A. Yavuz Kocaömer Bir yıl böyle geçti (2)
HABERİ PAYLAŞ

Bir yıl böyle geçti (2)

Haberin Devamı

Sevgili okurlarım, geçen haftaki yazımıza bu hafta kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Engellileri spor yolu ile dahil etme ( 27 Nisan 2015 )


2009’da Birleşmiş Milletler’in engellileri topluma artık entegre değil, ‘dahil etme’ konusunda bir karar aldığını, bu kararın da birçok ülke tarafından imzalandığını yazmıştık. Entegrasyonda, sanki engelliler bir başka gezegende yaşıyor gibi onları getirip dünyadaki çeşitli toplumlara içine sokmak fikri vardı. Oysa engelliler zaten bizimle birlikte yaşıyor.

Bir yolu da spor

‘Dahil etme’nin önemli yollarından biri de spor. Geçen günlerde, Alman Çalışma ve Sosyal Bakanlığı tarafından desteklenen ve ilgili yerlere gönderilen 114 sayfalık bir kitap elimize geçti. Kitabın adı ‘Spor ile ve Spor Yoluyla Dahil Etmenin Yolları.’ Kitap, 1-2 yıllık bir çalışmanın ürünü. Kitapta yer alan kurumlar Alman İşitme Engelliler Spor Federasyonu, Alman Tekerlekli Sandalye Sporları Federasyonu, Alman Hareket ve Spor ile Dahil Etme Araştırma Enstitüsü, Özel Olimpiyatlar Almanya, bir-iki yerel engelliler spor derneği ve Federal Alman Engelliler Spor Federasyonu.

Ülkemizde bilen yok

Kitapta, ‘dahil etme’nin önemi, sporda, spor yolu ile dahil etmenin özellikleri, spor kulüplerinin görevleri, engelli spor federasyonlarının katkıları anlatılıyor ve örneklerle nasıl yapılacağı belirtiliyor. Öncelikle olayın toparlanması, konulacak hedefler, öncelikler saptanıyor. Daha sonra ‘dahil etme’ kültürü konusunda bilgilendirilmeler yapılıyor. Mevcut yerleşmiş uygulamaların değiştirilmesi veya yeniden düzenlenmesi öngörülüyor. Ve bunlar için spor federasyonlarına ve spor kulüplerine örneklerle neler yapılması gerektiği anlatılıyor. Bu rapor geçen Mart’ta Birleşmiş Milletler Dahil Etme Komisyonu’nun Almanya’da yaptığı araştırmaları ve bu konuda bu ülkenin hangi seviyede olduğunu ortaya çıkarması açısından önemli. Bizde mi? Ülkemizde daha ‘dahil etme’nin (inclusion) ne olduğunu bilen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nda kaç bürokrat var? Bırakın bilmeyi, acaba ‘dahil etme’ diye bir şeyi duydular mı? Herhalde biz bu konuyu anlamaya önümüzdeki yıllarda başlarız.

Engelsiz seyahatler


Almanya’da yeni bir katalog çıktı. 400 sayfa ve 800 fotoğraftan oluşan katalogda engellilerin tatil yapabilecekleri yerler, engelsiz konaklama yerleri tanıtılıyor. Çoğunluğu Almanya’da olmak üzere, tüm Avrupa’yı kapsayan bu katalogda yalnız ulaşılabilirlik değil, aynı zamanda gidilen yerlerde ihtiyaç olursa faydalanılacak bakım hizmetleri de sıralanıyor. Bunları okuduğunuz zaman ülkemizi düşünerek üzülüyorsunuz. O insanlar en mükemmel şartlarda engelli olarak yaz tatillerini geçirirken, bizim engellilerimizin büyük bir bölümü hangi engel gurubuna dahil olursa olsun, evlerinden çıkamıyor, çıkarılmıyorlar. Bir yandan annebabaların bu konudaki korkusu, her ne kadar gereksiz olsa da çocuklarından utanması, ailelerin engelsiz çocuklarını engellilerle bir araya getirmek istemeyişi, onları toplumda yok saymaları bizleri derin bir üzüntüye sevk ediyor. Bu konuda eğitime önem veren ve dünyadaki gelişmeleri ülkemize getirmek isteyenlerin sayısı o kadar az ki.

Sistemimiz yok

Ülkemizde her konuda olduğu gibi, engelliler konusunda da sistem eksikliği var. Bir özel kurum kalkıyor “Engelliler köyü kuracağız” diyor. Neden? Engellileri daha çok izole etmek için. Bir başka devlet kurumu, kimsenin haberi olmayan bir uygulama içine giriyor. Sivil toplum örgütleriyle birlikte düşünmek, geleceğe yönelik plan projeler yapmak yerine, tekerlekli sandalye kampanyaları ve malzeme konusunda çalışmalar yapıyor. Bunlar da gerekli ama esas gerekli olan devletin, eğer mümkünse Cumhurbaşkanlığı’nın koordinasyonunda tüm kurumları bir araya getirmesi. Böyle bir sistemi hayata geçirmenin zamanı geldi de geçiyor. Böyle devam ettiği sürece, çıkarılan yasalar, yönetmelikler sadece zaman kaybından başka bir işe yaramaz.

Eğitimsizlik

Düşünebiliyor musunuz ülkemizin bir kasabasında bundan bir süre önce, bir vatandaşa tekerlekli sandalye hediye ediliyor. Belediye başkanı, oradaki yetkililer tekerlekli sandalyeye kurdele bağlayıp keserek, sanki açılış töreni yapıyorlar. Ardından da engelli kişiye bu sandalyeyi hediye ediyorlar. Bu tip davranışların temelinde yatan da eğitimsizlik ve bilgisizliktir.

ÇENGELLİ PANO

‘Bana yardım eder misiniz?’

47 yaşındayım, işlemediğim bir suçtan dolayı 5 yıldır cezaevindeyim. Maddi ve manevi her şeyimi kaybettim. Sesimi duyan tüm hakim ve savcılar, avukatlardan 2013/180 dosya no 2013/109 karar no’lu dosyamı incelemelerini, bana yardımcı olmalarını ve bilgi vermelerini rica ediyorum. Maddi yardımda bulunacak vatandaşlarımızın PTT’den yardım göndermelerini bekliyorum. Murat Ünaldı 2 no’lu L Tipi Kapalı Cezaevi C-14 Koğuşu Sincan/Ankara

‘Türkiye ile Almanya arasındaki uçurum’


Aralık 2015 tarihli ‘Çengelli İğne’ köşemizde Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı Bursiyeri Nehir Aslan’ın mailini yayınlamıştık. Söz konusu maile ile ilgili almış olduğumuz yorumu sizlerle paylaşmak istedik. Sevgili Nehir, “Türkiye’de ve Avrupa’da yaşayan engelliler arasındaki uçurumu ortaya sermek için canla başla mücadele eden Yavuz Abi gerçeğini anlattığın için seni kutluyorum.

‘Bizimle kıyaslanmaz’

Almanya’ya gitme fırsatım olmasa da, oradan gelip kulubümüzde spor yapan badminton sporcum Mine Korkmaz’dan her şeyi duydum. Altındaki spor arabasını devletin sağlaması, oradaki engellilerin sporla başarılı olup hayata tutunmalarındaki önemi anlatıyor. Oysa Türkiye’deki sporcuların en büyük hayali iyi bir spor arabadır. Ama olmuyor işte. Çünkü pahalı ve maddi külfeti çok ağır. Ayrıca oradaki tesisler, engellilere sağlanan diğer sosyal haklar da bizimle kıyazlanmaz. Allah, Yavuz Abi’nin kalemine kuvvet versin. Sanırım Paralimpik falan derken bayağı yol kat edeceğiz. Raşit Yürüm rasityurum16@gmail.com

‘Mektup arkadaşı arıyorum’

- 5 yıldır cezaevindeyim. 16 yıl daha buradayım. Cezaevindeyim, sahipsizim. Sizlerden öncelikle kitap, M ve L beden kıyfet, 41 numara ayakkabı rica ediyorum. Bir de benimle mektuplaşmak isteyen olursa yalnızlığımı paylaşacaklarla mektuplaşmak isterim. Ali Karaca H Tipi cezaevi B/9 Koğuşu Şehit Kamil/Gaziantep

- 48 yaşındayım. 2 yıl cezam var. Dört duvar arasında zaman geçmek bilmiyor. Kimim kimsem yok. Asker kökenliyim. Dertleşmek ve sohbet etmek istiyorsanız mektup yazın, tanışalım, ileriye dönük dost, arkadaş olalım. İsak Esen 1 no’lu T Tipi Kapalı Cezaevi A/26 Oda Bandırma/ Balıkesir

Sıradaki haber yükleniyor...
holder