Bu yazın gözdesi Yunan adalarıydı

Çocuğu okula gidenler geri döndü ama şimdi Ege’de tatilin en güzel zamanı. Avrupa’nın altın yaş turistleri Ege kıyılarını istila etmiş, sonbahar güneşinin yakmadan okşayan tatlılığında ada kedileri gibi mırıldanmakta! Türk kıyılarındansa Yunan adalarında tatil yapmayı tercih eden sadece ben değilim; ortalık Türk kaynıyor! Yemek içmek Türkiye’nin yarı fiyatına! Balıklı, mezeli, uzolu masaya adam başı 25 Avro veriyorsun. Bodrum, Marmaris, Turgutreis’den bin tekneye, bir saat sonra Yunan adalarındasın. İstanbul’dan BüyükAda’ya gitmek daha zor!

[[HAFTAYA]]

Kalbim Symni’de En çok Kos ve Rodos’a tekne seferi var, oradan diğer adalara geçmek mümkün. Günü birlik de gidiliyor ama 22 Avronun hakkını vermek için bir kaç gün kalmak gerek. Küçük bir ada olan Symni’ye bayıldım. Günü birlik tekne turlarıyla adanın en güzel dört koyuna denize girmeye gitmek ayrı bir eğlence.

Symni, şimdiye kadar gördüğüm Yunan adaları içinde en zarif, en karakteristik mimarisi olan ada; Türk kahvesinin yanına bir lokum koyarken bizden Türk, su bile içseniz fiş verirken Avrupalılar. Bir de müslüman değiller ama bizden temizler, deniz, sokaklar, tuvaletler bile bal dök yala, affedersiniz! Yıllardır İngiliz turist istilası altındalar ama Türkler de keşfetmiş. Manos, Tarabya’daki balık lokantalarına benzediğinden Türklerin en çok konuşlandığı yer, ama o ya da bu, deniz kenarındaki balık lokantalarının hepsi benzer kalite ve fiyatta, hangisine gitseniz ahtapot, kalamar harika. Sakin ve kaliteli tatil isteyenlere.

Geç oldu, temiz oldu, şükür

“Siz şimdi üzülmüşsünüzdür!” diyen manyakların aksine, elbette ki çok mutluyum; çok şükür, IŞİD’in elinde 3 aydır rehin tutulan yurttaşlarımız sağ salim kurtuldu. 49 rehinin, üç ay sonra da olsa, burunları kanamadan ülkeye getirilmiş olması, henüz bilmiyoruz ama neye malolmuş olursa olsun, hükümetin başarısıdır. Elbette başarıdan bir propaganda malzemesi çıkarılacaktı, ama çocukları rahat bırakın. Televizyonda çocukların şarkı söylemesine bile “kullanıldılar” diye ceza kesiliyorsa bir rehine operasyonu sonrasında da çocukların abartılı şekilde öpülmesi, atılıp tutulması, fotoğraf dekoru yapılması, itici oluyor.

Rehinelerimizin kurtarılmasına sevindikten, konsolosumuzun başına silah dayanmasına rağmen IŞİD propagandasına alet olmayı reddetmesinden gurur duyduktan sonra gerçeği öğrenmek hakkımızdır: Musul Valisi bile kaçmışken konsolosluk personeli niye zamanında tahliye edilmemiş ve rehin alınmıştır? Türkiye’nin IŞİD karşında 3 ay rehin alınmasının sorumlusu kimdir?

Yardım meleği iken...

Türkiye’nin Suriye’de savaş başladıktan sonra bir milyonu aşkın göçmene kapısını açmış ve onlara bakıyor olması gerçeğine rağmen cuma günü ortaya yanlış bir görüntü çıktı: IŞİD’den kaçan Kürtleri durduran silahlı Türk askeri. Neyseki 24 saat sonra sınır açıldı ve sıcak yemekten yatağa kadar perişan göçmenlere sıcak karşılama yapıldı. Uluslararası kuruluşlar ve başka ülkeler bu insanları görmezden gelirken Türkiye göçmenlere bakıyor, ama dünyaya yanlış imaj veriyor. Propaganda sadece çocuk severek yapılmıyor.