Etki alanı

Hep merak ederim, caddelere sokaklara boydan boya asılan şu parti bayrakları ve flamaları, insanların kullanacağı oyu etkiler mi acaba? Yoksa kirlilikten mi ibaret?
.........
Hatta mitingler?
Kimin fikrini çeler, kimin siyasi kararını değiştirir acaba?
Değiştirirse de yüzde kaç?
Değer mi hiç? Bilmiyorum.
* * *
Gerçi şehir mitingleri, televizyonlara yansıdığı için, milyonlarca insan tarafından da izleniyor? Yani miting meydanında 10 bin kişi varsa, 10 milyon kişi de ekran başında var.

[[HAFTAYA]]

Var ama etki sahası ne?
Üstelik aynı laflar.
- Vaatler hariç.
Bakın, o etkili olabilir.
Vaatler bölümünü tenzih ediyorum. Tabii o da ciddiyete bağlı.
* * *
Meşhur İstanbul mitingini anlatırlar (1950).
Dönemin valisi, kalabalığı gösterip:
- İşte Paşam İstanbul demiş.
Demiş ama sonuç hezimet.
Buna mukabil başka bir miting hatırlarım. Gözlerimle görmüşümdür. Partili olan - olmayan, bütün şehir Taksim Meydanı’na aktı (1977).
Hani şu, Ecevit’in yüzde 42’ye ulaştığı seçim... Hem de 42’ye rağmen iktidar olamadığı.
* * *
Dönelim başa. Şimdiki duruma.
Kalabalıklar elbette ki çok şey söyler? Tenhalıklar daha mı iyi?
Hayır. Fakat kalabalıklar her şey değil.
Olsa olsa bir kemikleşme işareti.
Yani biz burdayız demek.
E zaten ordaydınız.
Bağlıyorum:
- Kararını veren vermiştir.
Caddelerdeki bayraklara, flamalara, meydanlardaki kalabalıklara, kürsülerdeki konuşmacılara bakıp, kolay kolay kimse karar değiştirmez.
Değiştirse de yüzde kaç?
- Peki, miting yapmayalım mı?
Yapın yapın.
Seyretmesi eğlenceli oluyor.
Küçük çapta da bir ekonomik çark dönüyor. Oteller, lokantalar, çarşı pazarlar, seyyar satıcılar, bindirilmiş kıt’aları taşıyan otobüsler.
Neler neler.
Daha ne olsun?