Sami, 25 yaşında...
Hakkarili...
2007’de dağa çıkmış, ‘terörist’ olmuş.
2 yıl dağda kaldıktan sonra pişman olup dönmüş.
Hiçbir eyleme karışmadığı için ‘pişmanlık yasası’ndan faydalanıp serbest kalmış.
[[HAFTAYA]]
***
Memleketine dönmüş.
Barındırmamışlar!
“İstanbul büyük içinde kaybolurum” diye düşünerek İstanbul’a gelmiş.
***
Önce inşaatlarda çalışmaya başlamış...
Ama her seferinde ‘geçmiş’i çıkmış karışısına:
“Örgüt geçmişimi saklamak için çok uğraştım. 2 yıl dağda kalınca ister istemez değişiyorsunuz. Konuşmanız bile değişiyor. İnşaattaki diğer işcilerle iki kelime konuşunca hemen anlıyorlar ‘farklı’ olduğunuzu... Hiç konuşmayınca da ‘Bu niye bu kadar sessiz’ diye huylanıp, kovuyorlar. 1 yılda 15 tane inşaattan kovuldum” diyor.
***
Sami 6 aydır işsiz. Serseri mayın gibi dolaşıyor sokaklarda!
***
Eşimi dostumu aradım... Özellikle de ‘Kürt Meselesi’ konuşulduğuna mangalda kül bırakmayan dostlarımı...
Hikayesini anlatıp bir iş istedim Sami’ye...
***
Ne cevap aldım dersiniz?
“Allah’ın PKK’lısını işe mi alacağım?”
“Yahu adam PKK’lı değil, örgütün gerçek yüzünü görmüş kaçmış, pişman olmuş” dedim.
“Kusura bakma” dediler.
***
Kusura bakıyorum...
Hem de çok kusura bakıyorum.
***
Demokratik Açılım’ın mimarı Kıymetli Hocam Beşir Atalay’a ve Başbakan’ımıza soruyorum:
Dağdan iniş yolu bu haldeyse, dağa çıkış yolu ne haldedir acaba?