Kimse gerçeği lekelemesin

Gerçekçi olmak gerek; eğer 17/25 Aralık operasyonları ile Fethullah Gülen cemaatinin Erdoğan’ı ve çevresini Silivri’ye tıkma projesi gerçekleşseydi, şimdi tüm sanıklar hapishanede çürüyordu. Tıpkı daha önce cezaları onanmış ve yeniden yargılama ile masum olduğu anlaşılan 300’ün üzerindeki subay gibi. Tıpkı FB Başkanı Aziz Yıldırım gibi.

Kirli yapılar var

Evet, Türkiye’de devletin içinde kirli bazı yapıların olduğu bir gerçek ama Ergenekon diye bir örgütün olmadığını bu operasyonu yapanlar da siyasi destekçileri de biliyordu. Bu dava hiç bir zaman o kirli yapılarla mücadele amacı taşımadı. O yüzden sahte delillere, sahte gizli tanıklara ve hukuksuzluğa göz yumuldu. İnşa edilmeye çalışılan Ergenekon Örgütü operasyonuyla bir büyük tasfiye amacı güdülüyordu o kadar.

Eleştirim Perinçek’e

Benim bu süreçte eleştirdiğim kişilerden birisi de Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek. Genel olarak yarattığı hava şu: Devlet kadrolarından özellikle yargıda kendilerine yakın kişiler Ergenekon Davası’nın bozma kararında etkili oldu. Zaten cemaatçilerin ağzına sakız olmasının nedeni de bu. Geçen hafta NTV’de ve CNNTürk’te katıldığım iki programda bunu eleştirdim.

Her yerde etkili mi?

“Doğu Perinçek, ‘Yargıda adamlarımız var. MİT’te adamlarımız var’ diyor. Bu inanılmaz bir suç. İnsanların masumiyetle elde ettikleri yargı kararını Doğu Perinçek gibi bir adam lekeliyor” dedim. Vatan Partisi bu konuda bir açıklama gönderdi. Açıklamada “Perinçek, yargıda ve Emniyet’te Cumhuriyete bağlı olanların görev yaptığını söyledi açıklamalarınız gerçeği yansıtmıyor, gerçeği lekeliyor”cümlesi yer alıyor. Oysa, Doğu Perinçek, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) seçimleri sonrası yaptığı açıklamaları tekrar okusa ne demek istediğimi anlayacak. O yetmezse Yeniyüzyıl gazetesindeki söyleşisinin şu bölümünü yeniden okusun: “Aydınlıkçılar her yerde etkili. Yalnız MİT’te değil. Çünkü Vatan Partisi, etkili bir parti.”

Yargıdan elinizi çekin

Yıllarca yargıda cemaatçilerin cenderisinde yaşadık. Bundan herkes çekti, çekiyor. Oysa yargıçların siyasi görüşlerine göre değil hukuka uygun karar vermesini beklemeliyiz. Nitekim Yargıtay’ın bozma gerekçeleri, hiç kimsenin itiraz edemeyeceği kadar somut ve hukuka uygundur. Bu karar hakkında ideolojik açıklamalar öncelikle bu davada yargılanan masum insanların masumiyetine sonra yargıçların idaresine saygısızlıktır. Yoksa cemaat gazetesindeki manşet gibi “Ergenekon Yargıtay’ı ikna etti” manşetinde olduğu gibi bizzat Perinçek gerçeğin lekelenmesine yol açar.