A. Yavuz Kocaömer Bir yıl böyle geçti (3)
HABERİ PAYLAŞ

Bir yıl böyle geçti (3)

Haberin Devamı

Öğrenmeye niyeti olmayanlar (3 Ağustos 2015)

05-12 Temmuz 2015 tarihleri arasında Litvanya’da yapılan Goalball Avrupa Şampiyonası’nı kazanan Görme Engelli Erkekler ve Bayanlar Milli Takımlarımızın bu başarılarını konuşmak için geçen hafta bir TV Kanalında Görme Engelliler Spor Federasyonu Başkanı Abdullah Çetin ile Bayan Milli Takımımızın Kaptanı spor programında konuktular. Abdullah Çetin görme engelli sporcularımızın diğer başarılarını anlatırken, önümüzdeki yıl yapılacak Rio Paralimpik Oyunları’ndan hep ‘Olimpiyat Oyunları’ diye bahsetti. Tabii Bayan Milli Takımının kaptanı da. Genç sunucu da onlara katılınca ekip tamamlandı. Abdullah Çetin, goalball’un nasıl geliştiğini o da yanlışlarla dolu olarak anlatacağına, önce federasyonun başkanı olarak, sporcularının olimpiyatlara değil, paralimpik oyunlarına katılacağını öğrenmesi gerekir. O öğrenirse, bu konuda görme engelli sporcuları da eğitirse, böyle gerçek dışı deyimleri kullanarak komik duruma düşmez. Kaç defa yazdık, söyledik. ‘Olimpiyat’ diye bir şey dünyada yok artık. Bunun adı ‘Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları’.

Hep aynı hata


Bu durum yalnız görme engellilerde geçerli değil. Diğer engelli sporlarından paralimpik oyunlarına dahil olanların, federasyon yetkilileri ve sporcuları da aynı hatayı yapıyorlar. Bu da yetkililerin konuyu inceleyip araştırmadan, televizyonlarda ahkam kesilmesine yol açıyor. Gerçi sporlara ilgisi olan birçok bürokratımız, spor yetkililerimiz de aynı hatayı yapmaya devam ediyorlar. Bu konuda da görev Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın. Destek vermesi halinde, Türkiye Milli Paralimpik Komitesi ile yapılacak işbirliği sonucunda belki sonraki nesiller bu hataları yapmazlar.

Engelli vakıf ve dernekleri


Ülkemizde son yıllarda engelli insanlarımıza destek olmak, onların yaşamını kolaylaştırmak için dernekler ve vakıflar kuruluyor. Bunların bir kısmı, yöresel faaliyet gösterirken, bir kısmı da ülke çapında etkinlikler yapıyor. Son zamanlarda gerek mail yoluyla gereksi birebir görüşlerimizde bazı engelli vakıf ve dernekler ile ilgili hoş olmayan eleştiriler alıyoruz. Geçen gün bir yakınımız, İstanbul Anadolu yakasındaki bir derneğe, sandalye bağışı için önemli miktarda para gönderdiğini ama bir daha hiç haber alamadığını anlattı. Bir başkası ise, gönderdikleri mavi kapak ve bağışlar karşılığında, bunların nereye harcandığı, kimlere verildiği konusunda bilgi edinemediklerini söyledi.

Denetim şart

Bu sütunda daha önce de benzeri konularda yazılar yazdık. Ancak, valiliklerin, il dernek müdürlüklerinin gördüğümüz kadarıyla, belki de hislerine kapılarak ciddi denetim yaptıklarını söyleyemeyiz. Böyle devam ettiği sürece vatandaşlarımız düzgün çalışan derneklere de destek olmaktan çekiniyor. Bu da bir gerçek.

Ne yapılmalı?

Bu konuyu, yeni hükümet kurulduktan sonra tekrar gündeme getireceğiz. Türkiye çapında bir koordinasyonla, bu tip dernek ve vakıflar kamuoyuna duyurulmalı ve gerekli yasal işlemler yapılmalıdır. Gerçi ‘Minareyi çalan, kılıfını hazırlar’ derler ama, hiç değilse bir başlangıç olur.

ÇENGELLİ PANO

‘Kardeşime burs verin’

Yüzde 64 engelliyim. Kirada oturuyorum. Eşim meme kanseri, babam yok. Yetim kız kardeşim var, üniversiteye gidiyor. Devlet üniversitelerine giremedi, İstanbul Gelişim Üniversitesi’nde mimarlık okuyor. Yüzde 65 burs kazandı, kalan yüzde 35’i benim ödemem lazım. Okullar başlarken param yoktu. Florya’da hayırsever bir teyze “Kardeşim kaydını yap, masrafları ben öderim” dedi. Ama teyze 1 ay önce vefat etti. Okula borcum var. Belediyeye, kaymakamlığa gittim ancak okul özel diye yardımcı olmuyorlar. Kardeşimi okuldan atacaklar. Ben asgari ücretle çalışıyorum. Kira veriyorum, eşim hasta. Hayırseverlerden yetim kardeşime burs vermelerini rica ediyorum. Tel: 0530 821 87 17 (İsim ve adres bizde saklı)

‘Yardım bekliyorum’


Yüzde 70 engelliyim. Talihsiz bir olaydan dolayı cezaevindeyim. Yardımlarla ihtiyaçlarımı karşılıyorum. Cezaevinde parasız olmuyor. Hele engellinin işi daha da zor. Bana yardımcı olursanız çok memnun olurum, çok da makbule geçer. Mehti Tunç L Tipi Kapalı C.İ.K. Müdürlüğü/Çorum

‘Paralimpik sporcularımızı neden tanımıyoruz?’

28 Aralık 2015 tarihli ‘Çengelli İğne’ köşemizde yazdığımız ‘Yeni yıldan beklentilerimiz’ yazımıza okucuyumuz tarafından yapılan yorumu aşağıda sizlerle aynen paylaşıyoruz. “2016 Rio Olimpiyatları’nın tüm sporcularımız için başarılı geçmesini diliyoruz. Basından, olimpiyat oyunları ve hazırlıklarını takip ediyoruz. Peki Paralimpik Oyunlar? Neden paralimpik sporcularımızı tanımıyoruz? 2016 paralimpikler için çok önemli. Rio’da, bayrağımızı dalgalandıracak sporcuları neden bilmiyoruz?

Sadece engelliler takip etmiyor

Paralimpik oyunlarını, sadece bedensel engelli vatandaşlarımızın takip ettiğini düşünen sayın spor yöneticilerine ve medyaya sesleniyorum. Sporcularımız nerede kamp yapar, nasıl hazırlanır? Bunları öğrenemiyoruz. Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı’na (TESYEV) çok teşekkürler. Engelli zihniyetleri aşmak için yıllardır mücadele ediyorlar. TESYEV ailesine, Sayın Kocaömer’e gönüllerimizin sizinle olduğunu iletiyorum. Sporcu kardeşlerimiz için yıllardır verdiğiniz mücadelede başarılar dilerim.’’ Tuncay BAL tuncaybal05@gmail.com

‘Yalnızlığımıza ortak olur musunuz?’


- Konyalıyım. 3 yıldır cezaevindeyim, daha 3.5 yılım daha var. Maddi, manevi sıkıntım yok. Ama ailem yaşlı ve ziyaretime gelemiyor. Ben mektup arkadaşı arıyorum. Mehmet Ali Çoşkun E Tipi Kapalı Cezaevi B/2-1 Koğuşu/ Burdur

-32 yaşındayım. 1 yıldır cezaevindeyim. Daha 2 yıl cezam var. Dört duvar arasında çok sıkılıyorum, bunalıyorum. Yalnızlığıma ortak olacak arkadaşlardan mektup bekliyorum. Ali Uğur Silivri 2 no’lu Kapalı C.İ.K. Koğuş 10 C/İstanbul

Sıradaki haber yükleniyor...
holder