Benim büyük suçum!

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 2010’da şöyle demişti; “Kim darbe girişimi yaparsa o tankın önüne ilk ben çıkacağım.” Darbeye karşı olan her demokrata da bu söz yakışırdı zaten. 2016’da Erdoğan’ın kafasındaki ‘Başkanlık’ sistemiyle Türkiye’yi diktatörlüğe götüreceği anlaşılınca Kılıçdaroğlu, kendi kanı dökülmesi pahasına demokrasiyi savunarak, “Başkanlık sistemini kan dökmeden bu ülkede gerçekleştiremezsiniz” dedi. 25 Mayıs günü de yine Başkanlık sistemine karşı olduğunu belirterek, “Her şeyi ben yapacağım derseniz biz de sokağa çıkarız” diye konuştu.

Darbe günü 15 Temmuz

Şimdi gelelim 15 Temmuz darbe gününe. Saat 23.00’te Başbakan darbe girişiminde bulunulduğunu açıkladı. Saat 23.56 Başbakan, Devlet Bahçeli’nin hükümete verdiği desteği açıkladı. 00.15’te darbeciler TRT’de bildiri okuttu. Ve nihayet tam bir saat sonra gece yarısı 00.25’te Kılıçdaroğlu’ndan beklediğim açıklama geldi: “Demokrasiye sahip çıkıyoruz, hükümetin yanındayız” dedi. Marmaris’te, darbecilerin ‘ölü ya da diri’ ele geçirilmek üzere yapılan operasyondan son anda kurtulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 00.37’de halkı sokağa çağırdı. Ben o anlarda hem CHP’den hem MHP’den halkı sokağa çağırmasını bekledim.

Sokakta demokrasi kavgası

Bu konudaki eleştirimi de önceki akşam Habertürk televizyonunda ‘Enine Boyuna’ programında dile getirdim. CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, yayına bağlanarak ilk anda darbeye tepki gösterdiklerini ve kendisinin halkı sokağa çağırdığını söyledi. Ya CHP yönetimiyle parti tabanında bir algı farkı vardı ya da kopukluk. Çünkü CHP’liler sokağa çıkmadı. Başından beri Kılıçdaroğlu ve CHP’nin darbe karşısında hükümetin yanında olduğu açık. Ben sadece CHP’nin tam da Kılıçdaroğlu’nun yazının girişindeki görüşleri doğrultusunda, sokakta da demokrasiyi savunmasını bekledim. Bunu sadece ilkesel bir tutum olarak demokrasi adına umutlanmak için dile getirdim. TBMM’deki ortak bildiride olduğu gibi...

Birisi bana “Darbeye karşı sokağa çıkmak yanlıştır, çünkü…”diye bir cümle kursa dinlemeye hazırdım. Ama beni eleştirenler neden sokağa çıkmadığını anlatıyor. Öne sürdükleri gerekçeler sokağa çıkanları aşağılamaya varıyor. İşte tüm bu gerekçeleri ortadan kaldıracak şey CHP, HDP, MHP’lilerin de darbeye karşı sokakta el ele vermesiydi. Henüz ne olduğu bilinmeyen ve diktatörlüğü önlemek amacıyla ‘Başkanlık’ için sokağa çıkmaya hazır CHP’den, gerçekleşmiş bir darbe için aynı şeyi beklemekle büyük suç işledim! Sayın CHP’liler bu yazıyı saklayın, neyi kaçırdığınızı ileride daha iyi anlayacaksınız.