Hakan Çelik İstikrar
HABERİ PAYLAŞ

Türkiye’nin en çok ihtiyaç duyduğu şey. Gelişme ve kalkınma ancak istikrarla sağlanır. Son 10 yılda dengeyi sarsacak çok gelişme yaşansa da Türkiye bütüncül olarak istikametini korudu. 10 Ağustos’taki cumhurbaşkanı seçimiyle yeni bir aşamaya giriyoruz. Ben, bu seçimden dengeleri alt üst edecek bir sonuç çıkacağını düşünmüyorum. Nitekim piyasalar da bu havayı satın almış durumda. 2015 genel seçimlerine gidecek süreçte neler yaşanacağı çok daha önemli. Zaman zaman söylemlerini çok sertleştirse de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan kritik eşiklerde devreye girip pragmatist müdahaleler gerçekleştirdi. Ekonomi, politika ve uluslararası ilişkiler alanlarında belli bir çizginin dışına çıkmadı. Eğer Erdoğan, Çankaya Köşkü’ne çıkacaksa AK Parti’nin dümenine kim geçecek? Bu durum şimdilik birçok soru işaretiyle dolu. İstikrar-güven ve zenginleşme açısından bakılacak olursa Türkiye’nin en iyi performans gösterdiği dönemlerde Erdoğan ile birlikte Abdullah Gül ve Ali Babacan ön plandaydı. Gül ve Babacan’ın dışişleri bakanlıkları sırasında Türkiye ses getiren reformlar yaptı ve AB yolunda önemli aşamalar kaydetti. Erdoğan, farklı eğilimleri olan kabinesini ve parti grubunu çok iyi yönetti. Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olacağı formülde AK Parti’nin geleceği konusunda kuşkularım var. Partiyi bugünlere getiren isimlerin çoğunun 3. dönem kuralına takılacak olması ve Abdullah Gül, Ali Babacan ve Bülent Arınç gibi istikrara katkı sağlayan deneyimli isimlerin bir süre partiden uzaklaşma ihtimalleri bir risk faktörüdür. AK Parti, yaklaşık 10 aylık geçiş döneminden başarıyla çıkamazsa 2015 seçimlerinde beklemediği kadar düşük oy alabilir. Bu nedenle partide yeni sürecin hangi parametrelerle yönetileceğini şu anda kimsenin tam olarak kestirebildiğini sanmıyorum.

Haberin Devamı

[[HAFTAYA]]

***

Bir haftadır memlekette yayılan ırkçı ve ayrımcı havanın Türk Musevi Cemaati’ni çok tedirgin ettiğini anlatıyorum. Anti-semitik (Yahudi düşmanı) söylemler korkutucu boyutlara ulaşmış durumda. Dün baktım, sosyal medyada Mario Levi konuşuluyor. Kimi gruplar, boykot edilecek İsrail malları arasında Mario Levi’nin kitaplarını da göstermiş. Pes! Edebiyatımızın değerli kalemlerinden Mario Levi, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir Musevidir. Burada doğmuş ve büyümüş bir insandır. Ülkesine duyduğu sevgiden zerre kadar şüphe duyulmayacak kıymetli bir aydındır. Levi ve ülkemizdeki diğer Musevileri hedef gösterenler bunu ya kasten yapıyorlar ya da büyük bir cehalet içindeler. Levi’nin bugünkü İsrail hükümetiyle uzaktan yakından ilgisi yoktur. 6-7 Eylül travmaları bütün ağırlığıyla Türkiye’nin üzerinde. Buna ilave olarak Rahip Santaro’dan Hırant Dink ve Malatya Zirve Kitapevi katliamına kadar birçok acı önümüzde dururken herkesin aklını başına almasında sonsuz yarar var.

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder