Giriş
Ülkemiz içte ve dışta birbirinden zor sorunlarla karşı karşıya. Suriye’de yaşanan çatışma ortamının en büyük sıkıntısını Suriyelilerden sonra Türkiye çekiyor. İki buçuk milyon Suriyeli göçmeni ülkede barındırmak, elden geldiğince yardımcı olmak derken kapıda Halepliler bekliyor. Esad’ın yanında muhaliflere karşı savaşa giren Rusya’nın bombardımanıyla şehirden kaçan Halepliler nereye gidecek Türkiye’den başka? Ve bu konuda isterseniz her gün uzmanları dinleyin, dış basını takip edin, tam gerçeğe ulaşmak mümkün değil. Herkes kendi açısından “dezenformasyon” yani gri propaganda yapıyor. Savaşın nasıl cereyan ettiğinden, kimin kimi niye desteklediğine, kimin kazanıp kimin kaybettiğine ilişkin havada uçuşan bilgilerden hangisi doğru, hangisi özellikle uydurulmuş?
Bölgeden gelen haber ve fotoğraflar ürkütücü.
Daha beteri içeride
Ya bazı illerde yürütülen terör harekatı ile ilgili haberler? HDP’lileri dinlersen sanki güvenlik güçleri çocuk bahçesinde oyun oynamakta olan çocuklara ateş açtı ve hepsini katletti! Yahu orada hendekler kazılıp silah yığılmadı mı, aradan şu kadar gün geçti, hâlâ her köşe başında mayınlı tuzak, uzun namlulu tüfekle keskin nişancı, bir teğmeni, uzman çavuşu devirmiyor mu? Sanki asker polis orada kendi kendilerine çatışıyor. O bodrum katındaki yaralılar hâlâ duruyorsa neden alınamıyor, niye verilmiyor? En son Şırnak’ta 9 PKK’lının öldürüldüğü olayda da HDP ve valilik taban tabana zıt konuşuyor.
Ama en inanılmazı, sadece bazı yandaş medyada yer alan habere göre tabutun içinde ölü görüntüsünde bir PKK’lı militanın kaçırıldığı ki artık ne diyeceğimi bilemiyorum. Biz gazetecilerin bile başı dönmüşse halk da televizyonda yarışma izler tabii.
Kahve istiyorsan şoförünü yolla!
Suudi Arabistan’da açılan Amerikan kahve devi Starbucks’ta kadınlara yönelik şöyle bir uyarı varmış: Kahve istiyorsan şöförünü yolla, içeri girmeye kalkma! CHP Trabzon milletvekili Av. Haluk Pekşen, kadınlara yönelik bu ayırımcı politikayı Türkiye’deki Starbucks’larda protesto etmemiz gerektiğini düşünüyor. Suudi Arabistan’da kadına yönelik ayırımcılık sadece kahve alırken şoförünü yolla mesajıyla kalsaydı, öpüp başıma koyardım! Rahmetli Demirel’in cumhurbaşkanlığı sırasında resmi bir heyete dahil olarak gittiğim Suud’da tanık olduğum uygulamaya göre lüks oteller dışında kadınlar yemek yemek için lokantaya da gidemiyordu. Kadınların kendi arabalarını kullanamadıkları ayrı bir gerçek.
Suudlu kadınlar ancak kadınlara öğretmenlik, doktorluk, hemşirelik gibi işlerde çalışabiliyor. Ama en korkunç ve akıl dışı olanı iki ay önce yerel yönetimlere seçilme hakkını kazanan kadınların başına gelen. Cidde’de seçilen iki kadın, erkeklerle aynı toplantı salonuna girmeleri haram olduğu için içeri alınmamış, toplantıyı başka bir odada ekrandan izlemiş! Kahve alamamaktan daha beter bu durumu nasıl protesto edeceğiz, sayın vekilim, TBMM’de mi? Peki bu bizim gündemimize niye giriyor? Herhalde ülkemizi yöneten AKP’nin kankası olan Suud’u eleştirmek, bizimkileri eleştirmekten daha az tehlikeli diye! Titrerim istikbalimi gördükçe diye...
Okyanus ötesinde bir Türk dansçı
Seda Aybay ödülüyle.
Beş yaşından beri dans eden Seda Aybay, ABD’de, Los Angeles’ta yapılan 2016 Genç Koreograflar yarışmasında kendi kurduğu dans grubu Kybele ile birinci oldu ve New York’taki finale kaldı. Dansa Türkiye’de başlayan, Milliyet Türkiye Dans yarışmalarında birincilikler kazanan Seda Aybay, dans ve koreografi eğitimini ABD’de tamamladıktan sonra solist olarak birçok grupta dans etti. En son kurduğu dans grubu Kybele ile yarışmalara katılıyor. Seda Aybay geçen yıl da Elite Dance 2015 en orijinal koreografi ödülünü almıştı.
Ünlüler sırada!
Demet Akalın’ın 2 yaşındaki kızı Hira’nın namaz kılarkenki görüntülerini sosyal medyada paylaşmasının ardından Gülben Ergen’in eşi Erhan Çelik de oğlunun, üstelik de lavaboda, abdest alırkenki görüntülerini paylaşmış. Sırada kim var? Çocuklar üzerinden oynanan bu dindar iktidara şirin gözükme yarışındaki amaç ne? TRT’den, devletten iş kapmak mı?
Erhan Çelik’in oğlu lavaboda abdest alırken.
Ramazan’da ve hele Kurban Bayramı’ndaki fotoğrafları düşünmek bile istemiyorum! İbadet de günah gibi göz önünde olmamalı değil mi, eğer ticareti yapılmıyorsa! Bir de diş fırçalanan yerde ayak yıkamak da ne?
