Giriş
Bir hastaneye roketatarlı saldırı düzenleyene... Keskin nişancılarla çocuk-çocuk demeden insan avlayana... Karısının, çocuklarının gözü önünde bir insanı katletmekten geri durmayana... Sokakları mayınla doldurup okul yolunda çoluğu çocuğu kolsuz, bacaksız bırakana... Henüz 20 yaşında iki genci, yatak odalarına girip uykularında başlarından vurana... Maaşını almak için bankamatikte sıra bekleyen birine sinsice arkasından yaklaşıp ensesinden vurup, kaçana... Evine dönmek için otobüs durağında bekleyen insanları bomba yüklü araçla parçalara ayırana özgürlük savaşçısı ya da devrimci denmez!
Bitmedi... “Asker tedavi ediyor” diye doktor öldürene, “Türkçe öğretiyor” diye öğretmen öldürene, “Sisteme hizmet ediyor” diye garson öldürene, “Babası polis” diye bebek öldürene, “Hasta taşıyor” diye ambulans şoförü öldürene de gerilla denmez!
Ne mi denir? Terörist denir ama eksik kalır. Alçak denir. Hain denir. Kalleş denir.
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde dün HDP Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Başbakan Davutoğlu’na soru sorarken PKK terör örgütü için yine “gerilla” ifadesini kullandı. Davutoğlu’nun Kürkçü’ye verdiği ders niteliğindeki cevabı gazetelerde, televizyon haberlerinde görmüşsünüzdür. Aralarındaki polemiğe dahil olma niyetinde değilim. Ancak müsaadesi olursa Ertuğrul Bey’e bir soru sormak isterim. Ertuğrul Kürkçü, bu toprakların gördüğü en sahici devrimcilerin, gerçek özgürlük ve halk savaşçılarının yakın arkadaşıydı... Acaba Mahir Çayan halk otobüsü durağını havaya uçuran birine “gerilla” der miydi? Ya Deniz... Deniz Gezmiş, 3 yaşında bebeyi katledene “devrimci” der miydi?
Ne zaman idrak edecekler bilmem ama devlete “katil”, teröriste “gerilla” diyerek ne adil ne de samimi olunuyor.
