Hakan Çelenk Bir dünya lideri böyle çöktü
HABERİ PAYLAŞ

Bir dünya lideri böyle çöktü

HABER ANALİZ - Hakan ÇELENK
TWİTTER: @hakancelenkk

Berkin Elvan için bir başsağlığını bile çok gören Başbakan Erdoğan için “Cinayet kurbanı gençler arasında bile fark gözeterek ülkeyi kutuplaştırıyor” demek hiç de ağır bir eleştiri değil.

Bir lider kutuplaşmadan ne çıkar bekler? Yönettiği ülkede düşmanlığı körükleyerek ne gibi bir siyasi çıkar umar? Bu soruyu bir diktatörün Erdoğan’ın kariyerine çok benzeyen öyküsüyle anlamaya çalışalım: Ferdinand Marcos, Filipinler’i karayollarıyla donatma ve ülkeyi baştan sona imar etmeyi vaat etmişti. Adil seçimlerle işbaşına geldi.

Haberin Devamı

DUBLE YOL YAPTI

Halkını demokrasi getireceğine inandırmıştı. Askeri ve sivil elitleri tek yönetimde toplamayı başardı. Amerika’dan sıcak para akıyordu. 20-25 sayfalık uzun nutuklarla icraatını anlatmak ve geçmiş döneme saydırmak tutkusuydu. Rakamlara bayılıyordu: “16 bin kilometre ‘duble yol’, 1 milyon kW’lik santral, 38 kente su isale hattı yaptık. Yaptığımız köprülerin toplam uzunluğu 30 bin metre.” İkinci ve üçüncü iktidar döneminde kendi yetkilerini artırdı, yargıyı zayıflattı. Sendikalar bitti, ücretlilerin durumu zorlaştı. Muhaliflerin ve basının sesi kısıldı. Her şeye rağmen ülke ekonomisi 10 yılda yüzde 6-7 büyüdü. Milli gelir arttı. ‘En zengin yüzde 10’un gelirindeki devasa artışın büyümeyi sağladığını artık biliyoruz.

YÜZDE 60 OY

Yüzde 60’larla seçiliyordu. Yoksullardan oy satın alıyor diye eleştiriliyordu. Kızının yönetiminde ‘modern eğitim’ hamlesi başlattı. Gençlere zorunlu kurslara alınarak komünizme karşı muhafazakâr değerler benimsetildi. Yolsuzluk söylentileri ayyuka çıkmıştı. Günümüzde, ekonomistler bu sistemi “Eş dost kapitalizmi” (Crony capitalism-Ali Dibo usulü çıkar grubu) diye adlandırıyor. 3 çocuğu ve geniş bir sülalesi vardı. Ekonomik rant, hep ailesine ve aynı işadamlarına gitmişti. Eski Filipinler güzeli karısı İmelda’yı Çevre ve Şehircilik Bakanı yaptı. Yolsuzluğu bu kritik bakanlığın imar rantları üzerinden yürüttüğü anlaşıldı.1980’lerde Ferdinand Marcos’un Filipinler’i, Amerika’daki Reagan yönetimi için hem savunulamaz noktadaydı hem Vietnam savaşı bitiği için gereksiz bir müttefikti. Marcos 1986’da yani iktidara gelişinden 21 yıl sonra ilk kez seçimi kaybetti. Seçimde hile iddiasında bulundu ama kimseyi inandıramadı.

Haberin Devamı

PARTİYİ BIRAKIP KAÇTI

Onu dünya lideri sayan partililerini arkada bırakıp ülkeden kaçarken 24 çanta külçe altın, elmas ve paraları uçağında götürdü. İsviçre ve Amerika’daki bankalarda milyar dolarlık hesapları bulundu. 1989’da 73 yaşında öldüğü sırada Amerika’da yargılanıyordu. Yandaşlarının dilediği gibi değil ama şöyle bir dünya lideri olarak tarihe geçti: “Suharto’dan sonra en fazla çalan devlet başkanı.” Akıllarda en çok İmelda’nın 2 bin 700 çift pahalı ayakkabısı kaldı. Allah kimseyi tarihe böyle yazmasın! Öykünün bundan sonrası Türkiye’ye benzemesin diye umarak devam edelim: Marcos devrilme ihtimalini görünce şiddeti ele aldı. 1986 seçiminden önce ülkesinde kutuplaşmaya oynadı. Toplumsal düşmanlıklar yaratarak yine yüzde 50’nin üzerinde oy alacağını umuyordu. Fanatik taraftarları vardı. Faili meçhul cinayetler sokakları karıştırdı. Döktüğü kanla kaldı.

Haberin Devamı

TAHRİP EDİP GİTTİ

Günümüzde düşman etnik ve sosyal gruplar hâlâ silahlarla korunan gettolarda ayrı yaşıyor. Filipinler ekonomisi Marcos’un bıraktığı borçları hâlâ ödüyor. Marcos’un bakanlarının isimleri, torunları utansın diye Google’da elden ele geziyor. İktidardakiler öyle ya da böyle iktidardan düşer. Tarih onları iktidardan nasıl gittikleriyle yargılar. Türkiye’de iktidarın son politikalarının hatırlattıkları bunlardır. Ne bir ülke ne de bir siyasetçi böyle bir duruma düşmesin diye dua edelim.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder