A. Yavuz Kocaömer En yakın dostumu kaybettim
HABERİ PAYLAŞ

En yakın dostumu kaybettim

Haberin Devamı

Kısa süre önce, canım babamı toprağa verdik. Emri hak vaki oldu. O benim yalnız babam değildi. Bu dünyadaki en iyi dostumdu, arkadaşımdı, kankamdı, ağabeyimdi, öğreticimdi, yol göstericimdi, mekanı cennet olsun.


Cahit Kocaömer

Öğretmenim

O bana
- Dürüstlüğü
-makamları ne olursa olsun, yanlış yapan insanlara boyun eğmemeyi
- Haksızlığa direnmeyi
- İnsanların varlıklarını, servetlerini ve makamlarını kıskanmamayı
- İnsanları sevmeyi ama statüsü ne olursa olsun, tüm insanlığı insan oldukları için saymayı
- İhtiyacı olanlara destek olmayı öğretti.

İşbankalılar


İşbankalıların gönüllerinde taht kurdu, onlar için elinden geleni yaptı. Bunu cenazesinde de gördük, sosyal medyada yayınlanan binlerce mesajda da. Bir İşbankası emeklisi olan Sayın Hasan Sönmez’in, babamın cenazesinden hemen sonra yazdığı mektubu yanda okuyacaksınız.

Bir anı

Onunla çok anımız var. Ama birini, Sevgili Mustafa Koç’un da hayatını kaybetmesi nedeniyle burada sizlerle paylaşmak istedim. Babam Cahit Kocaömer, 1982 senesinde İş Bankası Genel Müdürlüğü’nden emekli olduktan kısa bir süre sonra rahmetli Vehbi Koç kendisiyle görüşme isteğinde bulundu. Babam da “Sen de benimle gel” dedi. Ve Taksim’deki o zamanki InterContinental Oteli’nde buluştular. Hal hatır sorma kısmından sonra rahmetli Vehbi Koç “Cahit Bey, sana açık bir çek veriyorum, üzerini istediğin şekilde doldur, gel bizim grubun başına geç” dedi. O da “Vehbi Bey, çok teşekkür ederim, beni buraya davet ettiğinizde böyle bir şeyi tahmin etmiştim, ama ben İŞ BANKALI DOĞDUM, İŞ BANKALI ÖLECEĞİM” dedi. Ve de öyle yaptı.

İçerenköy Bayındır Hastanesi

Rahmetli babam son 8 ayını bu hastanede geçirdi. Hastabakıcılarından hemşirelerine, doktorlarından hocalarına kadar hepsi onu yaşatmak, acılarını dindirmek için büyük çaba gösterdiler. Bunların için de 2 kişi vardı ki unutulmaz. Biri yoğun bakımın başındaki Uzman Doktor Tahir Güngör İNCE, diğeri Nöroloji Uzmanı Uzman Doktor Melek KANDEMİR. Sanki kendi babalarıyla ilgileniyorlarmış gibi baktılar. Tabii ki diğer hastalar arasında ayrım yapmadan, kendilerine ait özel saatleri onunla birlikte geçirdiler. Ayrıca yine Cahit Babamıza kendi babaları, dostları gibi ilgi gösteren yoğun bakım personelini, 3’üncü kat hemşirelerini ve protokol kabulde Burçin YILMAZ’ı unutmamak gerekir. Son olarak da hastanenin direktörü Dr. Cem TALAS ve yardımcısı Elçin ÖZİNCE, babamın her şeyi ile ayrı ayrı ilgilendiler. Kendilerine bu vesile ile şükranlarımı sunuyor ve sağlıklı, mutlu günler diliyorum. Onların hakkı ödenmez.


Yavuz Kocaömer Kabataş Eğitim Vakfı Onursal Başkanı olan babası Cahit Kocaömer ile...

'Sizi çok özledim’

“Cahit Baba, biliyorum. ‘Dur be çocuk acelen ne? Uğurlama törenime katılanların bazıları henüz evlerine bile varmadı’ diyeceksiniz. Ama, o kadar doluyum ki, kendime geldiğim ilk anda elim kağıda, kaleme uzandı ve işte yazıyorum. Cahit Baba, siz herkesin dostuydunuz. Bunu biliyordum ama taziye çelenklerinin çokluğu ve değişik camialardan gelmiş olması bu durumu bir kez daha teyit etti. İstanbul’un soğuk havasına rağmen, uğurlama töreninize katılanların çokluğu ve yaşları ilk dikkatimi çeken konu oldu. Levent Camii’nin büyükçe olan dış avlusunda ve çevresinde adım atacak yer yoktu desem abartmış olmam.

54 yaşımda olmama rağmen, katılımcılar arasında genç görünüyordum. Az da olsa benden genç olanlar vardı. ENGELSİZ ÇOCUKLARIMIZ tüm engellere rağmen törendeydiler. Rastgele, düşüncesizce park edilmiş araçların arasında yarım saat kadar uğurlama töreninin başlamasını beklemek zorunda kaldılar. Kabataşlı gençlerimiz de kocaman pankartlarıyla tören alanında yerlerini almışlardı. İzninizle pankartta yazanları yazıldığı biçimiyle paylaşmak istiyorum

HİZMETLERİNİZ UNUTULMAZ
KABATAŞLILAR ÖLÜR
KABATAŞLILIK ÖLMEZ

Buraya kadar her şey çok güzeldi. Ama yüreğimi burkan bir konu var ki bahsetmeden geçemeyeceğim Cahit Baba. Sizin yol arkadaşınız, eski Genel Müdürlerimizden Sayın Selahattin Karahan’ın önerisiyle, 1975’lerde arsası alınan ve 25 yıl sonra ancak taşınabildiğimiz genel müdürlük binamız, uğurlama alanına 1 kilometreden daha yakın. İsterdim ki, öğlen tatiline de denk gelmesinin verdiği kolaylıkla, 2000 kişilik banka grubu yürüyerek uğurlama alanına gelsin hep bir ağızdan haykırsınlar: İŞ BANKALILAR ÖLÜR İŞ BANKALILIK ÖLMEZ

Bu düşündüklerim çocukça biliyorum. Ama biz zaten sizin çocuklarınız değil miyiz Cahit Baba? Neyse ki, çocukça düşüncelerim gerçekleşmedi. Sadece büyük müdürlerimiz vardı uğurlama alanında. “İş Bankalılık ölüyor mu?‘’ diye aklımdan geçirmedim desem yalan olur Cahit Baba. Söz açılmışken, sizinle biraz dertleşmek istiyorum. Bankadan sizin emekli ettikleriniz, aldıkları emeklilik ikramiyesi ile büyük şehirlerde birer ev sahibi olmuşlardı. Şimdi emekli olanlar ise, aldıkları ikramiye ile birikmiş borçlarını bile kapatamıyorlar. Siz bizim gözümüzde boşuna ilah olmadınız Cahit Baba. Öz babamdan biliyorum. Siz, yüreğiyle bankasına bağlı bir nesil yetiştirmiştiniz. Şimdi ise, duygusuz, katı kurallara bağlı bir nesil yetiştirilmeye çalışılıyor. “Yüreksiz olmaz” dediğimizde, “Sektör böyle istiyor” diyorlar. Geçmişte sektörün kurallarını sayenizde biz koyardık. Dünya, duygularla yönetimin nimetlerini yeni yeni keşfetmeye başlamışken, biz duygusuz yönetim anlayışına geçiyoruz ve bunun adına da değişim diyoruz Cahit Baba. Cahit baba, bu dünya işleriyle canınızı sıkmak istemezdim ama kendimi çok yalnız hissediyorum. “Yalnızlık paylaşılmaz” diyen şaire inat, yalnızlığımı sizinle paylaşıyor ve hürmetle ellerinizden öpüyorum.” Işıklar yoldaşınız olsun. Yürek sıcaklığında saygılarımla Emekli İş Bankalı Hasan Sönmez

Canım babam

Nur içinde yat. Mekanın cennet olsun. Biliyorsun ki, bana öğrettiklerinden hiçbir şekilde taviz vermeyeceğim. Ben de ölene kadar insanların sağlığı, mutluluğu için elimden geleni yapacağım. Yoluma çıkacak 3-5 kendini bilmez (makam ve unvanları ne olursa olsun) beni bu yoldan çeviremeyecek. İnşallah, zamanı geldiğinde karşılaşmak üzere.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder