A. Yavuz Kocaömer Bir spor bakanının söyledikleri
HABERİ PAYLAŞ

Bir spor bakanının söyledikleri

Haberin Devamı

O yıllarda Federal Alman Spor Teşkilatı Başkanı’nın Türkiye ilişkilerinde danışmanlığını yapmaktayım. Zamanın Spor Bakanı’nı incelemelerde bulunmak üzere Almanya’ya davet ettik. Köln Spor Akademisi’nde yapılan incelemelerden sonra, Frankfurt’taki olimpik merkezi gezmeye başladık. Olimpik merkezin genel müdürü eski bir milli atlet, aynı zamanda da arkadaşım. Bize muhtelif üniteleri gezdirirken, duvarda asılı yaklaşık 2 metreye 3 metre boyutlarında bir tahtayı gösterdi ve “Bunun adı Himmeltisch” dedi. “Himmel” Almanca gök, “tisch” de masa anlamına geldiğinden ben de Sayın Bakan’a dönerek, “Bunun adı gök masasıymış” dedim, “Ne olduğunu sor?” dedi.

[[HAFTAYA]]

‘Bu masadan yaptıralım’


Olimpik merkezin müdürü Almanya’da o tarihlerde adı Himmel olan bir ağır sıklet grekoromen güreşçinin dünyanın en hızlı ve atik güreşçilerinden biri olduğunu, ancak belinin çok zayıf olması nedeniyle dünya şampiyonası ve olimpiyatlarda finalde kaybettiğini söyledi. Bunun üzerine spor bilimi konusundaki doktorların ve uzmanların kafa kafaya verdiklerini, bu duvarda görülen masayı Himmel’in kas, yağ, vücut ölçümleri alındıktan sonra kendisine uygun olarak hazırladıklarını anlattı. Her gün belli sürelerle bu tahtanın üzerine bağlanan güreşçinin, çeşitli hareketlerle belinin kaldırma gücünü arttırmaya çalıştığını, böylece 6 ay içinde belinin yüzde 30 civarında kuvvetlendiğini belirtti. Bu bilgiyi aldıktan sonra, diğer üniteye doğru yürürken Sayın Bakan kulağıma eğilerek, “Senin bu adamlarla aran iyi. Çaktırmadan şu masanın ölçülerini al, biz de Türkiye’de yaptıralım. Bizim güreşçilere de faydası olur” dedi. Bunun üzerine kendisine, “Bu masanın çok özel ölçülere göre ve birtakım ilmi araştırmalar sonunda yapıldığını söylediğimde, “Olsun, belki bizde de işine yarayacak birisi çıkar” dedi. İşte o yıllarda Türk sporunu yönlendirmesi ve geliştirmesi beklenen bir Spor Bakanı’nın sözleri!

Gençlik ve Spor Bakanı

Geçtiğimiz günlerde spor yönetiminde olan bir kardeşimizle konuşmamızda “Gençlik ve Spor Bakanımız Sayın Çağatay Kılıç, engelliler sporuna gereken ilgiyi göstermiyor” dediğimde, “Neden öyle söylüyorsun abi? 2016 Rio oyunları için hem Olimpiyat, hem de Paralimpik Oyunları’na Hazırlık ve Destekleme Komitesi kuruldu ve Sayın Bakanımız da destek veriyor” dedi. “İyi de, 2016 Rio Olimpiyat Oyunları Hazırlık Komitesi’ni, Sayın Bakanımız ziyaret edip Federasyon Başkanları ile görüşüyor. Ama daha bugüne kadar 2016 Paralimpik Oyunları Hazırlama Komitesi’nde kendisini göremedik” diyorum. Kardeşimiz cevap veremiyor.

Cevabı yetkililer versin

Bu yalnız Sayın Çağatay Kılıç’ın davranışı değil. 17 senedir, Mehmet Ali Şahin hariç, tüm spordan sorumlu devlet bakanları veya Gençlik ve Spor Bakanlarına derdimizi çok zor anlattık. Paralimpik oyunları olmadan, olimpiyat oyunları olamaz. Ama buna rağmen, şu andaki Gençlik ve Spor Bakanımız “Olimpiyat Komitesi Başkanı ile görüşüp Türk sporunun geleceğini konuştuk” diyor, ama Paralimpik Komitesi’nden kimseyi davet etmiyor. Sonra “Eşit davranıyoruz” diyorlar. Hangi federasyona nasıl davrandıklarını spordan sorumlu kişiler bizlerden daha iyi biliyor. Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan, hiç çekinmeden “Yavuz Kocaömer benim için yazılar yazıyor. Niye o adama para vereyim?” diyor. Sanki parayı bana veriyormuş gibi. Nerelere ne paralar verdikleri, herhalde bir gün listeler halinde ortaya çıkar. Türkiye’yi ilgilendiren bir konuyu böyle kişiselleştirmek de ancak Mehmet Baykan’a yakışırdı. Böyle gereksiz sözler yerine, verdiği sözleri yerine getirseydi, bu tatsızlıklara gerek kalmazdı. 3 gündür Berlin’de devam eden Uluslararası Paralimpik Komitesi toplantısına, Türkiye Milli Paralimpik Komitesi Başkanı ve ilgili Yönetim Kurulu Üyesi katılamadı. Neden mi? Cevabını da sözünde durmayan Devletin spor yetkilileri versin. Not: Okurlarımızın mübarek Kurban Bayramı’nı kutlar, huzur içinde geçirmelerini dilerim.

ÇENGELLİ PANO


‘Acil ev tutmam lazım’

Yüzde 74 engelli raporum var. Çalışamıyorum. Eşim, 3 çocuğumla bizi ortada bırakıp gitti. 3 gün çocuklarımla memlekete gittim. Borçlarımı ödemek için evde biriktirdiğim parayı ve eşyaların tamamını götürmüş. Şimdilik arkadaşımın yanındayız. Kış yaklaşıyor. Arkadaşım evli, küçük bir evi var. Acilen ev tutmam gerekiyor. Herkesten yardım rica ediyoruz. Köksal Akdoğan/Ankara Tel: 0532 161 87 88

‘Desteklerinizi bekliyorum’


58 yaşındayım. Şeker, tansiyon hastasıyım. 8 senedir cezaevindeyim. Sosyal güvencem olmadığından mağdurum. İlaçlarımı dahi alamıyorum. Duyarlı kişilerden ve yardımseverlerden koldan ölçmeli tansiyon aleti, maddi destek ve giysi yardımında bulunmalarını rica ediyorum. 12 ve 15 yaşında iki kızım var. Onlar 5 senedir ziyaretime gelemiyor. 85 yaşında Alzheimer hastası annem var. Rahmetli babamdan kalan maaşla çocuklarımı okutup geçinmeye çalışıyorlar. Hayırseverlerin yardım ve desteklerini bekliyorum. Tarık Erol Harlı E Tipi Kapalı Cezaevi D/11 Koğuşu/Çankırı

‘Mektuplaşalım’


40 yaşındayım, 10 senedir cezaevindeyim. 6 sene cezam kaldı. Buralarda yalnızım. Buradan tüm yalnızlara ve kendilerini yalnız hissedenlere sesleniyorum. Dost canlısı, mektuplaşacak arkadaşlara ihtiyacım var. Hüseyin Karabay E Tipi Kapalı Cezaevi B 1/7 Koğuşu/Burdur

Sıradaki haber yükleniyor...
holder