Hakan Çelik Deprem!
HABERİ PAYLAŞ

Bu başlığı siyasi gelişmeleri vurgulamak için kullanmadım. Tam da sözlük anlamından yani yerkabuğunda oluşan sismik dalgalanmalar sonucu ortaya çıkan felaketlerden söz ediyorum. Yıllardır bütün mecralarda dile getirdiğim bir gerçeği tekrarlayacağım. Türkiye büyük depremlere hazır değil.

İstanbul dahil pekçok şehri yerle bir edecek şiddette deprem olacağını bile bile sadece bekliyoruz!

Akıl alır gibi değil. Kendimizi hiç kandırmayalım.

[[HAFTAYA]]

1999 depreminden sonra bir arpa boyu yol katedebildik.

Haberin Devamı

Bazı kamu binaları, okullar ve hastaneler güçlendirildi. Kimi yol ve viyadüklerde çalışmalar yapıldı ancak milyonlarca kişi hâlâ çok büyük risk altında. Boğaziçi Üniversitesi (Kandilli Rasathanesi), İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, ODTÜ hocaları yıllardır uyarıyor. Şimdiye kadar yüzlerce rapor hazırlandı. Yerli ve yabancı basında binlerce haber yapıldı. İstanbul yıkılacak ve hepimiz altında kalacağız. Bundan daha ürkütücü bir şey olabilir mi?

Gerçek bu kadar yakın ve sıcak olmasına rağmen hiçbir şey yapmıyor oluşumuzu dehşetle izliyorum. Ne devlet hazır ne vatandaşlar.

Önceki gün Jeoloji Profesörü Naci Görür tehlikenin boyutları konusunda uyardı ama eminim ki o haberlerin ömrü de diğerleri en fazla bir iki gün olacak. Türkiye’de son yıllarda “kentsel dönüşüm” adı altında şehirlerin kötü altyapısının ve binaların tamamen yenilenmesi hedefiyle bir dizi proje başlatıldı. Aslında son derece önemli ve Türkiye’nin çehresini değiştirebilecek bir hedef. Fakat pratik örneklerine bakılınca bunun betonlaşma ve yeni rant alanları açmanın ötesine geçemediğini görüyorum. İstanbul’un çevresinde Belgrad Ormanı civarından Bahçeşehir’e kadar uzanan kuşakta akıl almaz bir betonlaşma furyası gidiyor. Neredeyse hiçbir yerde boş alan kalmayacak şekilde her yere konut alanları ve AVM’ler yapılıyor. Hatta Bahçeşehir’de daha önce yayaların yürüdüğü kaldırımlar ve daracık boşluklara bile bina yapılmakta olduğunu gözlerimle gördüm. Hürriyet Gazetesi’nin haberine göre “Gölet” olarak bilinen yere de kademe kademe beton binalar geliyor. Zekeriyaköy’ün merkezinde yıllar önce Atatürk büstü ve çocuk parkının bulunduğu alanda şu anda büyük bir market zincirinin mağazası yer alıyor.

Haberin Devamı

Yeşil alandan artık vazgeçtim bu hızla giderse birçok semtte kaçacak boş alan kalmayacak.

TMMOB’nin son raporuna göre 1999’dan sonra depremde “kaçış ve toplanma noktası” olarak belirlenen alanların dörtte üçüne binalar yapılmış. Bu bilgi doğruysa durum benim anlattığımdan da vahim demektir. Çünkü o günden bugüne İstanbul’un nüfusu ve sıkışıklığı arttı.

Beklenen büyük deprem Türkiye’nin en büyük şehri İstanbul’u vurursa yüzbinlerce kişi hayatını kaybedecek, hastalıklar sonucunda da bir o kadar kişinin ölüm riskiyle karşı karşıya kalacak.

Maalesef senaryolar bu kadar vahim. Ekonominin yüzde 50’sinin üretildiği İstanbul’un başına böyle bir felaket gelirse Türkiye en az 20 yıl toparlanamaz!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder