Bir düşünsek

Papa geliyor. Meşhur fıkrada olduğu gibi, ayağının tozuyla yine gazetecilere “burada genelev var mı?” diye sormaz inşallah.

Şaka bir yana... Papa’nın gelişi, dünyanın gözünü Türkiye’ye çevirecektir. Geçenlerde Hakan Çelik hatırlattı... Şu, Ruhban Okulu meselesi... Hakan’a aynen katılıyorum. Nasıl olsa o okulu birgün açacağız. Papa’yla birlikte açsak ne olur? Ya da Papa gelmeden evvel...

Türkiye, şu ara bir dizi hoşgörü taarruzu’na geçmelidir. Şirin gözükmek için değil, olduğumuz gibi gözükmek için... Papa, iyi bir vesile. Ruhban Okulu ise, güzel bir zeytin dalı.

Sarı Toz’muş

Zannedersiniz ki teröristler birer bilim adamı, âlim, kâşif... Kimyasal bir toz üretmişler, dünyayı mahvedecekler... Ve işe Türkiye’den başlıyorlar, öyle mi?Hadi hadi, başka kapıya yallah. Çünkü bize birşey olmaz... Evvelallah AİDS’ten bile korkmadık, o bizden korktu. Sopalık bir serseri’nin yolladığı sarı toz’u kim ciddiye alır? Devlet “ne olur ne olmaz” diye elbet tedbirli davranmıştır.

Ama millet, sadece gülmüştür.

Not 1: Sezgin Tanrıkulu aradı, dünkü yazımla ilgili ek bilgi verdi. Gerek Yüksekova gerek Bingöl saldırılarından duyduğu üzüntüyü tekrarladı, istihbarat ve güvenlik zafiyetine değindi. Teşekkür ederim.

Not 2: Yayın hayatına başlayan Millet Gazetesi’ne başarılar diliyorum. Çalışanlarına selam.