Giriş
Karar Resmi Gazete’de yayınlandı... Artık cinsel suç işleyenlere ‘kimyasal hadım’ cezası verilecek. Toplum ikiye bölündü tabii. “Şahane karar” diyenler… Ve “Taciz, tecavüz, çocuk istismarı hadım etmekle değil erkek egemen ideolojinin değişmesiyle çözülür” diyenler. İkinci grup meseleye hak, hukuk, adalet gözlüğüyle bakıp “İnsan haklarına aykırı” diyor özetle. Ben tersini savunuyorum... Yıllardır bu memlekette ‘gecenin o saatinde dışarı çıkmasaydı’ diye… ‘Ama kısa etek giymişti’ diye… “İçkiliydi” diye diye bütün tecavüzcü ve tacizcilerin sırtı sıvazlandı, ‘kravat taktı bir daha yapmaz’ diye cezası indirildi ya da ceza verilmedi...
Tacizci, tecavüzcü de istediği her kadına dokunma hakkı var zannetti. Afedersiniz ama sizin başınıza gelse, ‘önce insan hakları’ mı derdiniz? Yıllarca bu konuda yazanlar çizenler, savcı ve hakimleri etkilemeye çalıştı, kafaları değiştirmeye uğraştı ama nafile. Değişmiyor. Kolay kolay da değişmez. Ben, “6 yaşındaki çocukla evlenilebilir” diye açıklama yapan bir şahsı eleştirdiğim için, şikayet edildim. Savcı dava açacacak mı diye bekliyorum! Şimdi siz hangi erkek egemen bakışın değişmesinden bahsediyorsunuz bu ülkede? Önceki gün Adana’da 4 yaşında bir çocuk taciz edildi yine... Bunu yapan muavin, “Uyuşturucu aldığını ve bir şey hatırlamadığını” söyledi. 4 yaş ya! Bu kafa yapısını değiştirmek için başka çare var mı? Bu topraklarda erkeklik en önemli mevzu olduğu için, belki hadım caydırıcı olur. Deneyelim ve görelim
makara
Tam bir prenses gibi davranacakken, içimdeki kamyon şoförü kendini ele veriyor.
Nasıl bir aklın ürünü?
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, öldürülen darbeciler için ‘Hainler Mezarlığı’ yapılmasına karar vermiş ve bir de tabela hazırlamıştı... Ölümün ardından intikam almak, had bildirmek, öfke kusmak nasıl bir aklın ürünüyse artık! Vatan haini de olsa, ölümün ardından hesaplar kapanmalıydı oysa. Allah’tan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez devreye girdi ve o tabelayı kaldırdı. Allah’tan aklıselim galip geldi
140 karakterle linç etmek
OLMUŞ…
- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açtığı hakaret davalarından vazgeçmesi. İşte iyi niyet budur!
- Sumru Yavrucuk’u ekranda izlemek… Fütursuzca, deli dolu oynaması insanı gülümsetiyor. ‘No: 309’ dizisinde izleyin.
- Algı Eke’nin ‘Hayat Sevince Güzel’ dizisindeki Ege şivesi… Hem role konsantre olmak, hem de şive yapmak başlı başına bir iş. Tebrikler.
- ‘Poyraz Karayel’in kaçırdığım bölümlerini izliyorum bu ara. ‘Poyraz’ (İlker Kaleli) hapse düşmüş, içeride saz çalan adama “Niye burdasın?” diye soruyor. Adam da “Düşünce suçlusuyum” diyor. “Ya sen içeri girecek kadar ne düşünmüş olabilirsin?” diyor ‘Poyraz’ da. Aynı soruyu o kadar çok insana sormak istiyorum ki! Son zamanların en iyi yazılmış senaryolarından.
- Her şeye rağmen Harbiye Açıkhava konserlerinin olması… Müzik susmamalı.
- Yıldız Tilbe’nin meşhur aforizmaları... En beğendiğim de şu: “Hala ayaktaysak yıkılacak yer bulamadığımızdan!”
OLMAMIŞ…
- Zincirlikuyu’daki Tat Towers binasındaki dev Turkcell ilanı… Çeyiz dükkanından hallice! Bu büyüklükte bir alana bu kadar yoran, bu kadar kötü bir ilan hiç olmamış.
- Herkes yazdı eksik kalmayayım: ‘Cuppa’, Tarkan’ın en kötü şarkısı! Gürültülü, baş ağrıtıyor. Kimsenin çaldığını da duymadım daha.
- Ajda Pekkan’ın yeni diye çıkardığı ‘Ayrılık Ateşi’ şarkısı… Eski şarkılarının kolajı gibi. Radyoda falan denk gelince istasyon değiştiriyorum. O derece!
- Asena’nın korkunç terlikleri… Evet moda tamam, anladık. Ama 10 liralık tuvalet terliğini; üzerinde Givenchy logosu var ve 1245 TL diye alıp giyince şık olmuyorsun. Haber vereyim dedim.
- İdo Tatlıses’in McDonald’s reklamı… Çocuk iyi oynamış, orada problem yok da… Neden o? Oradaki mesaj ne, bilen var mı?
