Günahlarından değil sevaplarından gitti

Gazetemin manşeti hepsinden güzeldi: Son Başbakan! Çünkü neden? Cumhurbaşkanı Başkan olmak istediği için gerçek bir başbakana tahammül edemiyor! Oysa Ahmet Davutoğlu, Başbakan olmak istemişti! Burada insanın biraz içi sızlıyor, çünkü o bir 23 Nisan Başbakanı olarak atanmıştı. Bugün yaşadığımız krizde beni üzen, göstere göstere anayasanın çiğnenmesi, bir tür sivil darbe. Ve bir de Davutoğlu’nun yanlışlarından ötürü değil de doğrularından ötürü gitmek zorunda kalmış olması. Onun asıl yanlışları, dışişleri bakanı ve hatta Başbakan Erdoğan’ın danışmanı olarak Ortadoğu politikasında yaptığı yanlışlardır. Oysa nisbeten doğruları vardı: Akademisyenlerin tutuksuz yargılanmasını istemesinde, başkanlık birinci gündemimiz değildir, takvimimizde seçim yoktur gibi Cumhurbaşkanıyla ters düştüğü açıklamalarında haklıydı. En büyük yanlışı Suriye’de yüzbinlerce insanın ölmesi ve ülkenin parçalanmasına yol açan Ortadoğu planlarıydı. Hatta inançla Esad’ın iki vakte kadar gideceğini ve Şam’da namaz kılacağını iddia etmişti ama kendisi gitti! Obama’yla görüşmek istemesi bardağı taşıran son damla oldu. Esad ise hala orada, koltuğunda oturuyor, Putin’le de görüşüyor

At çiftliğinde bir denizci saklı

Tevekkeli değil, birileri villa yaptırmak için emir vermişti, Urla gerçekten bir cennet! Yarımadada yemyeşil bir doğa, sağı solu deniz! Bu cennetin içinde bir cennet daha yaratılmış, tamamen tesadüfen, Urla’ya enginar festivaline gittiğimde kendimi o cennetin içinde buldum. Cennet diyorum, çünkü sevdiğim her şey var: Huzur, doğa, atlar, köpekler, güleryüz! Cenneti, Kıbrıs asıllı Muhsin Emirsoy 11 yıl denizlerde uzak yol kaptanı olarak çalıştıktan sonra buraya demir atarak yaratmış. Gemileriyle kazandığını, bir at çiftliği yaparak toprağa yatırmış. 250 dönüm arazinin içinde mimar Yalçın Kezer doğayı bozmadan uluslararası standartlara uygun, açık kapalı manejleriyle yarış atı yetiştirilen bir çiftlik hazırlamış. Buranın prensi Muhsin Emirsoy’un İngiltere’den 30 bin sterline satın aldığı safkan damızlık Arap atı Torok!

Dört ayaklı kumbara

Torok’un döllediği kısraklar doğum yapmak için gitmiş. Daha önce doğan 70’den fazla tayı ise ya koşuyor ya koşmaya hazırlanıyor. Torok’un taylarından biri yarış kazandığı zaman yüzdesi hesaba yatırılıyor. Çiftlik mi? Ormanda yürüyüş yapmak insanın karnını acıktırıyor! Sofradaki her şey el emeği, ev işi. Arka bahçede organik tarım yapılıyor, bakla ve enginarlar sabah toplanmış. Ekşi mayalı köy ekmeği taş fırından yeni çıkmış. Yumurtalar kümesten. Muhsin Emirsoy Konvoy Denizcilik’teki ofisini buraya taşımış. Denizcilik sektöründen aldığı ödüller duvarları süslüyor. Muhsin Emirsoy bu büyük yatırımı yaparken maddi manevi epey zorlanmış ama başarmış. Tek sitemi, İzmir Belediyesi’nden hiç ilgi görmemiş olması. Başkan Aziz Kocaoğlu için “Bir çayımızı içmeye bile gelmedi” diyor. Acaba Aziz Başkan, belediyesinin sınırları içinde bu kadar önemli bir yatırımın bulunduğunun farkında değil mi? CHP’liler de gönül almayı hiç bilmiyor