Biji *niviskar APO!

Yaşasın yazar Apo*

Abdullah Öcalan; Terör örgütü PKK’nın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarpırılan lideri. Bir kitap yazmış; adı; “Kürdistan Devrim Manifestosu.”

Terörle Mücadele Kanunu’nun 10. Maddesi ile görevli İstanbul 2 No’lu Hakimliği’nce 21 Eylül 2012’de kitaba el konuldu. Öcalan’ın avukatları Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. 30 Ocak 2013 günü bu köşede yazdığım “Yazar Abdullah Öcalan” başlıklı yazıda şunu söylemişim; “Yüksek Mahkeme bir karar verecek. ‘Terör örgütü lideri olsa da şiddete çağrı yapmadığı sürece ifade özgürlüğü vardır’ diyecek. Sonra o kitap basılacak.”

Aynen dediğim gibi oldu. Anayasa Mahkemesi, İmralı’da hükümlü bulunan Öcalan’ın yazdığı ve yayınlatmak üzere hazırlık yapıldığı sırada mahkemenin kitaba el koymasını, toplatmasını ve yakılmasını “hak ihlali” olarak görmüş. Böylece “Serok Apo” yani “Başkan APO” yanında “Niviskar APO” yani “Yazar APO” denilecek.

Unutmamak gerek; Öcalan’ın arkasında 30 yıllık bir kanlı terör geçmişi var. 7 bin 918 kişi şehit oldu. On binlerce insan yaralandı sakat kaldı. PKK’ya katılan 22 bin 101 insan öldürüldü. Tam 5 bin 557 sivil vatandaş hayatını kaybetti. Anayasa Mahkemesi işte bu tabloda rolü olan Öcalan’ın kitap yazmasını suç olarak görmüyor. Peki biz başka gezegende mi yaşıyoruz?

Türkiye’deki mahkemeler nasıl oluyor da, kitap ve haber yazmaktan başka bir fiili olmayan beni, Ahmet Şık’ı, Hanefi Avcı’yı, Soner Yalçın’ı, Doğan Yurdakul’u, Barış Terkoğlu’nu, Barış Pehlivan’ı ve diğer Odatv çalışanlarını nasıl hala “terör örgütü üyesi” diye yargılanıyor? Bu soruya cevap bulamıyorum.

En iyisi şöyle demek, “Biji niviskar APO” yani “Yaşasın yazar APO!”