Çok güzeldi; peki şimdi ne olacak?

Dünya tarihi bu kadar çok ülkenin devlet başkanını kol kola yürürken ilk kez gördü. Barış ve özgürlük için yeterli olacak mı?

Bir tarih yazıldı pazar günü Paris sokaklarında. Cumhuriyet Meydanı’ndan Millet Meydanı’na yürüyemedi insanlar, çünkü o bulvarlar çok büyük olmasına karşın 2 milyon kişi için küçük kaldı! Ve 50 küsur devlet başkanı, sol geleneğe uygun olarak kol kola girip “sokağa indi!” Herhalde başta Fransız polisi, sonra liderlerin yakın korumaları korkudan öldü öldü dirilmiştir “Korkmuyoruz!” diye bağıran kalabalığın arasında. Ne de güzel suikast yapılırdı orada: Uzun namlulu silahlarla en az on devlet başkanını tararsın. Ya da hepsini bindirdikleri otobüse bir bomba atarsın! Ama işte o teröre karşı durmak için sokağa inebilmek, iki günlük kanlı olaylardan sonra, tam da Fransızlara yakışan bir tavır. “Özgürlük” dediler, başka bir şey demediler. Sokakta görünür ne Toma vardı, ne gaz, ne robokop. Hollande (Fransa Cumhurbaşkanı) herkesi öptü, Ahmet Davutoğlu’nu niye öpmedi? Hollande’ın yanındaki siyah fötr şapkalı siyah adam kimdi (Mali’nin Başkanı imiş, terörist Mali kökenli diye sembolik bir jest)? Bütün bunları daha bir yıl konuşmak gerek çünkü 3 küsur milyon kişinin yürüyüşünü tarih yazar.

[[HAFTAYA]]

Bataklık orada duruyor

Bizzat Batı’nın yarattığı bataklık: Irak, Suriye, Libya, Yemen, Filistin. O bataklıkta yetiştirdikleri El Kaide, IŞİD vb. capcanlı, silahlı, güçlü. Ve sıradan insanlar bile öfkeli: Filistin’de, Suriye’de, Irak’ta, Libya’da yüzbinlerce masum insan öldürüldü, öldürülmeye devam ediyor. Onlar için ne yaptınız? Netanyahu hangi yüzle o yürüyüşe katılıyor?

Bari Esad da gelseydi!

Davutoğlu’nun niye yanaktan bir buseyi hak etmediğinin altında Türkiye’nin IŞİD desteği yatıyor olmasın? Obama o yürüyüşe sadece güvenlik gerekçesiyle mi gelmedi, yoksa kendi ettim kendim buldum şarkısını mı söylüyordu? Filistin’de hâlâ elektrik yok! Yardım sözü verilen paralar da verilmemiş. Teröristler dizi karakteri gibi, öyle klişe kökenli ki, çok çocuklu ailelerin yetimhanede büyüyüp, küçük suçlar işleyip cezaevine girdikten sonra yobazların eline düşüp beyni yıkanmış çocukları! Bu koşulları değiştirmezlerse tarih 3. Dünya Savaşını da yazacak!

Casuslar ve ÇYDD masummuş

Anayasa Mahkemesi nihayet bir yıldır önünde bekleyen dosyaya baktı ve İstanbul Askeri Casusluk Davası hükümlülerinin ağır hak ihlaline uğradığına karar verdi! Avukatları da derhal yeniden yargılanma talebinde bulundu. Bu yazıyı yazarken aldığım ikinci haber ise 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin infazı durdurup yeniden yargılama kararı vermesi! Üç gün daha fazladan yattılar! Cemaatçi polisler ve hakimlerinin komploları bir bir ortaya çıkıyor. Nitekim Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin suç delillerinin de baştan sona düzmece olduğu kanıtlandı. Türkan Saylan’ı kemoterapi tedavisi alırken üzüntüden öldüren, evinin basılması, aranması ve suçlanması olayının da bu komplo neticesinde olduğunu hiç unutmayacağız! Cemaat, o derneğin burs verdiği kız çocuklarına bile çamur atmaktan çekinmemişti!