin Devamı

Bir de dediniz ki “‘Seni başkan yaptırmayacağız’ kampanyası ile HDP süreci sabote etti.” Sizin bu 6 aydaki ‘U’ dönüşlerini geçtim, aynı açıklama üzerinde bu kadar çelişki... Vallahi nefesim kesildi. Hayatımda hiç baş döndüren bir erkek tanımamıştım. Bu sıfat bir şehir efsanesinden ibaret falan sanıyordum. Yanılmışım. Sayenizde müşerref oldum.

Vatanseverlik...


‘Meclis’e uyumaya gitmiyorum’ diyen AKP vekili Uğur Işılak, memleket kan gölüne dönmüş, milletin uykuları kaçmış, eli yüreğinde yaşarken sadece 3. kez geldiği Meclis’te uyumayı başardı. Bu incitici görüntüsünden utanıp milletten özür dileyeceğine, ‘Vatanseverin uykusu, hainin uyanıklığından evladır’ diye savunma yaptı. Bu yetmedi, üç gün sonra ‘Uyku, bir insanın en doğal ve en masum halidir’ deyip, kendisini eleştirenlere de hakaret etti. Bu milletin çocukları ölürken, sorumsuzluğuna vatanı alet edip, bu yüzsüzlüğüne kızanları ‘hassiyetsiz’ ilan eden zihnin yer aldığı bünyede, ‘vatan haini’ ilan edilmenin ne anlama geldiğine lütfen siz karar verin.

Yandaşlara minnettarız


‘Askeri vesayeti, darbeci zihniyeti tasfiye ettik’ diye diye ortalıkta böbürlenerek gezinenleri artık gördük ki, bunların zihinlerinde taşıdıkları apoletleri askerler bile takmıyor. Besledikleri tosuncuk kalemcikleri bile, postallarını bayramlık pabuç gibi yatağının başucuna koyuyor. Küçük çaplı IŞİD bombalamasında tanık olduk, arkadaşlar öyle gaza geldi öyle gaza geldi ki; F-16’lar üslerine geri dönmüş, ama bu arkadaşlar hızlarını alamayıp İsrail’e girmişlerdi. Anlayacağınız, şuuru bir yere bırakmışlar, ara ki bulasın.

* * *

Aslında tüm iyi niyetimle, bu arkadaşların ‘Çocukluklarına inmek’ lazım diyeceğim, ama biliyorum ki ‘Kemalistler yüzünden asker olamadık’ diye zır zır zırlayacaklar. Memlekette bu kadar yüreği kan ağlayan varken, bunların sümüklü sahte mağduriyetlerini midem kaldırmayacak. Zaten akıl sağlığımızı zorluyorlar, bir de mideden olmayalım. Normal bir ülkede ‘kamu sağlığını tehdit ettikleri için’ rehabilitasyon merkezine yatırılacak bu şahıslara Yeni Türkiye’de gazete bile yönettiriyorlar. Gerçi, yönettikleri bir şey yok, daha çok yönetilme üzerine ihtisas yapıyorlar. Bunların aralarındaki rekabet de kıran kırana. Hepsi aynı patronun malı olmasına malı da, hepsi birbiriyle ‘Hangimiz daha malı’yız diye yarışıyor.

* * *

Operasyonlar başladığında bir tanesi çıkıp, “Bunu yapmazlarsa, şunu bombalarız” falan diye askeri plan proje yapmaya başlamıştı geçenlerde. Sanırsın ki adam Genelkurmay Başkanı. Daha adam saçındaki kepek sorununu çözememiş, memleketin Ortadoğu problemine el atmış. Bu kafayı rehabilitasyon merkezi falan da kurtarmaz, adres doğrudan tımarhane. Ama şimdi Sezar’ın hakkı Sezar’a. Varlıkları bilime bir hizmet oldu, bunu inkar eden günaha girer. Şu evrende araştırılmayacak bir şey bırakmamaya yemin etmiş bilim insanlarını ‘Yalakalıktan bu kadar üşütülür mü?’ konulu bir araştırmanın iş yükünden kurtardılar. Değersizliklerin de insanlık tarihi için bir değeri varmış, sayelerinde öğrendik... Minnettarız.

Fıtrat bu kadar


- Ha bir bir de bunların ‘derin’ türleri var. ‘Ben var ya ben, çok şey biliyorum’ diye karizma kasanlar. Tabi, onların karizma dediği şey kültür, vizyon, bilgi, birikim yerlerde süründüğü için paçalardan akan paçozluk. Gerçi çok görmemek lazım; adamlar napsın? Çap ne kadarsa, tarz da o kadar. Sabah akşam iktidarın propaganda kanallarında boy gösterip “O medyayı göçerteceğiz, bu medyayı bitireceğiz. Burnundan fitil fitil getireceğiz’ gibi tehditler savurup, ‘Şu gazeteci terörist, bu gazeteci terör destekcisi, vatan haini’ iftiralarıyla konuşmalarını bitiriyorlar. Konuşma demek yanlış oldu, düzeltiyorum: Kudurmalarını.

- Şuç ne; ‘İnsanlar ölmesin demek, ‘Demokrasi istemek’, iktidara el pençe divan durmamak. Eee adamlar kanla besleniyor. Kan aksın ki karınları doysun. Kıfayetsiz muhteris ezik kişilikleri itibar görsün. Yoksa gayet farkındalar, çaplarının ancak 5. sınıf mafya filmlerinde alt rollerine yeteceğini. Sonuçta tarih, bu satılık eziklerden çok gördü de, bu kadar sümsük olanlarını çıkarmak bize nasipmiş... Napacaksın, Yeni Türkiye kafasının fıtratı da bu..

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder