Yazgülü Aldoğan IŞİD'le savaşta başarı empatiden geçiyor
HABERİ PAYLAŞ

IŞİD'le savaşta başarı empatiden geçiyor

Yaşadığımız, sadece Suriye’den Irak’a değil, Ankara’dan Suruç’a, Paris’ten Mali’ye, hepimizin hayatını etkileyen, canımızı yakan, en karmaşık ve vahşi haliyle tam da bir adı konulmamış 3. Dünya Savaşı, üstelik modern çağın Haçlı Savaşı’dır! Bir yandan Hıristiyanlarla Müslümanlar arasında gibi gözüküyor, ama bir yandan İslamın mezhepleri arasında sürüyor.

Ne istiyorlar?

Batı yaşam biçimine karşı nefret dolu, ama savaşçıları da oradan geliyor! Bütün bu olup bitenler elimizdeki siyasi, sosyolojik bilgiyle açıklanamıyor. Belçika’da bar işleten biri nasıl IŞİD katliamcısı olabilir? Atom mühendisi, 60 bin dolar alan kadını kim ne yaptı da IŞİD’de köle olmaya ikna oldu? Suriye’de IŞİD’in zulmünden ve savaştan kaçan mülteciler, sığınmak için canlarını verdikleri Avrupa ülkelerine gidince niye şeriat isteriz diye ayaklanıyor? Suriye’ye bomba yağdırmak IŞİD’i ne kadar önleyebilir? Batı’nın IŞİD’le kara savaşına girmesi, bataklığa girmekten beterdir ve bunu en çok IŞİD istiyor, karşılarında Amerikan, İngiliz, Fransız ve hatta Türk askeri görmek için ellerini oğuşturuyor! Çünkü henüz bizim şehirlerimizi bombalayacak uçakları yok ama yakaladığının kafasını kesecek bıçakları, kafese koydukları Ürdünlü pilotu canlı canlı yakacak vicdansızlıkları var! Bu savaşı kazanmak için silah değil, önce empati gerekiyor. Sorunu anlamadan, çözmeden, öfke ve hınçla ateş etmek, onların üstün olduğu alanda bizi sadece yetersiz kılıyor!

Haberin Devamı

Türkiye net olmalı

Tabii bunu yapmaya çalışırken ipek yolu yerine terörist yolu haline dönüşmüş sınırlarımızdan Suriye’ye terörist geçişini ve IŞİD’e silah sağlanmasını tamamen engellemek yapılacak ilk iş görünüyor. Türkiye, yeni hükümet, Cumhurbaşkanı nihayet cephesini seçti mi? Lafta değil, gerçekte?

Ses ve ışık içinde bir İstanbul

İstanbul’da güzel bir pazar akşamı için iki muhteşem önerim olacak: Çoluğu çocuğu alıp Zorlu Center’daki Türkiye’nin ilk IŞIK Festivali’ne uğrayın. Değişik ülkelerden 22 sanatçının 23 eseri sergileniyor, ama ne sergilenme, binaların üzerinde, açık alanda, kapalı mekanlarda, yerlerde. Çocuklar ışık kümelerinin üzerinde zıplıyor, kocaman ışıklı oyuncakların arasında koşuşuyor, kül kedisinin sihirli elbisesine benzeyen, renk değiştiren ışıktan elbiselere kadınlar bayılıyor, gençler, binanın duvarlarında uçuşup duran hareketli figürleri videoya çekiyor. 2.5 milyon dolara malolmuş, sadece enstalasyonu 3 hafta sürmüş bu çalışma ne yazık ki sadece 3 hafta sergilenecek. Biri geçti bile, acele edin. Metro çıkışındaki mor ışıklı kırmızı kalpler bile sizi yeterince havaya sokabilir. Işık Festivali, 2015’i Uluslararası Işık Yılı ilan eden Birleşmiş Milletler’in etkinliklerine de denk düşüyor

Haberin Devamı

Piyano yarışması finali

İstanbul’un ilk ve tek Piyano Yarışması olan 2. Uluslararası Piyano Yarışması’nda bir haftadır süren maraton bitiyor ve bu akşam Cemal Reşit Rey’deki gala konserinde birinci belli oluyor. Notre Dame de Sion Fransız Lisesi’nin düzenlediği, İstanbul BB’nin de katkılarının olduğu yarışma her ne kadar TRT tarafından da canlı yayınla verilecekse de hala yer var ve o heyecanı paylaşmak isterseniz final yarışması saat 15.00’de, gala saat 19.00’da.

Haberin Devamı

Kumpasın içerideki tek mağduru

Casusluk, Balyoz, Ergenekon gibi Beşiktaş’ta kurulan pusularla hayata geçirilmiş davalarla Silivri’de, Gölcük’te hayatı kaydırılan subayların hepsi salıverildi. Kaybettikleri haklarına kavuşamadılarsa da özgürlüklerine kavuştular diye sevinirken, hala hak etmediği cezasını hükümlü olarak çeken bir kişi var, biliyor musunuz? Cemaatin “inine” girilmiş, mal varlıklarına el konulur, yayın organları susturulurken bir havacı pilot yüzbaşı, Atatürk’e hakaret edip Fethullah Gülen’i savunuyor diye tartıştığı bir emniyet amirinin imzasız ihbar maili ile söndürülen hayatını Kartal Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda sürdürüyor! Müstafi Yzb. Murat Eren, cemaat medyasının iftiraları, cemaatçi polislerin ihbarı, cemaatçi yargının kumpası sonucunda, ve hatta TSK’daki cemaatçi unsurların el birliğiyle daha yargılanması sürerken TSK’dan atılıyor.

Üzüntüden annesi kanser olup hayatını kaybediyor. Eşinden ayrılıyor. Serbest bırakıldığı dönemde hiç bir havayolunda pilot olarak iş bulamıyor, pazarlarda limon satıyor! Mahkemede kendini savunamıyor, kendisine ait olduğu iddia edilen cd’nin kopyası bile verilmiyor, aksini ispat edemiyor. Dokuz yıldır maddi manevi sıkıntılar çeken hayatı kararan Murat Eren, RTE ve Cemaat kavgasından sonra askerlerle ilgili davalar çökerken kendisinin de kurtulacağını boşuna bekliyor.

Cemaat kumpaslarının ordu içindeki son kurbanı müstafi Kara Pilot yüzbaşı Murat Eren, içeride unutulmadan, hukuka aykırı yargılanma sürecinin tekrar ele alınması, ceza almasına neden olan cd’nin tarafsız bilirkişiler tarafından incelenmesi ve Genelkurmay önünde gazetecilere sarı zarf dağıtan kişi hakkında gerekli hukuki işlemlerin yapılmasını istiyor. Tabii eğer Erdoğan - Cemaat kavgası kişisel bir kavga değilse?

Yumurtalar yanlış yere gitti

Cuma gecesi,İstanbul’un eğlence merkezi İstiklal Caddesi, Tünel kısmında bomba ihbarı yapıldığı için hereketliydi, polis de önlem almıştı. Fısıltı gazetesine göre bazı gruplar içkili eğlencelere karşıydı ve tıpkı Paris’deki gibi eğlenen insanlara saldıracaklardı. Arkadaşlarla yemekten çıktığımızda İstiklal’de polisin engellemeye çalıştığı, tekbir getiren sakallı bir grupla burun buruna geldik.

Polis kalkanla engelliyor, onlar bağırıyor. Manzara dehşetengizdi. Sonradan anlaşıldı ki mavi bayrak taşıyan grup, Alperenler’miş, Suriye’ye bomba atarken Bayırbucak Türkmenleri’ni hedef alan Rus Konsolosluğu’na yumurta atıp durumu protesto etmek istemişler, ama Çinli ararken Koreli dövmeye kalktıkları gibi, bu kez de adresi şaşırıp yumurtaları Hollanda Konsolosluğu’nun bahçesine atmışlar. Hollanda Konsolosu twitter’a yukarıdaki fotoğrafı koyup durumdan şikayetçi olurken sosyal medya, şaşkın ülkücülere yardım olsun diye (!) Rus ve Hollanda bayraklarıyla doldu! Güldük ağlanacak halimize!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder