Kılıçdaroğlu'nun vaatleri vatandaşın cebine!

CHP’nin vaatleri de çılgın, ama hemen hepsi vatandaşın cebine girecek parasal vaatler. Kılıçdaroğlu’nun sık sık namus sözü veriyorum diye altını çizdiği vaatlerin hepsi sosyal demokrasi gereği. Onun için “Önce üreteceğiz, sonra hakça bölüşeceğiz” ilkesini önemsiyorum. Seçim bildirgesinde en olumlu bulduğum ise ne iktidar partisi AKP’nin ne de diğer partilerin adını hiç ağzına almaması, hiç eleştirmemesi, sadece kendi hedeflerine odaklanması!

Adayların tanıtımı ise barkovizyondan yapıldı. Kılıçdaroğlu, adaylarını yanına çağırmadı. Toplantı sonrası onlarla basına kapalı, ayrı bir toplantı yaptı. “Gömleğin ilk düğmesini doğru ilikleyeceksin ki, arkası gelsin” diyen Kılıçdaroğlu’nun her birinden sonra Namus Sözü verdiği ve en çok alkış alan vaatleri şunlar: Birinci sınıf demokrasi; 11 milyon emekliye dini bayramlarda ikramiye; Aile sigortası, her aileye 720 tl; İşsiz evlat vergisine son. Üniversiteyi bitiren ama işi olmayan 7 milyon gencin ailesine devlet sigorta primi çıkarıyor. “17 milyon kişi ben yoksul değilim diyecek. Ülkenin zenginliğinin yarıdan fazlası nüfusun yüzde birinin elinde.

4 yılda Türkiye’de yoksul kalmayacak, sözüm söz!” Bir diğer çarpıcı vaat ise borçların silinmesi. “5 milyon yurttaş borç batağında! Borcumu ödeyeceğim diyen bir milyon 20 bin kişi var, hepsine dava açıldı. 525 bin kişi mahkum oldu. 436 bin kişi hapse girmemek için kaçak yaşıyor, diğerleri hapse girdi. “Türkiyeyi yarı açık cezaevine çevirdiniz diye bunun için söylüyorum”

[[HAFTAYA]]

Tanıtım izlenimleri

CHP güler yüzlü kampanya yapacağız sözünü “Yaşanacak bir Türkiye” sloganı ile netleştirmiş ama müzik biraz fazla mı neşeli ne, biraz Roman havası gibi! Hani HDP’liler müziklerini Karadenizli bir sanatçı yapınca “Halay çekemiyoruz!” diye şikayet etmişler ya, bu CHP’nin kampanya müziğiyle 9-8 güzel göbek atılır, kampanya şenlikli olacak demek!

Zaten bu alkış işi de tutmuş, adaylar arada bir alkışlamaya başlıyorlar, herkes neyi alkışlıyorlar diye bakınıyor, oysa onlar kampanyanın alkışını tutuyor, arada bir aday, kalkıp alkışlara teşekkür ediyor, böylece bir neşedir gidiyor! Gözlerim CHP’nin gençlerinde. Hiç biri kefen giymemiş (!) Temiz yüzlü gençler, sloganları tek: İKTİDAR, İKTİDAR. CHP’nin ciddi bir amigo sorunu var: arada birileri kendi kendine bağırıyor, slogan attıran ve atan sıkıntısı var. TGB’li gençlerden örnek almalılar! CHP’liler kadın sorununu nisbeten çözmüş, her yaş, her boy kadın adayları var. Ama genç yok. Bırakın adayları, salonu heyecanlandıran gençleri bile pek yok. CHP’liler, kampanyalarından memnun. Umutlu görünüyor. Aday tanıtımında ise adaylardan başka kimse kalmıyor mu ne, salon yarı yarıya boşalıyor.

Kılıçdaroğlu hesap adamı

Kemal Kılıçdaroğlu, hesap adamı olduğunu kurmaylarıyla hazırladığı programda bir kez daha gösterdi: neredeyse tamamı ekonomik. Tanıtım öncesi konuştuğum ekonomi kurmaylarından biri, “Ekonomi o kadar kötü durumda ki, kriz var. Sıkıntısı yeni yeni ortaya çıktı. Şimdi biz iktidara gelince bak kötü yönetiyorlar, ondan deyip iki yıl sonra erken seçime gider, düzelttiğimizin üstüne oturup bu kez hiç gitmemek üzere gelirler mi?” diye korkusunu da ortaya koymuyor değil.

Ama Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı programda yapılacak işler var, karşılıkları da var. Kredi kartı ve tüketici kredisi borçları 12 milyar TL, bunun 2 milyarını Varlık Yönetimine veriyor. Ben de on milyarını silerim diyor! Haklı! Böylece önümde oturup bu paraları nereden bulacak diyen kendi partilileri de yanıtını alıyor. Tabii ki vaatlerin siyasi olanları da var. YÖK’ün ve yüzde 10 barajın kaldırılacak olması, siyasi partiler yasasının değiştirilmesi, Kürt sorununun çözümü, parlamenter sistemin ve güçler ayrılığının güçlendirilmesi de salondan çok alkış alıyor.

Damgasını vurmuş

Bu beyanname ve hedeflerin seçmen yurttaşlardan da alkış ve oy alması için ise partililerin çok çalışması gerekiyor. Bu enerjiyi gördük sanki. Köprülerin altından çok sular akmış. Aday listeleri sancıları yatışmış. Deniz Baykal ve Sarıgül’ün de pek havası kalmamış. Kılıçdaroğlu partiye lider damgasını vurmuş. Bu damganın kalıcı olup olmadığını ise 7 Haziran’da göreceğiz!