Kadına tecavüz, cinayet, ateş!

Bir kez daha ortaya çıkıyor ki bu ülke kadınlar için güvenli değil. Aile içinden gelen kadına yönelik şiddetle uğraşırken tecavüzcüleri ihmal etmişiz! Aile içinde kadına şiddet, kocadan, sevgiliden, babadan, ailenin erkeklerinden geliyor. Kaçışı, kurtuluşu yok. Yıllar süren bir korku döneminden sonra cani, emeline ulaşıyor, kadını öldürüyor, hatta arada bir iki yakını da temizliyor.

Bazıları eylemin ağırlığına dayanamayıp intihar da ediyor. Geride babası katil, annesi maktul çocuklar kalıyor! Kabul etmeli ki tecavüz sapıkları epeydir daha kolay lokma çocuklara ve yabancı kadınlara yöneliyordu. Üniversiteye giden bir genç kadının minibüs şöförleri tarafından toplu katliama uğraması feci. Kanı yerde kalmasın, en ağır ceza verilsin de... Sonra?

Neden bu hunharlık ve kadınlar nasıl korunmalı? Sokağa çıkmasınlar mı? Özgürlüklerinden mi fedakarlık etsinler? Tecavüz ettikten sonra öldürmek canlı tanık bırakmamak için. Gelinlikli İtalyan da, Amerikalı kadın da öldürülmüştü. Bunlar iz kalmasın diye öldürdükten sonra yakacak kadar vahşi! 20 yaşında, üniversite öğrencisi bir genç kız, o p.. için sadece bir av! IŞİD kafalı pislikler sadece onlar da değil; kızlar bunu bilin ve kendi güvenliğinizi kendiniz sağlayın, sizi düşünen yok!

[[HAFTAYA]]

200 bin kişi yırttı!

Kaldırın şunu da bari hakkaniyetli, eşitlikçi bir durum olsun. Her Türk asker doğar, askerlik vatan görevidir filan lafları kimseyi ilgilendirmiyor. Hani bak, çözüm süreci filan derken sıcak çatışma da yok, ama askerlik yapmak isteyen de. Bedelini biraz ucuzlattılar, kredi de verdiler ve gençler, aileleri borca harca girip parayı denkleştirdi; devlete 15 bini ödedi ve askerlikten yırttı. Kaç kişi 200 bin kişi!!! Diğerleri? Onların parası yok! İki şey söyleyeceğim: Profesyonel askerlik gerçekleştirilsin. Askerlik, üniversite öğrencilerine, yaz tatili sırasında dönem dönem yaptırılarak, hem eğitim verilsin, hem de kolay hale getirilsin. TSK da askere aldığı gençlerin onurunu kırmadan, onların da ana baba kuzusu olduğunu bilerek davransın, kimseyi askerlikten soğutmasın. Hele şu asker intiharları filan kalmasın. Yoksa bu sorun çözülmez. Haksızlık yapıldığı izlenimi de göreve gidenlerden eksilmez.

Adnan Oktar, Mine’den saygın demek

Günün sıcak haberleri arasında kaynadı gitti; sanki çok önemli değildi. Bir gazeteci, Mine Kırıkkanat, Adnan Oktar’ın şikayetçi olduğu davadan bir para cezası almıştı. Alınan cezanın hafifi ağırı yok. Adnan Oktar’ın ne olduğu malum. Bir ara çocuklarını bu adama kaptıran kaptıranaydı. Hâlâ ortalarda ve şişme dudaklı plastik kızlara tv programı yaptırıp elalemi kendine güldürüyor. Bildiğim kadarıyla Mine Kırıkkanat’la da özel olarak uğraşıyor. Bu şikayetlerin ciddiye alınıp dava açılması da ayrı bir garabet! İlk dava, “Dünya Yalan Narkoz Şirketten” başlıklı yazısaydı ki Mine bu davayı 15 Aralık’ta kazandı ve bunu açıkçası normal bir gelişme diye değerlendirdiğimizden büyütmedik. İkinci dava, Adnan Oktar’dan şikayetçi olan bir okur mektubunu yayımladığı bir yazı ve RT’lenen bazı tweet’ler yüzünden açılmış. Savcı, RT’lenen tweetlerin suç içerdiğini ileri sürerek ceza istemiş. Mine de önemsememiş, çünkü hiç bir tweet’i RT’lemediği gibi, suç (!) tarihinde hesapları hack’lenmiş! Hakim ise bu rt’leri ciddiye alarak para cezasına hükmetmiş ama kararı açıklamamış. E ne var demeyin. 5 yıl içinde benzer suçtan hüküm giymezse, karar düşecek ve siciline işlenmeyecek. Ama 5 yıl boyunca da yazdığı, söylediği her şeyde kendini sansürleyecek, bir yazar için ne büyük ceza! Ayrıca Adnan Oktar takmış kafaya, iki şikayeti daha varmış hakkında ve eğer bunlar ciddiye alınır da ceza alırsa bu da devreye girecek. Bu memleket Adnan Oktar’ların sözüne itibar edilen bir yer oldu. Köpekleri bağladılar, zanlılar ortada dolaşıyor.