Yazgülü Aldoğan Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak
HABERİ PAYLAŞ

Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak

Haberin Devamı

Kısa bir aradan sonra merhaba. “Tatil nasıl geçti” diye soranlara anlatıyorum, size de yazacağım. Ancak... Gerek yurt içinde, gerek gittiğim Yunan sahillerinde insanlar dram yaşarken huzurlu, keyifli olabilmek mümkün mü? Yüzmek için gittiğiniz sahilde Türk Malı yazan pembe bir küçük ayakkabı teki gördüğünüzde, sahilde terkedilmiş zodiac botlara, çakma cankurtaran yeleklerine baktığınızda o yolculuğu bitiremeyenleri düşünmemek mümkün mü? Kaçı denizin dibinde? Yunan sahilleri çıkabilmiş olanların ‘kurtulduk mu’ telaşıyla, Bodrum sahilleri ‘kurtulabilecek miyiz’ endişesiyle bekleşenlerle dolu. Lokmanız boğazınızda tıkanıyor. Vicdan azabı yüreğinize çöreklenip oturuyor. Artık kimse kendi ülkesinde, kendi mahallesinde kendini soyutlayamıyor. Aç, yoksul, öfkeli kalabalıklar akın akın geliyor ve varlıklarıyla hepimizi sarsıyor! Bunu polisle, askerle durduramazsınız. Göreceksiniz, bir düzen yıkılıyor, yeni bir dünyanın doğum sancıları yaşanıyor.

İnsanlar insanları kurban ediyor!

Asrın en büyük trajedisi, sığınmacılar. Bir insanlık dramı ki görmezden gelmeye imkan yok. Bir yanda zenginlik, refah toplumları, öte yanda ülkelerindeki savaştan, şiddetten, yoksulluktan ne pahasına olursa olsun kaçan insanlar! Onların ülkelerini karıştıran, doğal kaynaklarını, zenginliklerini yağmalamak isteyen Batı, birden acı gerçekle karşı karşıya kaldı: Kapısına yığılmış insanlar! Sadece Suriyeli değil, Libyalı, Afgan, Iraklı, Afrikalı, oralı buralı... Sadece genç erkekler değil; kadınlar, çocuklar, ihtiyarlar... Öyle bir yolculuğa atıyorlar ki kendilerini, benim diyen insan dayanamaz. Ve yollarda yitip giden hayatlar... Denizde boğulan, kamyon kasasında havasız kalıp ölü bulunan, sınırda horlanan, itilen, kakılan, dövülen insanlar... Bir kısmı savaştan olsa da, çoğu yoksulluktan kaçıyor. Türkiye ilk duraktı. Artık Türkiye’de durmak istemiyorlar. Türkiye, onlara kucak açtı ama çalıştırdı, parasını vermedi. Kadınları taciz edildi. Sokaklarda itilip kakıldılar. Çocuklar okula gidemedi, çoğu burada bir hayat kuramadı. Artık Almanya’ya, Amerika’ya, Kanada’ya gidip onlar da uzaktan gördükleri refah toplumunun parçası olmak istiyorlar. Bunun için gerekirse ölümü göze alıyorlar.

Müslümanlar ne yapıyor?

Ve biz onlara kapılarını aralamayan Batı’ya kızarken Müslüman ülkeler ne yapıyor? Petrol zengini Müslüman ülkeler, Batılıların Müslüman diye istemediği bu göçmenlere el mi uzatıyor? Kapısını mı açıyor? “Gelin burada yaşayın” mı diyor? Arabasının arkasına “Huzur İslamda” yazan arkadaş, bunu hiç düşündün mü? IŞİD, BOKO Haram gibi islamı kullanan terör örgütlerinin şiddetinden kaçan o kendileri de Müslüman insanlar, niye Hıristiyan Almanya’ya gitmek istiyor da Katar’a, Kuveyt’e gitmiyor? Gidemiyor, yardım alamıyor?.. Hac döneminde milyonlarca doları cebe indiren, kurban kesilen hayvanları çöle gömen Suud, kendi dininden o insanlara niye yardım eli uzatmıyor? İslamın barış, hoşgörü ve dayanışma dini olduğunu ıspat etmek için biraz geç kalınmadı mı? Kurban Bayramı’nın yaklaştığı şu günlerde umut peşinde yollarda telef olan o insanların dramı hepimizin başına gelebilirdi, unutmayın!

Seçimden sıkıldınız mı?

Bir yılda üç kez sandık başına giden Yunanlılar sıkılmış olmalı ki sonuncusunda katılım düştü! Aynısını bizim seçimlerde de beklediğimi itiraf etsem? Bir ay- 45 gün boyunca seçim kampanyasına maruz kalıyorsun, yoruluyor, sonuç alınamadığı için küsüyor, demokrasiye olan inancını kaybediyorsun. “Amaan, gitsem ne olacak, gitmesem ne olacak” diyorsun. “Komşu yine Çipras dedi” diye başlık atmış arkadaşlar. Sanki bizde farklı mı olacak? Seçmen yine koalisyon diyecek. Oranlar biraz değişecek. Aha da buraya yazıyorum: AKP’nin oyu biraz daha düşecek. CHP’nin oyu biraz yükselecek. MHP’nin oyu yükselebilir de, aynı kalabilir de. HDP’nin oyu biraz düşebilir de, aynı kalabilir de. Sonuç? Saray’da hüsran, öfke, isyan! İnsan, her ne kadar siyasi bir canlı türüyse de, öyle o kadar kısa zamanda siyasi fikirleri, davranış biçimi değişmez. Ne yani, iki buçuk ayda ne değişti ki seni başkan yapacak? Aman ha, bizim seçimimiz Yunanlının seçiminden daha da önemli. Gitmemek olmaz. Akan kana dur demek istiyorsan, saraya kızgınsan, tıkaç olanlara öfkeliysen, bir fedakarlık daha, gidip oyunu kullanacaksın. Daha şimdiden hükümeti kurmuş gibi ekonomiyi kime emanet edeceklerinin sözünü verenler de ne yapacaklarını bir durup düşünecek!

Seçim kampanyası başlamıştır arkadaşlar

Listeleri de umrumda değil, mitingleri de. Topladıkları adamlara değil, yanılıp da gidenlere şaştım. Sen 13 yıldır ülkeyi yönetmiş, bir 13 yıl daha yönetme iddiasında olan bir partisin. Meydanlara çıkmış bana terörü şikayet ediyorsun! Bu ne yüzsüzlük, bu ne aldırmazlık, bu ne insanı koyun yerine koymaktır? Her başını taşa vurduğunda aldatılmışız, yanılmışız feryatları da cabası! Senin hatalarını biz ödüyoruz. Asker yüz defa operasyon yapmak için izin istemiş, vermemişsin, bunun bedelini ölen yüzlerce kişi ödüyor. Şimdi utanmadan şehit edebiyatı yapıyor, hatta ölümleri kurban yerine koyuyorsun. Teröre karşı miting yapılacaksa bir milyon, iki milyon insan sokağa çıkar, iktidar partisine hesap sorar! Bizde tersi oluyor, açılış yapıyoruz masalını ısıtamayacakları için, teröre karşı miting yapıyoruz kandırmacasıyla Erdoğan’ı meydanlara taşıyacak seçim kampanyası düzenliyorlar. İlki yurtdışında, sonrası gelecek tabii ki. Sen, partine oy isteyen güya tarafsız cumhurbaşkanınla yine parti kampanyanı yap ama milleti de terörle mücadele ediyorum diye enayi yerine koyma, tamam mı!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder