Oral Çalışlar Kongre sonrası...
HABERİ PAYLAŞ

Kongre sonrası...

Haberin Devamı

AK Parti kongresinde geçmişle kıyaslandığında artan Erdoğan vurgusu ne anlama gelebilir? Davutoğlu’nun, bir anlamda “İstemeyerek gidiyorum” mesajı verdiğini gördük. Cumhurbaşkanı’yla Başbakan arasında ciddi bir yönetim sorunu ve algı farkı olduğu, böylece biraz daha netlik kazandı. Kongredeki hava şunu iyice belirginleştirdi: AK Parti içinde tek bir irade var… Erdoğan iradesi… Parti, önümüzdeki kritik dönemi onun iradesiyle şekillendirmeyi esas aldığını ilan etti.

Türkiye’deki genel “partiler pratiği” açısından, lider kültü, tanıdık bir durum. Demokrasimizin gelişmesinin önündeki tek engel, lider kültü değil. Kongredeki tablo; demokrasi, çok seslilik, özgürlük, eşitlik, değişime açıklık, kişi kültü gibi kavramlar üzerine yeniden düşünmeyi gerektiriyor.

MHP, CHP gibi partilerde de, “tek adamcılık”, ciddi sorunları beraberinde getiriyor. Ancak, AK Parti’deki giderek tırmanan kişi kültü, ülkenin tüm dengelerini doğrudan etkiliyor. AK Parti, bir değişim projesiyle geldi. Uzun yıllar boyunca, iktidarı elinde tutabildi. Bu projenin vitrininde, ilk günden beri Tayyip Erdoğan var.

Başkanlığa kilitlenmek


Halihazırdaki parlamenter sisteme göre düzenlemiş kurallar bütünü içinde, fiili “Partili Cumhurbaşkanı” tablosunun yarattığı, yaratabileceği krizleri küçümsememek gerekiyor… Davutoğlu krizi, kısmi sıkıntılar yaratsa bile, büyük oranda aşıldı. Ancak, sistem orada duruyor, Cumhurbaşkanı da sistemi zorlamayı sürdürüyor.

Sadece “başkanlık mı, partili cumhurbaşkanlığı mı, parlamenter rejim mi?” sorusu ile çözümlenemeyecek bir belirsizlik ve riskle karşı karşıyayız. CHP, “kanlı” başkanlık karşıtı söylemler yerine, demokratik, Meclis iradesinin güçlü olduğu bir anayasa için çaba harcayabilir… “Seni başkan yaptırmayacağız”la başlayan çatışma, “başkan olacağım göreceksiniz” tepkisiyle karşılaştığında, kısır bir döngüye giriliyor.

“Kişi kültü” ülkenin ciddi bir sorunu sayılsa da, bunu aşmanın imkanları tamamen yok olmuş değil. Önümüzde hâlâ bir anayasa sorunu bulunuyor. Bu anayasanın, insan haklarına saygılı, yargı bağımsızlığını koruyan, Meclis'le yürütme arasında dengeleri gözeten bir şekilde hazırlanması için ortak bir gayrete ihtiyaç bulunuyor. Başkanlık tartışmasının kısır döngüsüne kapılmak yerine, demokrasiye odaklanmak daha anlamlı olabilir.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder