Oral Çalışlar İktidarın Alevilik açmazı
HABERİ PAYLAŞ

İktidarın Alevilik açmazı

TBMM Başkanı Kahraman’ın, Anayasa'da laiklik olmasın önerisi, iktidarın da, muhalefetin de; bu ilkeye bağlı olduklarını açıklamalarına vesile oldu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Cem Vakfı'nın başvurusuyla, Türkiye'yi mahkum etti: Devlet, Alevileri resmen tanımıyor ve onlara hukuksal statü sağlamıyor, böylece AİHM Sözleşmesi’nin din ve vicdan özgürlükleriyle ilgili 9’uncu maddesini ihlal etmiş bulunuyor.

AİHM, Alevilerin kamusal hizmetten yararlanmamalarını, “dini ayrımcılık” kapsamında gördü. Aleviliği inkârın, “laik devleti koruma” teziyle gerekçelendirilmesini reddetti. Zorunlu din dersleri, daha önce mahkum edilmişti. AK Parti, bazı adımlar atsa da, Sünni önyargıları aşıp, "özgürlükçü laiklik" noktasına gelemiyor. Özgürlükçü laikliğin temel önermesi; kim neye, nasıl inanıyorsa inansın, devletin ayrımcılık yapmamasıdır. Aleviler, cemevlerini ibadethane olarak görüyorsa; devletin görevi, bunu kabul etmek ve gerekli hizmetleri onlara da sağlamaktır. Diyanet'ten "Alevilik Sufiliktir" gibi görüşler alarak, Sünni fıkıhı temelinde tanımlar yapmak; laikliğe ve demokrasiye sığmaz. Demokraside; vatandaşların inanç ve tercihlerine ilişkin, dayatma, yönlendirme yapılamaz.

Haberin Devamı

Tekçilikle olmaz

Birlik beraberlik nutukları, “tek millet, tek vatan” diye başlar. Peki, devamında “tek din”, “tek mezhep” mi olacak? Devlet, yurttaşları tek kimlikle tanımlamaya kalkışırsa; insan haklarından veya demokrasiden bahsedilemez. Türk, Kürt, Alevi, Sünni, Hıristiyan ve Musevinin, her türlü siyasi, vicdani ve cinsel tercihin yaşayabildiği bir ortamı hedeflersek, “demokrasi” sözcüğü de, “birey” sözcüğü de, bir anlam kazanabilir. Anayasa yapılırken, Alevilerin talepleri de gündeme gelecek. Geçmiş dönemin “otoriter laiklik”i, Alevileri yok saydı. AK Parti'nin savunduğu “özgürlükçü laiklik” farklı olarak ne diyecek, göreceğiz. Alevi gerçekliğini kabullenemeyen bir rejim, teklemeye mahkumdur.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder