Nedim Şener Kirin içinde boğuluyorsunuz
HABERİ PAYLAŞ

Kirin içinde boğuluyorsunuz

Fethullah Gülen’in onursal başkanı olduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın başkanlığını da yapmış olan ve Gülen hakkında “Küçük Dünyam” isimli bir kitap da kaleme alan Latif Erdoğan hükümete yakın “Ahaber” kanalında MHP’li Meral Akşener hakkında utanç verici ifadeler kullandı.

Akşener’in kaseti olduğunu söyledi. “İnsanım” diyen herkesin en sert tepkiyi göstermesi gereken bir açıklamaydı bu.

Yalan, iftira ve ahlaksızlık iç içe girmiş. Hürriyet’ten Ahmet Hakan düşüncelere tercüman oldu.

Latif Erdoğan’ı şerefsiz bir müfteri ilan etti ve dedi ki;

Haberin Devamı

Gülen’e gelen telefon

“Cemaat denilen yapı, ahlaksız dinlemeler ve izlemeler yapmayacak, bu konulardan uzak duracak bir yapı değildir.

Bunu biliyoruz. Ancak ‘Cemaat’ denilen yapının böyle olması…

Senin yalan söylemekten çekinmeyen, tertemiz bir kadını diline dolayan itirafçılıktan iftiracılığa kayan biri olduğun gerçeğini değiştirmez.”

Cemaatçiler hep bir ağızdan Ahmet Hakan’a saldırıya geçti.

Cemaat öyle şeylerin içinde olmazmış! Aklıma 2013 yılı Aralık ayında Fethullah Gülen’in bir açıklaması geldi.

Şöyle diyordu Gülen; “Bir büyük zat, bir dönemde...

Bana seneler evvel bir telefon geldi. Dediler ki nefsine uyarak bir yerde bir tane alüfte (hayat kadını) ile buluşmaya gidiyor ve aynı zamanda birilerinin de komplosu da söz konusu olabilir.

Gece yarısı Türkiye’de onu tanıyan bir arkadaşa telefon ettim. ‘Kalk’ dedim, ‘Evine koş git, oraya gitmesin’ dedim.

Ve o mevzudaki telefon sabit” Anlaşılan her şey kayıtlı. Cemaatten kimler “Hocaefendi size niye Türkiye’den böyle bir telefon geldi, hocam bizim böyle şeylerle ne işimiz olur, biz iyilik hareketi değil miyiz?” diye sordu mu hatırlamıyorum.

Kullanmak da ahlaksızlık

Bu tür kasetler üzerinden konuşmak, onları kullanmak, siyaset üretmek de kaydetmek kadar ahlaksızlık ve suçtur. Bel altı vuruştur.

İsterseniz bir de Zaman gazetesinin arşivine bakalım; 28 Ağustos 2008 tarihli bir haberin başlığı şu; Ergenekon sanığının bilgisayarından çocuk pornosu çıktı. Bir başkası tarih 10 Eylül 2010; ‘Genç subaylar çete kıskacında’ başlığını taşıyor.

Haberin Devamı

Haberde bir Amiral’e ait olduğu belirtilen flashbellekte, askeri personele ait porno görüntüler, gay ilişki görüntüleri, çocukhayvan- lezbiyen pornoları tespit edildiği yazılıyor.

13 Nisan 2010 tarihli bir başka haberin başlığı şu; Deniz Kuvvetleri’nde “‘Gay Tayfa’ skandalında ikinci perde”. Cemaatin hâlâ arkasında durduğu bu davaların bir ayağı da porno CD’lerle itibarsızlaştırmaya dayanıyordu.

Nitekim İzmir’de adı Ergenekon soruşturmasında geçen Albay B.E. eşinin başka biriyle ilişkisi olduğuna dair görüntüler internetten yayınlanınca intihar etmişti.

Cemaatçi polislerin yürüttüğü İstanbul Askeri Casusluk davasında da emekli bir Albay’ın evinden çıkan porno görüntülerin de emniyette oluşturulduğu ortaya çıkmıştı.

Tüm bunlar yaşanırken hükümete yakın medya da cemaat gazetecileri de hallerinden pek memnundu.

Gündeme Deniz Baykal ve MHP’li milletvekillerinin kasetleri de geldiğinde Erdoğan seçim meydanlarında görüntüler için “Ne özeli ya, özel değil bunlar genel, genel” diyordu.

Haberin Devamı

Şimdi çıkıp ahlaktan bahsedebiliyorlar. Beyler hukuk gibi ahlakı da kirlettiniz ve şimdi o kirin içinde boğuluyorsunuz.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder