Giriş
İşadamı Ali Koç doğru ama eksik söyledi; Evet bütün sorunların kaynağı ‘kapitalizm’dir. Ama bunun kadar büyük bir sorun kaynağı da ‘emperyalizm’dir. Yani dünya üzerinde egemen güçlerin paylaşım savaşlarıdır.
Dostluk da, düşmanlık da buna göre belirlenir, iktidarlar ve sınırlar da. Siyaset, diplomasi, toplantı, zirve, karar, savaş ve barış yani geriye kalan ne varsa bu çerçevenin içini doldurmak için yapılanlardan ve söylenen sözlerden ibarettir. Kapitalizm, bugün geldiği noktada aşırı kâr hırsının yarattığı eşitsizlik ve yolsuzlukla çürüyen hastalıklı bir sistemdir. Emperyalizm ise başından beri sömürü demektir.
Kapitalizm neden çürüyor? Cevabı merkezi Berlin’de bulunan Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün (Transparency International) raporunda veriliyor. Antalya’da yapılan G20 toplantısının hemen öncesinde Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün raporunda ABD dahil hiçbir ülkede şirketlerin hukuk dışı işlemleriyle mücadeleye yeterli önem verilmiyor. Siyasetçiler, bürokratlar, işadamlarından oluşan yolsuzluk aktörleri dünya çapında paravan şirketler aracılığı tam 2 trilyon doları transfer ediyor.
New York’ta Londra’da satın alınan lüks konutların, malikanelerin gerçek sahipleri bilinmiyor. Yani yolsuzluk yapanlar ülkelerini soyuyorlar, parayı da rahatça dünyanın istedikleri noktasına transfer edebiliyorlar.
Putin cevabı vermişti Emperyalizmin amacı sömürü ise aracı savaştır. Günümüzde kullandığı en önemli araç ise terör. Artık emperyalistler, paylaşım mücadelesinde hedeflerine kendi halklarını savaştırmaktan çok, terör yoluyla ulaşmaya amaçlıyor.
Terörle karıştırdıkları ülkelerin kaynaklarını savaşla paylaşıyorlar. Hafta sonunda Antalya’da düzenlenen G20 (Gelişmiş 20 ülke) toplantısı bu aracı kullananları yüz yüze getirmesi bakımından önemliydi.
Dünyada yaşanan problemlerin kaynağı kendileri değilmiş gibi herkes demokrasi ve özgürlük oyunu oynuyordu. Üstü kapalı imalarla birbirlerini suçluyorlardı. Bu konuda en sivri çıkışı kapanışta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin yaptı.
Bir basın toplantısı düzenleyen Putin, IŞİD'e 40 ülkeden finansal destek sağlandığını, bu ülkeler arasında G20 üyelerinin de olduğunu söyledi. Bir araya geldiği G20 ülkeleri liderlerine, IŞİD’in finansman kanallarına ilişkin bilgiler verdiğini açıklayan Putin, “Meslektaşlarıma, teröristlerin yasadışı petrol ticaretinin boyutlarını ortaya koyan, uzaydan ve uçakla çekilen fotoğrafları gösterdim.
petrol yüklü konvoyların uzunluğu onlarca kilometreyi buluyor” ifadelerini kullandı. Herkes birbirine bakıp, “Kimi kastetti, kimi kastetti?” diye sordu. Cevabı 20 gün önce zaten kendisi vermişti.
Soçi’de düzenlenen Valdai Kulübü’nün toplantısında konuşan Putin ABD’yi bölgede ‘terörü desteklemekle’, bölgede ‘çifte oyun’ oynamakla, kişisel çıkarlarını takip etmekle, beğenmediği rejimleri devirmek için terörist grupları kullanmakla suçlamıştı.
Hatta ABD’nin bölgedeki satranç oyununda terörist grupları birer yem olarak kullandığını söylemişti. Sanki Rusya, Almanya, İngiltere, Fransa başkalarının terör örgütlerini desteklemiyormuş gibi.
Geri kalan ülkeler mi? Onlara sadece ve sadece taşeronluk düşüyor. İşte hem Paris’te hem Ankara’da, hem Bağdat’ta hem Halep’te bizim yaşadığımız acıların sebebi de budur. Ne diyelim? En iyisi “bütün tencerelerin dibi kara” diyelim.
