Dört dörtlük rezalet

Neye üzülelim, çöken dış politikaya mı, devletin en gizli toplantısının ses kaydının internete sızmasına mı, yapılan konuşmaların içeriğine mi, önlem diye konuşmaların yayınlandığı dünyanın en büyük sosyal medya platformu youtube’un kapatılmasına mı? Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Müsteşar Feridun Sinirlioğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Genelkurmay İkinci Başkanı Yaşar Güler’in Suriye’ye askeri operasyonla ilgili çok gizli toplantının ses kaydının internete düşmesinden söz ediyorum. Bu olay neresinden bakarsan bak rezalet. Biz gazeteciler olaya siyasetçi, bürokrat, polis, istihbaratçı, asker gözüyle bakamayız.

Vatandaş gözüyle

Gazeteci yalnızca vatandaş gözüyle olaya bakar. Ve ben vatandaşın gözüyle baktığımda ortadaki tablo beni endişelendiriyor.

1- Bu rezalet bana Türkiye’nin dış politikada içine düştüğü bataklığı gösterdi; Suriye Devlet Başkanı Esad’ın düşürülmesine dayalı ve “Birkaç saatte Şam’a gireriz” denilen hatalı dış politikanın sonucunda Türkiye, yurt dışındaki tek toprak parçası denilen 10 dönümlük Süleyman Şah Türbesi’ni asker ile savunacak duruma düşürüldü.

2- Bu rezalet “vatan toprağı” savunması adı altında provokatif eylem tasarlanabildiğini gösterdi; TSK temsilcisi Özel Kuvvetler’e bağlı askerleri görevlendirmek isterken, MİT Müsteşarı, Suriye’ye askeri operasyon için Süleyman Şah Türbesi’ne MİT elemanlarının provokatif amaçlı bomba atmasından ve Suriye’den de Türkiye topraklarına füze fırlatmasından söz edebiliyor.

3- Bu rezalet hükümet ile gizli güçlerin, giriştikleri savaşta hiçbir sınır tanımadığını gösterdi; Tapelerle, fezlekelerle başlayan hükümet ile savaşa girişen gizli ve karanlık gücün amacına ulaşmak için devletin en mahrem bilgilerini servis edebileceği gerçeği ortaya çıktı.

4- Bu rezalet, en mahrem sırlarını koruyamayan, güvenliği adeta kevgire dönen devletin sızmayı önlemek, sorumluları cezalandırmakta çaresiz kalarak aklına ilk gelen şeyin medyaya yasak olduğunu gösterdi; Daha önce twitter’a yasak getiren yönetim şimdi de bu gizli toplantının kaydının sızdığı youtube’u yasaklıyor. Böylece hapiste en çok gazetecinin bulunduğu, sansürün, otosansürün yaygınlaştığı, sosyal medyaya yasakların arttığı Türkiye, demokrasi siciline olumsuz bir sayfa daha eklemiş oluyor. Kısacası; bir olay var ve dört ayrı rezalet ortaya çıkıyor. Yani dört dörtlük rezalet. Bana göre böyle bir büyük rezaletin tek bir sebebi olamaz. Ama en büyük sorumluluk bu karanlık gücü devletin en kılcal damarına kadar sızmasına sebep olanlardadır.