Giriş
“Özür dilemek sadece haksız olduğunuzu göstermez, karşınızdakilere verdiğiniz değerin egonuzdan yüksek olduğunu gösterir.” Freud’un bu sözünün gezegenimizde Türkiye kadar karşılık bulduğu başka bir yer daha yoktur. Bu ülkede özür dileyen de istifa eden de takdir edilmez, linç edilir. Hal böyle olunca toplumun sosyal kodlarına hatta korkarım genlerine işleyen bir tavırdır: “Ne yaparsan yap, sakın özür dileme, istifa etme!”
Son 14 yılda Türkiye 1 referandum, 2 cumhurbaşkanlığı seçimi, 3 yerel seçim, 5 de genel seçim gördü.
11 kez sandık kurulan ülkemizde, 11 seçimin de birincisi aynıydı. Normal şartlarda CHP’nin en az 2, MHP’nin ise en az 5 genel başkan değiştirmiş olması gerekirdi. CHP 1 kez genel başkan değiştirdi. Onun da seçim sonucuyla filan zerre kadar alakası yok. Mecburiyetten. MHP de ise durum daha fena. Bırak genel başkan değişikliğini partide kurultay bile yapılamıyor.
Hiç şüphe yok ki dürüstlük, çalışkanlık, vatan sevgisi... gibi ilkeler bir siyasetçinin muhakkak sahip olması gereken değerlerdir. Ancak siyasetle meşgul olan kişinin en az dürüst ve çalışkan biri olmak kadar benimsemesi gereken bir vasıf daha vardır: İstifa etmeyi bilmek. Bir daha geri dönmemek üzere!
Devlet Bahçeli yönetimindeki MHP’nin önümüzdeki genel seçimlerde iktidar olacağına inanan bir kişi gösterebilir misiniz? MHP genel merkezi çalışanları da dahil! Peki, bu CHP’nin önümüzdeki 50 yıl içinde yapılacak herhangi bir seçimde yüzde 20’lerden öte oy alacağına inanan birini gösterebilir misiniz? Gösteremezsiniz.
CHP ve MHP teşkilatları konferanslar düzenliyor, paneller yapıyor. Geçenlerde böyle bir konferansa konuşmacı olarak davet edildim. Konu: AK Parti neden 14 yıldır tek başına iktidar? Daveti yapan arkadaşa telefonda katılamayacağımı söyleyince, yerime önerebileceğim başka bir isim olup olmadığını sordu. “Var” dedim. “Kim?” dedi. “Kemal Bey’i veya Devlet Bey’i çağırın. AK Parti neden 14 yıldır tek başına iktidar en iyi onlar anlatır!” dedim.
İyi pazarlar...
