Giriş
Kardeşinizin öldürülmesinde rol oynayan örgüte üye olmaktan tutuklanan birisine destek olur musunuz? Ben öyle birini tanıyorum. Öldürülen kişi; Hrant Dink, örgüt Ergenekon, tutuklanan kişi ben, destek olan Hosrof Dink. Şaşırmayın, hepsi gerçek.
2009’da ‘Dink Cinayeti ve İstihbarat Yalanları’ kitabını yazmıştım. İstihbarat Dairesi Başkanı Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer, Faruk Sarı ve Muhittin Zenit, 2009’un Nisan ayında 32 yıl hapis istemiyle dava açtırdılar. Hosrof Dink o davalar sürecinde de yanımdaydı. Beraat ettim ama ‘Kırmızı Cuma’ kitabım (2010) istihbaratçıları iyice kızdırdı. Tetikçi gazeteciler aracılığıyla haber gönderiyorlardı; tutuklayacaklardı. 3 Mart 2011’de dediklerini yaptılar. Silivri’ye gönderdiler. Kullandıkları gazetecilere haber, yazı, kitap yazdırıp beton bir mezarda savunmasız, çaresiz bırakacaklardı. 2012’de tahliye oldum. Girerken de çıkarken de o cümleyi söyledim; Hrant için adalet için.
Bana Dink cinayetindeki gerçekleri yazmamın bedelini ödeten polisler Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer ve Muhittin Zenit, şimdi Dink cinayetindeki sorumluluklarından dolayı benim çıktığım yerde; Silivri hapishanesinde. 2009’dan beri anlatmaya çalıştığım tüm gerçekler şimdi 160 sayfalık iddianameye dönüştü. Artık yalanları, gerçekleri örtmeye yetmiyor. Kullandıkları kiralık kalemler ‘bir gazeteci cinayetini karatma suçunun faili’ olarak çöp sepetindeler.
O karanlık günlerde Hrant Dink’in kardeşi Hosrof Dink’in desteğini ayrı bir yere koyarım. Çünkü kardeşinin ölümünde rol oynamış kişilerin de yargılandığı Ergenekon davasında ‘örgüt üyesi’ diye tutuklanmış birisine, bana destek olmuştu. Onun tavrı bana güç verdi. Silivri hapishanesinde ‘görüşmeci’ olarak adını yazdırmış, her hafta ziyaretime gelmişti. Hrant ile tanışamadık ama Hosrof Dink, Yervant Dink kardeşim oldu.
Hrant Dink suikastının dokuzuncu yılında hem ona şükran duygularımı yazmak hem de Hosrof Dink’in görüşlerini yazmak istedim. Şöyle dedi: “Bu suikast aydınlanması önemli. ‘Hrant üzerinden adalet tesis edilebilir’ umudu veriyor. İlk kez bir siyasi suikastte devlet görevlileri yargılanacak, diğer suikastlarda bu olmadı. Şimdi Jandarma boyutunun soruşturulmasını ve ‘Vur’ emrini verenlerin bulunmasını bekliyoruz. Bu suikastın aydınlanması yalnız adalet için değil demokrasi için de önemli ve gerekli.” Önemli, çünkü adalet olmadan demokrasi de olmaz.
