Lider olmak bambaşka bir şeydir!

Başbakan olabilirsin. Hatta cumhurbaşkanı olabilirsin. Ama “Lider” olmak başka bir şey! Tabii ki meydanı dolduran kalabalıklar seni alkışlayabilir. Ve hatta ne dediğini dinlemeden her ağzını açtığında kafa sallayabilir. Seninle gurur duyduğunu haykırabilir. Ya da taammüden her yaptığını hoş görebilir. Ama bu da lider olmak için yeterli değildir! Lider olmak ne demektir bilir misin?

Ölümünden 76 yıl sonra bile insanların senin adın geçtiğinde gözleri parlıyorsa, başı sıkıştığında sana koşuyorsa, bağımsız bir ülkede özgür düşünebilen onurlu yurttaş oldukları için sana şükrediyorsa, lidersin! Kestirdiğin değil, diktirdiğin ağaçlarla anılıyorsan; sarayın değil, çiftliğin varsa; bırak odalara sığmayan serveti, ölümünden sonra beş kuruşluk mirasın yoksa; lidersin!

[[HAFTAYA]]

Ulusuna adını verdiysen, onu diğerlerinin yanında saygı duyulur bir yere getirdiysen, telefonda aldığın emirleri değil, kendi kararlarını uygulayabildiysen lidersin! O kadına değer ve hak verdi. Sen sadece para veriyorsun. “Fikri hür olsun” dedi, yüzünü, gözünü, başını açtı. Sen kimi nasıl kapatacağını şaşırıyorsun. “Kadın erkek omuz omuza” dedi. Sen çocukları bile ayırıyorsun. “Yurtta barış, dünyada barış” dedi. Sen ‘komşu komşuyu ispiyonlasın’la başlayıp herkesi Türk, Kürt; Alevi, Sünni; bizden, bizden değil diye birbirine düşürdün. Kavga etmediğin komşu ülke kalmadı. Sınırlarımız düşman, sığınmacı doldu. 76 yıl sonra adını duyunca bırak ayağa kalkmayı, anmak isteyecekler mi bilmiyorum.

Yandaşlara Atatürk ilanı zulmü!

Atatürk’ün 76. ölüm yıldönümünü andığımız 10 Kasım 2014 günü gazetelerin hemen hepsinin arka kapak ve ikinci sayfasında ilan olarak verilmiş tam sayfa bir Atatürk portresi vardı. Ekonomi basınının kül yutmaz gazetecisi Vahap Munyar’dan öğrendik ki yıllardır arka kapağa Atatürk’ü anma ilanı veren Koç Holding, 90. yılını kutlayan İş Bankası’nın ricası üzerine bu yıl rezervasyonlarından vazgeçmiş, 2. sayfaya razı olmuş!

Ne ki iki tam sayfa ilanın yayınlandığı havuz medyasında 10 Kasım’ın Atatürk’ün ölüm yıldönümü olduğuyla ilgili haber pul kadardı! Görmezden gelmek, sessizlik! Kimsenin zorlamadığı insanların 76 yıl sonra bile saat 9’u 5 geçe çalan sirenlerle ayağa kalktığı bir ülkede, yok sayarak unutturmaya çalışmak... Böyle düşünmese bile görevmiş gibi yaptığı gazetede görmezden gelmek, satılık kalem olmak... Ve ilan parasına dayanamayıp iki sayfasını o görmezden geldiği liderin portresine ayırmak! Zor gelmiştir, zulüm gelmiştir!

Fazıl Say’a beste siparişi!

Fazıl Say, 10 Kasım’da ENKA’da verdiği, şarkılarından oluşan konseri Atatürk’e adadı. Bugün de aynı salonda konser verecek olan Say’dan Atatürk için bir senfoni bestelemesini isteme hakkımız yok mu? Türkiye’ye çok sesli müziği kazandırmış olan Atatürk için Nevit Kodallı, Atatürk Oratoryosu’nu yazmış. Can Dündar’ın Atatürk’ün hayatının son günlerini anlattığı Sarı Zeybek belgeselinin müzikleri Fahir Atakoğlu’na ait. 10 Kasım’da Dolmabahçe Sarayı’nı her ziyaret edişimde çok içli ve güzel olan bu müzik çalıyor. İstanbul ve Mezopotamya Senfonileri’ne hayran olduğum, Atatürk ve cumhuriyet değerlerine bağlılığı simgeselleşmiş, hatta başına dert olmuş Fazıl Say gibi bir bestecinin Atatürk için bestesi olması gerektiğini düşünüyorum. Doğru mu?